NECATİ DERYA’NIN “ÇİZGİLERLE ADANA”SI

RÖPORTAJ: CANSU ERSOY

ADANA (BÖLGE)-Adanalı bir çizer olan ve uzun yıllardır sanatla içiçe olan Necati Derya uzun yıllardır çizim ile uğraşıyor ve bunu aşkla yapıyor. Adana’nın tarihi ve doğal güzellikleri başta olmak üzere birçok şeyi resmeden çizer Derya, çizimleri ile insana adeta zamanda geçmişe doğru tatlı bir yolculuğa çıkarıyor. Arkadaşımız Cansu Ersoy Necati Derya ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

Kendinizden biraz bahseder misiniz?

1959 yılında Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğdum. İlkokulu ortaokulu ve liseyi Adana’da okudum. İş hayatına çok küçük yaşta başladım. 13 yaşımdan beri çizim yapıyorum. Uzun bir dönem kendi grafik atölyem olmuştu. Daha sonra yıllarca matbaa grafikerliği yaptım Adana’da. Daha sonra emekli oldum ve İstanbul’a taşındım. 8 senedir de İstanbul’da yaşıyorum.

İstanbul’da uzun süredir ikamet etmenize rağmen serginizi Adana’da açmışsınız. Adana’dan kopamadığınız için mi?

Adana’nın yeri bende tabii ki de farkı. Burası benim memleketim. Fakat sadece Adana ile sınırlı kalmak istemiyorum. Türkiye’nin her şehrinde sergi açmak ve 81 ile de çizimlerimi götürmek istiyorum. Adana’da bu ikinci sergim ve şu ana kadar çok güzel gitti. Çok olumlu ve güzel dönüşler, yorumlar aldım. İlk sergimi 2018 yılında yine burada, 75. Yıl Sanat Galerisi’nde açmıştım. Bu sergimi de aslında 2019 yılında açmayı planlıyordum. Fakat pandemi ve pandeminin getirdiği olumsuzluklar nedeniyle maalesef açamadım.

Çizime 13 yaşında başladığınız söylemiştiniz. Peki nasıl başladınız bu maceraya?

Benim küçükken çizgi roman merakım vardı. Çizgi romanları ilk gördüğüm anda çok sevmiştim. İlkokulu harçlığımla çizgi roman alıp okurdum. Farklı bir hayranlığım vardı onlara karşı. Bir süre okuduktan sonra artık çizgi romanları sadece okumak yetmedi. İçimde bir anda çizme isteği uyandı. Burada eskiden Çelik Sineması’nın olduğu bir sokak vardı. O sokakta pazar sabahları herkes toplanırdı. Oradan bir şeyler alır, satar, çizim yapardık. Öyle öyle çizim alışkanlığım iyice başladı. Daha sonra ilkokul öğretmenim Şule Ünaldı hocam çizime olan hayranlığımı ve yeteneğimi fark etti. Bana çok büyük destek oldu. Beni çizime teşvik etti. Onun sayesinde çizimi daha çok sevdim.

Bugüne kadar toplam kaç sergi açtınız?

İlk sergimi dediğim gibi 2018 yılında Adana’da açtım. Sergimin adı “Çizgilerle Adana’ydı. Daha sonra ikinci sergimi ise Gaziantep’de “Çizgilerle Ayntap” adı altında açtım. Üçüncü sergimi de “Çizgilerle İstanbul” adı altında yaşadığım şehir olan İstanbul’da açtım. Bu ise 4. sergim ve yine memleketim olan Adana’da açmak istedim. Bundan sonrasındaki hedefim ise Türkiye’nin dört bir yanında sergi açmak.  Ayrıca bu 4 kişisel serginin yanında 3 arkadaş karma sergi açtık bir tane de. Yani toplam 5 sergim oldu.

Sergiyi gezmeye gelen sanatseverlerden sergiye olan tepkiler nasıl?

Tepkiler çok olumlu. Mesela bir kadın geldi ve bana “Resmen bu çizimlerle çocukluğumuza döndük, zamanda yolculuk yaptık” dedi. Çoğu kişi de buna benzer tepkiler veriyor. Bu resimler insanların anılarını canlandırıyor. Çizimler arasında herkes kendinden bir parça buluyor. Kimisinin okuduğu okulu gösteriyor kimisinin yaşadığı mahalleyi gösteriyor. Bu resimlerde aslında herkesin birçok anısı var. Ben bile çizerken duygulanıyorum.

Çizerken ilham aldığınız bir şey var mı?

Bunları çizerken canlı fotoğrafları arıyorum buluyorum ve onlardan ilham alarak çizimlerimi oluşturuyorum.

Gördüğüm kadarıyla genel olarak Adana’ya resmediyorsunuz. Peki, Adana dışında yaptığınız çizimlerde neler?

Genel olarak Adana doğru. Bunun dışında ise çizgi roman kapakları çiziyorum. Tabi bunlar yayınevlerinin siparişi üzerine oluyor. Onlar nasıl bir şey istediklerini anlatıyorlar ben de ona göre yapıyorum. Hatta benim de 9 sene çizgi romanım yayınlandı Adana’nın yerel gazetelerinde. Uzun bir zamandır buna ara verdim. Ama bir tane çizgi roman kitabım olsun istiyorum.

Örnek aldığınız, hayran olduğunuz bir çizer var mı?

Örnek aldığım bir çizer yok. Örnek almak değil ama çalışmalarını çok sevdiğim birkaç çizer var. Mesela bunlardan biri Cemal Akyıldız. Geçtiğimiz yıl kaybettik. Onunla aynı tekniği kullanıyorduk. Onun dışında Suat Yalaz var. Çok iyi bir çizgi roman çizeridir ve Karaoğlan’ın yaratıcısıdır kendisi. Bir de tabii ki de Abdullah Turhan var. Kara Murat’ın yaratıcısı. Onun dışında da Tarkan’ın yaratıcısı Sezgin Burak’ı da unutmamak gerek. Bunlar çok değerli çizerler.

Biz sohbet ederken de sergiyi gezen bir beyefendi Necati Bey’in yanına geldi ve Necati Derya’ya, “Eski günlerimizi andık. Gerçekten çok iyi bir sergi olmuş” diyerek ona teşekkürlerini sundu. Adana’nın tarihini ön plana çıkardığı, anıları yaşattığı ve Bölge Gazetesi ile bu güzel röportajı yaptığı için ben de ayrıca Necati Derya’ya teşekkürlerimi sunuyorum.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor