“2023 YILINA GÖRE BU YIL YÜZDE 88,8 ARTIŞ OLDU”

(HABER MERKEZİ)-Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Mali Sekreteri Hasan Kütük, yaptığı basın açıklamasıyla, 2024 eğitim yılında okula başlama maliyetlerini ve okulların durumunu hakkında yaptıkları araştırmayı yayınladı. Hasan Kütük, “Lise düzeyinde okula başlama maliyetleri 2023 yılına göre; 2024 yılında yüzde 80,46 oranında arttı. Okul öncesi, ilkokul düzeyi, ortaokul düzeyi ve lise düzeyinde okula başlama ortalama artışı ise yüzde 88,8 oldu” dedi.

Hasan Kütük basın açıklamasında daha sonra şunları söyledi;

Okula başlama maliyetleri için 2019, 2022, 2023 ve 2024 yılları karşılaştırılmıştır. Yaptığımız bu araştırmada, belirtilen rakamlar içerisinde, okula zorunlu alınan bağışlar, sınıfların düzenlenmesi için toplanan paralar, velilerin çocuklarına verdikleri harçlıklar bulunmamaktadır. Zorunlu bağış adında alınan bu ücretleri de eklediğimizde, özellikle alt ve orta gelir düzeyindeki ailelere, okul giderleri ciddi bir yük olacaktır. Araştırmamız okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve liseye yeni başlayacak öğrencilerin başlangıç ihtiyaçlarını kapsamaktadır. Ankara il örneğinde öğrencilerimizin ihtiyacı olan 137 kalem ürün üzerinden yapılmıştır.

  • Okulöncesi düzeyde okula başlama maliyetleri 2023 yılına göre; 2024 yılında yüzde 98,9 oranında artmıştır.
  • İlkokul düzeyinde okula başlama maliyetleri 2023 yılına göre; 2024 yılında yüzde 84,25 oranında artmıştır.
  • Ortaokul düzeyinde okula başlama maliyetleri 2023 yılına göre; 2024 yılında yüzde 91,91 oranında artmıştır.
  • Lise düzeyinde okula başlama maliyetleri 2023 yılına göre; 2024 yılında yüzde 80,46 oranında artmıştır. Ortalama artış yüzde 88,8 olmuştur.

Okullar eğitim öğretim yılına hazır değil

Her yıl olduğu gibi okullarımız yine eğitim öğretim yılına birçok eksik ile başlayacak. Fiziksel eksikliklerin yanı sıra temizlik, güvenlik personeli gibi eksiklikleri hala devam etmektedir.

Kadrolu yardımcı hizmetli ve güvenlik görevlisi ataması yapılmamıştır. Yaklaşık 65 bin güvenlik, 105 bin de temizlik görevlisine ihtiyaç bulunmaktadır.

Yeteri kadar öğretmen ataması yapılmamıştır. Önceki öğretim yılında 85 binin üzerinde ücretli öğretmen çalıştırıldığı düşünülürse en az 100 bin öğretmen ataması yapılmadığı takdirde öğrenciler öğretmensiz, öğretmenler ise öğrencisiz kalacaktır. Yapılan 20 bin atama yeterli değildir. Dolayısıyla öğretmen açığı yine ücretli öğretmenlik sistemi ile kapatılmaya çalışılacaktır.

Öte yandan eğitim iş görenleri ciddi oranda mali zorluk çekmektedir. 25 yıllık bir öğretmen 44 bin lira maaş almaktadır. Bu nedenle eğitim öğretime hazırlık ödeneği en az bir maaş tutarında ödenmeli ve en düşük öğretmen maaşı yoksulluk sınırının üzerinde olmalıdır.

Okul bütçeleri oluşturulmalıdır

Okul bütçeleri oluşturulmadığı sürece velilerden para toplanmaya devam edilecektir. Okula başlama maliyetleri bu kadar artmış iken velilerin üzerinden mali yükün alınabilmesi ancak okul bütçelerinin oluşturulmasıyla mümkün olacaktır.

Zorunlu eğitim kapsamında, devlet okullarında örgün eğitim içerisinde 15.887.296 öğrenci bulunuyor. MEB’in bütçesi 1.092.129.668.000 TL’dir. Okullara her eğitim öğretim yılının başında eğitim öğretime hazırlık amacı ile öğrenci başına en az 1000 lira bütçe gönderilmelidir. Öğrenci başına 1000 lira gönderildiği takdirde MEB’in bütçesinin sadece 15,88 milyar lirası (%1,45) kullanılmış olacaktır.

Önceki Milli Eğitim Bakanı, okullara bütçe gönderildiğini ifade etmiştir. Oysa MEB tarafından sadece liselere bütçe gönderilmekte, ilk ve ortaokulların ise sadece elektrik, su ve ısınma giderleri karşılanmaktadır. Bin öğrencisi olan okulların en az 5-6 temizlik görevlisi ihtiyacı bulunmaktadır. Bu okulların sadece altı temizlik personeli için aylık yaklaşık 150 bin lira ödeme yaptığını düşündüğümüzde merkezi bütçeden aktarılan kaynak ile okulların temizlenmesi dahi mümkün değildir.

Yaşanan hayat pahalılığı öğrencilerin kullandıkları malzemelere de yansımış, geçen yıllara oranla bütün malzemelerde büyük bir artış olmuştur. Asgari ücretle hayatını devam ettiren bir aile, ilkokula başlayan çocuğu için, bir aylık maaşından fazlasını, en düşük maaş alan memur ise maaşının yarısını okul masrafı olarak harcamak zorundadır.

Sonuç olarak anayasanın 42’nci maddesine göre, temel eğitim, tüm vatandaşlarımıza eşit ve parasızdır. Bu nedenle devlet, çocuklarımızın eşit koşullarda eğitim almalarını sağlamak zorundadır. Velilerin eğitim harcamaları göstermektedir ki devlet okullarında bu sağlanamamaktadır. Bu nedenle de okullarımız toplumdaki bütün eşitsizlikleri yansıtan kurumlar haline dönüşmüştür.

Eğitim Harcamaları

Eğitim ekonomisi ile eğitim arasında çok boyutlu bir ilişki vardır. Öncelikli hedef iyi yetişmiş bireyler yetiştirmek olmalıdır. Kaynakların doğru kullanılması, planlamanın uzun erimli yapılması, toplumsal kalkınmanın vazgeçilmezidir.

AKP iktidarı ile yöneticilerden sınırlı kaynaklarla daha fazlasını başarmaları beklenmektedir. İktidar eğitim bütçesi konusunda sayılarla saklı gerçeklerin arkasına sığınmaktadır. Eğitim için ayrılan bütçenin verimli kullanılması esas olmalıdır. Eğitime ayrılan kaynakların kişisel ve toplumsal getirisi yüksektir. Bu açıdan değerlendirildiğinde iyi yurttaş, iyi eğitimli birey yetiştirmek toplumsal gelişimi hızlandıracaktır. Bu nedenle eğitimden tasarruf yapılmamalıdır. AKP iktidarı 22 yıllık yanlışlarının bedelini öğrenci, veli ve öğretmenlerimize ödetmeye çalışmaktadır.

Ülkemizde öğretmen açığı derinleşmiş, ataması yapılmayan öğretmen sayısı bir milyona yaklaşmış, okullara temizlik-güvenlik görevlisi ataması yapılamayacak duruma gelinmiştir.

İkili ve taşımalı eğitim devam etmekte, yatılı okullar kapatılmakta, örgün eğitimdeki çocuklarımız açık öğretime yoğun bir şekilde geçiş yapmaya devam etmektedir.

2024 yılı eğitim bütçesi mevcut sorunları çözmekten uzaktır. Nitel ve nicel ihtiyaçları karşılamaktan çok uzak bir bütçe ile karşı karşıya bulunmaktayız. 2016 sonrası tüm alanlarda eğitime ayrılan pay azalmıştır.

Ülkemizde eğitime ayrılan bütçenin azlığı uluslararası verilere de yansımıştır. Uluslararası alandaki son verilerine göre, tüm eğitim kademeleri birlikte ele alındığında, öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcaması Türkiye’de 5.352 dolar, OECD ülkeleri ortalamasında ise 12.647 dolardır. Buna göre, OECD ülkeleri ortalamasında tüm kademelerde öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcaması neredeyse Türkiye’nin iki katı kadardır. Türkiye bu harcama miktarı ile Meksika ve Kolombiya’dan sonra öğrenci başına yapılan eğitim kurumları harcamasının en düşük olduğu üçüncü OECD ülkesidir.

Eğitim harcamasının gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payı (GSYH) 2014 yılında %6,5, 2018 yılında %5,8, 2019 yılında %6, 2020 yılında ise %5,36, 2021 yılında %4,8 iken 2022 yılında %3,9’a düşmüştür. Devlet eğitim harcamasının gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payı ise 2018 yılında %4,3, 2019 yılında %4,4, 2020 yılında %4, 2021 yılında %3,4, 2022 yılında ise %3,1 olarak gerçekleşmiştir.[1]

Öte yandan OECD ülkeleri arasında ne eğitimde ne istihdamda olan 18-24 yaş aralığındaki gençlerin oranının en yüksek olduğu ülke Türkiye’dir. Türkiye’de her üç gençten biri ne eğitimde ne istihdamdadır ve bu oran Türkiye’de yıllar içinde neredeyse sabit kalmıştır.[2] Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin çoğunluğunu (%34’ün içindeki %24) ise işgücüne dahil olmayan, bir başka deyişle çalışmayan ve aktif olarak iş aramayan gençler oluşturmaktadır. Türkiye’de ne eğitimde ne istihdamda olma oranları 25-29 yaş arası genç yetişkinler arasında da oldukça yüksektir. Yükseköğretim mezunları için %26 olan ne eğitimde ne istihdamda olma oranı, genel ortaöğretim mezunları için %33, mesleki ortaöğretim mezunları için ise %27’dir. OECD ülkeleri ortalamasında ise bu oranlar yükseköğretim mezunları için %10, ortaöğretim mezunları için ise %17’dir.[3]

Ülkemizde Devlet ve ailelerin eğitim harcamaları 2022 yılında 2021 yılına göre %69,3 artarak 587 milyar 438 milyon TL oldu. 2022 yılında bir önceki yıla göre eğitim harcamalarının en fazla arttığı eğitim düzeyleri; %113,8 ile okul öncesi ve %74,1 ile yükseköğretim olmuştur.

Türkiye’de eğitim harcamaları 2022 yılında 2021 yılına göre %69,3 artarak 587 milyar 438 milyon TL olmuştur.

Okulöncesi düzeyde, 2014 yılında öğrenci başına 2.635 dolar harcama yapılırken 2022 yılında öğrenci başına sadece 1.145 dolar harcama yapılmıştır.

İlkokul düzeyinde, 2014 yılında öğrenci başına 1.939 dolar harcama yapılırken 2022 yılında öğrenci başına sadece 1.137 dolar harcama yapılmıştır.

Ortaokul düzeyinde, 2014 yılında öğrenci başına 1.892 dolar harcama yapılırken 2022 yılında öğrenci başına sadece 1.203 dolar harcama yapılmıştır.

Ortaöğretim düzeyinde, 2014 yılında öğrenci başına 2.396 dolar harcama yapılırken 2022 yılında öğrenci başına sadece 1.275 dolar harcama yapılmıştır.[4]

Yükseköğretim düzeyinde, 2014 yılında öğrenci başına 5.169 dolar harcama yapılırken 2022 yılında öğrenci başına sadece 3.027 dolar harcama yapılmıştır. 2011 yılında 103 devlet, 62 vakıf olmak üzere toplam 165 üniversitede bulunmaktaydı. 2022 yılına geldiğimizde 129 devlet, 74 vakıf, 4 vakıf MYO olmak üzere 207 üniversitede 4 milyon örgün eğitim öğrencisi bulunmaktadır. Görüldüğü gibi 2011 yılından buyana üniversite sayısı %25,45 artmıştır. Üniversite sayısı artarken eğitim harcamalarının GSYH içerisindeki payı azalmıştır.

  • TÜİK’in araştırmalarına göre yoksullar gıda harcamalarının büyük bölümünü ekmek, tahıl ve sebzeye ayırırken, zenginlerin gıda harcamalarının büyük bölümünü et balık ve deniz ürünlerine ayırdıkları görülmektedir. Dolayısıyla zenginlerin çocukları et, balık, deniz ürünleri ile beslenirken, yoksulların çocukları ekmek, tahıl ve sebze ile beslenir olmuştur.
  • Gelir dağılımındaki adaletsizlik ailelerin yaptığı harcama kalemlerinin hepsine yansımış durumdadır. Yoksulun çocuğu dengeli beslenme ve iyi eğitim imkanlarına ulaşmada sorunlar yaşamaktadır. Zenginlerin nitelikli eğitim imkanına çok kolay ulaştığı görülmektedir. Öğrenciler, iyi eğitim almış bir azınlık ve iyi eğitim imkanından yararlanamamış çoğunluk olarak ikiye ayrılmış durumdadır.

Tüm bu veriler, ülkemizdeki gelir dağılımına paralel olarak zengin ve yoksul arasındaki, eğitime ayrılan bütçe açısından oluşan uçurumu ortaya koymaktadır.

2024 Yılı Eğitim Bütçesi

  • 2024 yılı merkezi yönetim bütçesinin 11.089.037.425.000 TL olması öngörülmüştür. Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, Yükseköğretim Kalite Kurulu, Kredi ve Yurtlar Kurumu-Diğer bütçeleri toplamı 2024 yılı için 615.200.000.000 TL, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi ise 1 Trilyon 92 milyar TL olarak öngörülmüştür.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor