1960’A GİDEN SERÜVEN

1957-1960 döneminin en önemli siyasi olayları arasında ilk sırayı muhalefet tarafından oluşturulan MİLLİ MUHALEFET CEPHESİ ve buna bir tepki olarak iktidarca kurulan VATAN CEPHESİ arasındaik mücadele olmuştur.

Bu dönemde adeta bir  tek parki iktidarı yaratan DP yönetimi Türk ulusunu iki ayrı cepheye (Bu Recep Tayyip Erdoğan’ın bizden olanlar ve bizden olmayanlar diye iki cepheli bir toplum yarattığı gibi) bölerek, toplumda huzurun bozulmasına neden olacak. DP ile muhalefet partileri, özellikle de CHP arasında siyasi bir savaş yaşanıyordu.

DP hükümeti bu dönemde giderek artan ekonomik sorunlara çözüm getirememenin yarattığı sıkıntıları unutturmak ve iktidarda kalabilmek için CHP Lideri İsmet İnönü’ye yaptığı saldırıları arttıracaktı.

Başbakan Menderes’in öncülüğünde yaptığı tepkiler, DP’nin kurduğu VATAN CEPHESİ yandaşlarının giderek hırçınlaşmasına yol açmış, İnönü çıktığı yurt gezilerinde bu kesimin fiili saldırılarına uğramıştır.

CHP’liler 1959 Bahar aylarında Batı Anadolu illerini kapsayan ve Büyük Taarruz adı verilen bir seçim kampanyası başlattılar. Ülke ise büyük bir gerginlik içindeydi.

3 Mayıs 1959 günü İstanbul Belediye Başkanı ve Demokrat Parti Başkanı Kemal Aygün, Beykoz İlçe Başkanı Mhemet Kaptan’ı telefonla arayarak Beykoz’daki resmi ve özel fabrikaların işçilerinden ertesi gün Topkapı’da İnönü’yü hırpalamak için hazır bulundurmalarını emir buyurması üzerine, aynı gece Kaplan ve Sabahattin Genç fabrikaya gelerek müdürle temas etmiştir.

300/400 kadar işçiyi saat 9.30 ile 12.00 arasında Topkapı’ya sevk ettikleri, personel şefliğinden mevcut işçi giriş ve çıkış kartları ile 5 güne ait izin tezkerelerinin tetkikinden anlaşılmıştır.

Topkapı’ya giden bu işçiler, taş ve sopalarla teçhiz edilerek gerekli tertibatı almışlar ve İnönü surlardan girince Mehmet Kaptan’ın işareti üzerine arabaya hücum ederek taşlamaya başlamışlardır.

Çok sayıda tanığın ifadesinin yer aldığı belgeler arasında Şişe Cam Fabrikası’ndan da dokumacı olarak çalışan İsmail Kayar’ın olaylarla ilgili şu ifadeleri dikkat çekiyor.

“Halk Partisi teşkilatlarında çalışırdım. Bu hadiseden bir gün önce İnönü’ye suikast yapılacağını muhtelif yerlerden öğrendik. Kontrol işlerine bizim fabrikadan başladım. Necip Oymaz’ın elinde bir listeyle fabrika içinde adam arıyordu. Bu adamların Topkapı’ya gittiğini zannediyorum. Daha sonra Topkapı’ya gittim.

Fatih İlçe Başkanı (Demokrat Parti) Topkapı surlarında taş toplamaya başladı. Ayrıca bu şahıs toplu bulunan bazı kimselere de şarap şişeleri (dolu) dağıtıyordu. Halkın elinde çok sayıda döviz vardı.En galiz dövizler ise şişe cam fabrikasından gelen işçilerin elindeydi.

Bu ortamda İnönü’nün arabası kalabalığın içine daldı. İşçiler vurun Makarias’a diye bağırıyordu. İnönü’nün arabasına taş yağmuru mbaşladı. Bazı halk ise ‘Bizi buraya bunun için mi getirdiler, bu ne rezalet’ diyerek oradan ayrılmaya başladılar.”

Topkapı olaylarının İnönü’ye suikast olduğu iddia edilmişti. İnönü’yü linç etmeye çalışan kalabalığa polisin müdahale etmediği ve tesadüfen orada bulunan bir askeri birliğin olaya müdahalesi ile eski Cumhurbaşkanı’nın kurtulduğu da kamuoyuna yansımıştı.

Hükümet o dönem olaya yayın yasağı koyarken Topkapı olayları YASSIADA DURUŞMALARINDA da gündeme eldi. Adnan Menderes bu olaylar içinde yargılanarak suçlu bulundu.

Olayın sanıkları, olayları kabul ederken suikast amaçlı olmadığını iddia etmişlerdi. Olaylar sırasında bir tuğla aracının olay yerinde hazır tutulduğu ve işçilere bunların verilerek İnönü’ye atıldığı da öne sürülmüştü.

Bu geziler sırasında İnönü, Uşak’ta taşlı saldırıya uğradı. Devlet güçleri olaya müdahale etmediler. Uşak’ta uğranılan saldırıda muhalefet lideri İnönü başından yaralanmış, bu durum bütün yurtta tepkiyle karşılanmıştır.

Bu olayı DP’lilerle çıkarılan Turgutlu, Akhisar, İzmir ve İstanbul’da çıkan öteki olaylar izlemiştir.

11 Eylül 1959 tarihinde ise, Çanakkale’ye bağlı Ezine İlçesi Geyikli Bucağı’nda CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek, DP’lilerin saldırısan uğramıştı.

3 Nisan 1960 tarihinde ise; CHP Kayseri İl Kongresi’ne katılmak amacıyla buraya gelen İnönü’nün bindiği tren, Himmetdede İstasyonu’nda durdurularak, üç saat bekletilmiş ve muhalefet lideri İsmet Paşa kurulan barikatları elleriyle yararak şehre ulaştı ve kendisini Kayseri’de 50.000 kişi karşıladı.

Siyasette CHP-DP kavgası gitgide su üstüne çıkıyordu. 1960 yılı başlarında basına uygulanan sansürde artmıştı.

CHP’nin yayın organı ULUS GAZETESİ de kapatılmıştı.

Yukarıda yazdığımız bu olaylar daha da artarak diktatörlüğe dönüşünce 27 Mayıs 1960’da ordu bu gericiliğe karşı Cumhuriyeti ve Demokrasiyi koruyup-kollama müdahalesi yaparak diktatörleşen Menderes Hükümetine işten el çektirildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor