2024 YILINDA EN AZ 1897 İŞÇİ HAYATINI KAYBETTİ
(HABER MERKEZİ)- İSİG Meclisi 2024 iş cinayeti raporunu açıkladı. İSİG Meclisinin verilerine göre en 1897 işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayetlerinin sayısı aylara göre şu şekilde: “Ocak ayında en az 164 işçi, şubat ayında en az 152 işçi, mart ayında en az 125 işçi, nisan ayında en az 165 işçi, mayıs ayında en az 141 işçi, haziran ayında en az 139 işçi, temmuz ayında en az 149 işçi, ağustos ayında en az 192 işçi, eylül ayında en az 161 işçi, ekim ayında en az 168 işçi, kasım ayında en az 173 işçi, aralık ayında en az 168 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.”
2024 yılındaki iş cinayetleri en fazla inşaat-yol (482), tarım-orman (326), taşımacılık (234) iş kollarında meydana geldi. 2024 yılında iş cinayetlerinin sektörlere göre dağılımı ise şöyle: Sanayi sektöründe 656 işçi, inşaat sektöründe 484 işçi, hizmet sektöründe 431 işçi, tarım sektöründe 326 işçi hayatını kaybetti…
İş cinayetlerinin nedenleri arasında en fazla trafik-servis kazası, ezilme, göçük, yüksekten düşme, kalp krizi, beyin kanaması, zehirlenme-boğulma yer aldı.
106 kadın işçi ve 1791 erkek işçinin hayatını kaybettiği iş cinayetlerinde 14 yaş ve altı 22 çocuk, 15-17 yaş arası 49 çocuk/genç can verdi. 65 yaş ve üstü 96 işçi yaşamını yitirdi
İç cepheyi sağlamlaştırma politikası işçi sınıfının teslim alınmasıdır
Yüksek kârlılık sıçraması için daha fazla verimlilik arayışı emek sömürüsünün daha fazla yoğunlaşması demektir. Ücretlerin daha fazla baskılanması (başta asgari ücret olmak üzere düşük ücret politikası) ve işçi sınıfını hareketsiz kılmak amacıyla sendikalaşmanın cezalandırılması (işten atmalar, grev yasakları, toplu sözleşmelerin etkisizleştirilmesi) “iç cephe”nin sınıf savaşı stratejisidir. Kuşkusuz etkiye tepki prensibi gereği baskılar işçi eylemliliklerini de artırmaktadır. Ancak Türkiye’nin dört bir yanındaki işçi direnişleri ve grevleri “iç cephenin” hedefindedir.
İşte tam da bu noktada “işçi sınıfı cephesi”ni güçlendirmek için İSİG mücadelesinin temel başlıkları ise bellidir:
-Başta asgari ücret olmak üzere tüm ücretler insanca yaşayabilecek düzeye yükseltilmelidir.
-İşten atmalar yasaklanmalı ve sendikal örgütlenmenin önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
-İSİG önlemleri alınmalı ve iş cinayetlerinin sorumluları hesap vermelidir.
İşçi sınıfı ekseninde/önderliğinde demokratik haklar ve özgürlükler mücadelesi yükseltilmelidir.
Güncel kavram tartışmaları
2024 yılında raporlarda kullandığımız kavramlara dair kısa bir değinme yapmak gerekiyor. Zira yıllardır raporlarımızda yer verdiğimiz “iş cinayeti” ve “en az” ifadelerinin içeriğinin güncel olarak yeniden hatırlatılması gerekliliği ortaya çıktı.
Neden iş kazası yerine iş cinayeti diyoruz?
Öncelikle şunu belirtelim. İSİG Meclisi olarak “iş cinayeti” kavramını biz icat etmedik. Bu kavram 50 yıldan beridir kullanılmakta ve sınıf hareketinin durumunu, pozisyonunu da belirtmektedir.
-ş kazaları; patronların maliyet hesabı yapıp gerekli önlemleri (ortam, ekipman vd) almamaları, yani karlarını işçinin hayatının önüne koymaları yüzünden İş Cinayetidir.
-İş kazaları; patronların üç işçinin yapabileceği işi daha az ücret vermek için iki işçiye yaptırmaları yüzünden İş Cinayetidir.
-İş kazaları; işçilerin günde en fazla 8 saat çalışması gerekirken patronlar tarafından 12 saat çalıştırılması, bu çalışma sisteminin günlerce sürdürülmesi ve normalleştirilmesi yüzünden İş Cinayetidir.
-İş kazaları; patronların işçilere düşük ücret vermesi ve bu yüzden işçilerin gıda, ulaşım ve barınma gibi en temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı için İş Cinayetidir.
-İş kazaları; patronlar ve devletin işçilerin temel yasal haklarını bile yok sayması, sendikal örgütlenmenin engellenmesi, grevlerin ertelenmesi, 1 Mayısların yasaklanması, işçilerin haklarını savundukları için işten atılması ve korunma mekanizmalarının olmaması nedeniyle İş Cinayetidir.
Neden “en az” vurgusunu yapıyoruz?
İSİG Meclisi olarak bizler, kısıtlı imkânlarımızla derlediğimiz iş cinayetleri raporlarında işçi ölümlerinin bir kısmına ulaşarak kayıt altına alabiliyoruz. Yukarıda da belirttiğimiz gibi 2024 yılında kayıt altına aldığımız 10 iş cinayetinden 7’sini ulusal basından 3’ünü ise bize ulaşan bildirimler sayesinde öğrendik. Oysa iş cinayetlerinin daha fazla olduğunu kurumsal mücadeleye başladığımız son 14 yıldır belirtiyoruz ve bu yüzden “en az” vurgusunu yapıyoruz.
Bu noktada Ekim-Kasım-Aralık aylarında İstanbul, Kocaeli, Sakarya ve Gebze’de etkinlikler düzenleyerek SGK İş Kazası İstatistikleri ile bazı karşılaştırmalar yaptık. Bu noktada;
-Raporlarımızda SGK’ya göre daha az sanayi ve inşaat işçisi ile 50 yaş üstü işçi ölüm bilgisine ulaşabiliyoruz.
-Raporlarımızda SGK’ya göre daha çok 4-b’li; kadın, çocuk, göçmen işçi; tarım, sağlık, genel işler vd. işçi ölüm bilgisi kayıt altına alıyoruz.
-SGK’ya göre işçi ölümlerini sigorta veya hukuksal bağlamdan daha geniş bir biçimde değerlendiriyoruz.
Bu ve benzer birçok belirleyeni düşündüğümüzde iş cinayetleri bilinenin ve şu an raporda açıkladığımız ölümlerin çok daha fazla üzerindedir. Bir de görülmeyen, saklanan bir gerçek olan meslek hastalığı ölümlerini eklememiz gerektiğini unutmayalım.
2024 yılında en az 1897 iş cinayeti!
Yüzde 70’ini ulusal basından; yüzde 30’unu ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla 2024 yılında en az 1897, her gün “en az” 5 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.