“10 ayda 246 kadın öldürüldü”

HABER: KERİME LARA ALTUN

ADANA (BÖLGE)-İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Tan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde yaptığı açıklamada; Kadın cinayetlerinin artmaya devam ettiğini, içinde bulunduğumuz salgın döneminin yalnızca ekonomik krizi değil, cinsiyet eşitsizliğini de derinleştirdiğini vurguladı.

Kadınların, koronavirüs pandemisi sürecinde daha çok şiddete maruz kaldığını, kadına yönelik psikolojik, cinsel, fiziksel şiddet ile çocuk istismarının arttığını belirten Leyla Tan, bu yılın kadın cinayeti verilerini açıkladı. Verilerin ülkemizde kadın cinayetlerinin geldiği boyutu açık ve net olarak defalarca, yıllardır ortaya serdiğini ifade eden Tan; “Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformunun bu yılki verilerine göre; geçtiğimiz Ekim ayında 21 kadın cinayeti, 8 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. 2020 yılının ilk 10 ayında 246 kadın cinayeti, 151 şüpheli kadın ölümü kayıtlara geçti” dedi.

Bu cinayetlerin çoğunluğunda, kadınlar şiddetten kurtulmaya çalışırken en çok boşanma süreçlerinde öldürüldüğünü açıklayan Tan şöyle devam etti:

“Kadınlar barışma teklifini reddettiği için, evdeki şiddete rıza göstermediği için öldürüldü. Ayrıca intihar ya da kaza süsü verilmiş kadın ölümleri gerçekleşti; kadınlar intihara sürüklendi;  faili meçhul kadın cinayetleri işlendi.

Kayıtlar kadınların en çok yakınları tarafından evlerinde öldürdüğünü gösteriyor. Kadınlar şiddetin her türlüsünün eksik olmadığı evlerinde kalmak istemedikleri için öldürülüyor. Kadınlar ayrılmak, boşanmak istedikleri için, çalışmak istedikleri için, erkek şiddetine karşı çıktıkları için, kendi yaşamları üzerinde söz sahibi olmak istedikleri için, bireysel temel haklarını kullanmak istedikleri için katlediliyor.

Her gün kadın cinayetinin işlendiği ülkemizde bu cinayetlerin son bulması için gerekli adımlar atılmadığı gibi tam tersine kadına yönelik şiddete karşı kazanımlar geri döndürülmeye çalışıyor, kadın cinayetlerini engellemekte önemli kazanım sağlayacak olan ve kadınların yıllardır uygulatmak için etkin bir mücadele sürdürdüğü İstanbul Sözleşmesi tartışmaya açılıyor. Tüm olumsuz koşullara rağmen kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya kararlılıkla devam ediyor ve edecektir.

Toplumumuzda adalete güven de zayıflamıştır. Adli mercilere başvurmuş olmasına rağmen korunamayarak öldürülen kadınlar bunun en çarpıcı örneklerindendir. Yine şiddet faillerine uygulanan indirimler, bu adaletsizliğin örneği olduğu gibi yeni faillerin bahane üretmelerine de kapı açmaktadır.  

Bir kadına vurulan her yumrukta, saplanan her bıçakta, atılan her kurşunda toplumun vicdanı, adaleti, eşitliği de yara almaktadır. Bu yara her geçen gün daha da derinleşmektedir.  Toplumun her alanında şiddet, ayrımcılık, tehdit olağanlaşmakta, varlığını yapanların yanına kar kalmasından, fütursuzca sürdürmektedir.

Bu toplumsal koşullarda, bizler biliyoruz ki kadına yönelik şiddete karşı mücadele kapsamlı, çok yönlü ve tüm demokratik güçlerin birlikte sürdürmeleri gereken, yetkililere gerekli önlemleri almalarını, gerekli yasaları çıkarmaları ve uygulatmaları yönünde etkin baskı odağı sağlamayı gerektiren uzun erimli bir mücadeledir.

Bizler, inşaat mühendisi kadınlar olarak; kadına yönelik şiddete karşı mücadelede atılan her adımın, her emeğin taşıdığı değerin ve önemin bilincinde olarak; kadına ve çocuğa yönelik şiddet, tecavüz ve istismarın olmadığı, insan haklarından taviz vermeyen,  demokratik, eşit, adaletli, bir toplumsal yaşama ulaşmak için her alanda var olmaya, mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor