6 YAŞINDA YÜZME ÖĞRENDİ 10 YAŞINDA ŞAMPİYONLUK YAŞADI: MEHMET DİLMAÇ

HAZIRLAYAN: RAMAZAN ŞANIVAR

Mehmet Dilmaç, 15 Mayıs 1953 yılında Adana’da doğdu. İlkokulu Atatürk, ortaokulu Ziyapaşa ve Ankara Gazi, liseyi ise Ankara Atatürk Lisesi yatılı, Adana’ya dönerek liseyi tarihi Erkek Lisesi’nde tamamladı. Daha sonra da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu.

Eğitiminin yanı sıra sporu da birlikte sürdürdü. Yüzmeyi Kanal Köprü 1. Durak Mithatpaşa Mahallesi’nde evlerinin önünden geçen sulama kanalında öğrendi. O yıllarda Çapa Tıp Fakültesi’nde okuyan ağabeyi sulama kanalındaki çöp ve molozları görünce yüzmeye yasak koydu. Ancak, Mehmet Dilmaç’ın yüzmeyi çok sevdiğini bildiği için Atatürk Yüzme Havuzu’na yazılmasını sağladı.

Dilmaç, 6 yaşında geldiği havuzda yüzmeyi geliştirerek girdiği yarışlarda 10 yaşında kendi yaş grubunda şampiyonluklar yaşadı. Mehmet Dilmaç, daha sonra ki yıllarda havuzdaki Mustafa-Erdal Acet, Ünsal Fikirci, Tuncay Şenyüz, Ayhan Karataş, Faruk Morkal, Ahmet Bozdoğan, Yılmaz Boztay gibi rekortmen yüzücüleri model alarak 1969 yılından itibaren birçok uluslararası yarışmalara, Akdeniz Oyunları ve Balkan şampiyonalarına katıldı.

Dilmaç, kendinden söz eder misin? Eğitimin, yüzmeye nasıl başladığını anlatır mısın ?

Yüzme ile ilişkim, Kanal Köprü 1.durakda Mithatpaşa Mahallesi’ndeki Küçük Kanal diye isimlendirilen sulama kanallarında, mahallenin tüm çocukları gibi, bata çıka ilkel bir yüzme tekniği ile yüzme öğrenerek başladım. Yaş itibariyle bir müddet sonra Büyük Kanal ile de tanışıp mahalledeki akranlarımla daha bir heyecan içerisinde yüzmeyle iyice haşır neşir oldum.

Küçük Kanalın suları çevredeki vatandaşların attığı moloz, çöpler nedeniyle hijyenden uzak bir su görüntüsü vermeye başladı. O yıllarda İstanbul’da Çapa Tıp Fakültesi’nde okuyan Rahmetli Ağabeyim, bu kirliliğin tehlikeli olduğunu görerek Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğüne beni götürüp sezonluk kart çıkardı ve yüzme havuzu maceram 1959 yılında başladı.

Eğitimime gelince, ilkokulu Adana’da Atatürk, ortaokulu ise Adana Ziyapaşa ve rahmetli ağabeyimin ısrarıyla Ankara Gazi, liseyi ise yatılı olarak Ankara Atatürk Lisesi, daha sonra da Adana’ya dönerek Erkek Lisesi’nden mezun oldum. Yüksekokulu da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldum. 

Yüzmeyi nasıl geliştirdin ? Sana kimler destek oldu? İlk şampiyonluğunu kaç yaşında yaşadın ?

Aynı mahallede  oturduğumuz merhum Cengiz Sarıaslan ve kardeşleriyle yaz boyunca havuz maceramıza devam ettik. O zamanlar sabah ve öğleden sonra seansı oluyordu, öğlen saatlerinde eve gelip yemek yedikten sonra öğleden sonra gene havuza koşardık. Tabii ki o yıllarda otobüs veya dolmuş imkanı olmadığı için yayan gidip dönüyorduk. Bu arada her hafta cumartesi günleri yapılan yarışlara ferdi olarak girmeye başladık. Havuzun kıdemlisi olan rahmetli Cengiz Sarıaslan beni bu yarışlara da girmeye özendiren kişiydi. Günler sonra havuzun enine yapılan yüzme antrenmanlarına katılmaya başladım ve artık daha bir ciddi olarak antrenmanlara katılmam serbest stilimin daha bir gelişmesine sebep oldu ve bu sayede başarı basamaklarının ucu gözükmeye başladı. 10 yaşında yaş grubumda serbest sitilde şampiyonluk yaşadım ve ilk madalyamı aldım.

İlk lisanslı kulübün hangisi ? Bu konuda kim yardımcı oldu. Seni nasıl keşfettiler ?

Yine günlerden bir gün kule altında arkadaşlarla yüzerken Adana’nın kadınlarda ilk milli sporcusu Gülşen Koşkun havuz kenarında bizleri seyrederken beni yanına çağırıp hangi kulüpte olduğumu sordu. Ben de hiçbir kulüpte olmadığımı söyleyince, Karataş Spor Kulübü’nde spor yapar-mısın diye sordu, ben de tabii ki mutlu olurum deyince bana yarın lisans çıkarmamız için gerekli olan nüfus cüzdanı, birkaç fotoğraf ile ve velîm ile gelmemi söyledi. O anda havalara uçtuğumu söylememe gerek yoktur sanırım. Ertesi gün rahmetli Babam ile beraber gerekli evrak ve fotoğrafları Adana sporuna çok emeği geçmiş olan rahmetli Ökkeş Koşkun’a teslim ettikten sonra, ben artık Karataş Spor Kulübü’nün lisanslı sporcusu olmuştum. Tabii ki bu benim üzerime olumlu bir etkiyle yüzme sporuna daha bir şevkle bağlanmama sebep olmuştu. Artık hafta sonlarında yapılan yüzme müsabakalarındaki anonslarda ferdi değil kulübüm Karataş olarak anons ediliyordu.

Havuzda ki tüm sporcuların rüyası Efsane sporcu Muharrem Gülergin’in Gar Lokantası’nda yemek yemektir. Bundan yararlandınız mı?

Derece yapmaya başlayınca yüzme otoritelerinin ve havuzdaki büyük sporcuların dikkatini çekti. Yüzme Federasyonu Adana Bölge Ajanı olan

Saygı değer büyüğümüz Sayın Ruhi Polisçi’nin dikkatini çekmiş olmalı ki beni de Yüzme Federasyonu’nun Kamp kadrosuna aldı. Hep beraber Gar Lokantası’nda öğlen yemeklerini yedikten sonra Atatürk Yüzme Havuzu’nun üst katında bulunan dinlenme odalarında gerek uyuyarak gerek sohbet ederek günümüzü geçiriyorduk.

1969 yılında İstanbul’a gidip Burgaz Ada’da yapılacak olan kulüplerarası puanlı yüzme yarışlarına katıldım, Burgazada’daki yüzme havuzu deniz çevrilerek yarış yapılacak şekilde düzenlenmiş bir tesis idi ve tamamen denizde yer almakta idi. Adana’nın iklimine alışık olan kaslarımız bu biz hayli soğuk gelen deniz suyu iyi bir derece yapmamı engellemiş idi, eğer yapmış olduğum dereceyi yapabilmiş olsaydım Genç Milli Takıma seçilecektim.

Kaç kez milli oldun ve milli takımla hangi ülkelere gittin?

Toplamda Adana Demirspor ve İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’nde 90’ı aşkın milli mayoyu giydim. 100-200 serbest, 4xX100, 4X200, 4X100 karışıkta defalarca rekorlarım bulunuyor.

1971 yılında büyükler kategorisinde ilk defa Milli takıma seçildim ve Romanya’nın başkenti Bükreş şehrinde yapılan Balkan Yüzme Şampiyonası’na katıldım. Aynı yıl İzmir’de gerçekleştirilen Akdeniz Oyunları’na katıldım. 1972 yılında Bulgaristan Sofya’da Balkan Şampiyonası, 1973 Yugoslavya’nın Dubrovnik‘de Balkan Şampiyonası , Aynı yıl Belgrad’ta 1.Yüzme Dünya Şampiyonası, 1973 yılında İzmir’de 50. Yıl Uluslararası Yüzme yarışları, 1974 İzmir’de Balkan Şampiyonası, Aynı yıl Bulgaristan’ın Plovdiv kentinde Mladost Yüzme şampiyonası, 1975 yılında İzmir’de Balkan Şampiyonalarına katıldım. 1975 İzmir’de Balkan şampiyonası, aynı yıl Cezayir’de Akdeniz Oyunları’na katılarak önemli dereceler elde ettim.  

Faal sporculuk sonrasında ne gibi işlerle ilgilendiniz? Hangi kurum ve kuruluşlarda görev yaptınız ? Ne zaman emekli oldunuz?

Rahmetli babam küçük yaşlarda öğrencilik yıllarımda 1967 yılında PAKTAŞ’da sigortalı olmamı sağlamıştı. Daha sonra sırasıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar ‘ne memur olarak girdim., ENKA’da 15 yıl personel şefliğine kadar yükseldim. TEKSER, SOYAK ve Okan Holding gibi firmalarda önemli görevlerde bulundum. Bu şirketlerin Irak, Beyaz Rusya, Kazakistan Astana gibi şantiyelerinde de görev yaptım. 1999 yılında resmi olarak emekli oldum. Daha sonra Atatürk Hava Limanı’nın dış hatlar ilavesini yapan firmada da çalıştım. Şu anda pandemi nedeniyle çalışmayı düşünmüyorum. Başta kediler olmak üzere hayvanlara zaman ayırıyorum ve büyük keyif alıyorum. 

RUHİ POLİSÇİ: “DİLMAÇ ÇOK YETENEKLİYDİ”

Eski yüzücü, Yüzme Federasyonu Eski Yönetim Kurulu Üyesi, DDY ünlü avukatı, Yüzme Federasyonu Adana İl Temsilcisi Ruhi Polisci, Mehmet Dilmaç’ın çok yetenekli bir sporcu olduğunu, serbest stilde defalarca rekorlar kırdığını, ayrıca Beden Eğitimi öğretmenliği yaptığını söyledi.

Sporda özellikle yüzmede beslenmenin önemine değinen Polisçi, şöyle devam etti:

“Mehmet Dilmaç küçük yaşlarda havuza geldi. Efendi, nezaketli bir çocuktu. Adana genelinde önemli dereceler yapmaya başlayınca yüzme otoritelerinin dikkatini çekti. Beslenme konusunda tüm sporcuların ihtiyaçları olduğunu biliyordum. Beden Terbiyesi Bölge Müdürü Cemil Oka’ya rica ettim. Mehmet Dilmaç’ın da Muharrem Gülergin’in Gar Lokantası’nda sporcularla birlikte yemek yemesini sağladım. Mehmet Dilmaç’a bu davranışım adete doping oldu derecelerini sürekli geliştirdi. 1970 yılı Adana’da Türkiye şampiyonası var. Her kulüpten en iyi dereceyi yapan en fazla 3 sporcu katılabiliyordu. Yarışlar başladı. Hasta Demirsporlu aynı zamanda emekli öğretmen olan daha sonra uzun yıllar Demirspor’da Kulüp Müdürlüğü yapan Sabit Oktan, tribünde müsabakaları izlerken ‘Neden Mehmet Dilmaç yok Ruhi bey?’ diye sordu. Ona da izah etmek durumunda kaldım. Mehmet Dilmaç, o zaman 100 metre serbesti 1.05.07’de yüzüyordu. 3 kişi arasında giremediği için üzülen Dilmaç, hırs yaptı. Ayrıca, nefesi yanlış alıyordu. Onun düzelmesini de sağladık. Bir yıl sonra 58 saniye ile rekor kırarak milli takımın değişmeyen sporcusu oldu.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor