“5 ARALIK KADINLARIN DAYANIŞMA VE DİRENİŞLE ÖRDÜĞÜ TARİHSEL SÜRECİN BİR ANITI OLMALIDIR”
(HABER MERKEZİ)-Adana Yerel Eşitlik İzleme Birimi 5 Aralık kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanmasının yıldönümü dolayısıyla yayınladığı mesajda, “5 Aralık, yalnızca bir hakların tanınma günü değil, kadınların dayanışma ve direnişle ördüğü tarihsel sürecin bir anıtı olmalıdır” dedi.
YEİB tarafından yapılan açıklamada, “Kadınların toplumsal cinsiyet eşitliğinden asla taviz vermeden, hayatın her alanında haklarına sahip çıkması, daha cesur ve kararlı adımlar atması zorunludur” ifadesi kullanıldı.
Açıklamaya daha sonra şöyle devam edildi;
Bugün, 5 Aralık 1934’te kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanmasının yıl dönümünü kutluyoruz. Ancak bu günü yalnızca “hakların verildiği” bir tarih olarak anmak, kadınların bu haklara ulaşmak için verdikleri uzun soluklu mücadeleleri görmezden gelmek olur. Kadınlar eşit yurttaşlık taleplerini güçlü bir şekilde dile getirmiş, toplumsal cinsiyet eşitliği yolunda azimle ilerlemişlerdir. Bu nedenle 5 Aralık, yalnızca bir hakların tanınma günü değil, kadınların dayanışma ve direnişle ördüğü tarihsel sürecin bir anıtı olmalıdır.
Eğer bugün Türkiye genelinde kadın belediye başkanları, kadın meclis üyeleri ve kadın muhtarların sayısında bir artıştan söz edebiliyorsak, bu doğrudan kadın mücadelesinin yerelde de etkisini göstermesinin bir sonucudur. Ancak bu kazanımlara rağmen, siyasi partilerin kadınlara yönelik politikalar üretmekten uzak durduğunu, aksine kadınları bütçesiz ve etkisiz “Kadın Kolları” gibi yapılarla ayrıştırdığını görüyoruz. Bu yapılar, kadınların karar mekanizmalarından dışlanmasına zemin hazırlamaktadır. Kadın kolları ya tamamen kaldırılmalı ya da yasal bir zemine oturtularak, karar süreçlerine doğrudan etki eden güçlü yapılar haline getirilmelidir.
Demokrasinin tam anlamıyla hayata geçmesi için Siyasi Partiler Yasası’nın toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde yeniden düzenlenmesi zorunludur. Siyasette %50 cinsiyet kotası ve fermuar sisteminin uygulanması artık ertelenemez bir gerekliliktir. Kadınların siyasal ve ekonomik süreçlerde daha fazla yer alması, yalnızca kadınların değil, toplumun tamamının dönüşümüne hizmet edecektir. Kadınların bu süreçlerden dışlanması ise her geçen gün artan kadın ve çocuk cinayetleri gibi toplumsal yaraların derinleşmesine neden olmaktadır. Bir kez daha vurguluyoruz: Kadın cinayetleri politiktir.
Adana Yerel Eşitlik İzleme Birimi (YEİB) olarak, toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde izleme çalışmaları yürütüyoruz. Ne var ki, siyasi partilere gönderdiğimiz anketlere hiçbir şekilde yanıt alamadık. Bu durum, siyasi partilerin sivil toplum kuruluşlarıyla gerçek bir iş birliği içerisinde olmadığını ya da yalnızca göstermelik bir tutum sergilediğini ortaya koymaktadır. Ayrıca, toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki duyarsızlıkları, bu alanda özgün politikalar üretememelerinden de açıkça anlaşılmaktadır.
Tüm bu nedenlerle, kadınların toplumsal cinsiyet eşitliğinden asla taviz vermeden, hayatın her alanında haklarına sahip çıkması, daha cesur ve kararlı adımlar atması zorunludur. Bu mücadele, sadece kadınların değil, toplumsal adalet ve eşitliğin de mücadelesidir. Artık mazeret üretme değil, ezber bozma zamanıdır.