ADANA’NIN TEK CEYHAN’IN İLK KADIN BAŞKANI: HÜLYA ERDEM
RÖPORTAJ: CANSU ERSOY
ADANA (BÖLGE)-Siyaset, kadınlara pek alışık değildir. O yüzden özellikle belediye başkanı koltuğunda kadın birini görmek her zaman nadir olmuştur. Adana’nın toplam 15 ilçesi var. Bu 15 ilçeden ise sadece biri kadın belediye başkanına sahip. O nadir yer de Ceyhan… Ceyhan’ın ilk, Adana’nın ise tek kadın belediye başkanı olan Ceyhan Belediye Başkanı Hülya Erdem ile muhabirimiz Cansu Ersoy keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.
-Başkanım kendinizden biraz bahseder misiniz?
Ben 1968 yılında Ceyhan’da doğdum. İki kız çocuk annesiyim. Kızlarım üniversiteyi bitirdiler ve daha sonrasında onları evlendirdik. Eşim de devlet memuruydu ve 42 yıl devlete hizmet etti. 42 yılın ardından hemen hemen 3 ay önce kadar da emekli oldu.
İlk öğrenimimi Remzi Oğuz Arık İlkokulu’nda yaptım. Orta öğrenimimi ise Yaltır Kardeşler Ortaokulu’nda ve lise öğrenimimi de Endüstri Meslek Lisesi’nde, yine Ceyhan’da okudum. 30 yıl kadar Ceyhan Kaymakamlığı’nda Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nda vakıf müdürü olarak görev aldım. Emekli olduktan sonra siyasi hayatım başladı. Seçimler vardı zaten 2019 yılında. Ben o sene meclis üyesi oldum. Daha sonra başkan yardımcısı görevini devraldım. Ondan sonrasında meclisten oy çokluğu ile seçilerek başkan oldum ve 5 Nisan 2020 tarihinde başkanlık görevime başladım. O günden beri de Ceyhan’ın Belediye Başkanı olarak görevimin başındayım.
-Göreve ilk geldiğiniz anda nasıl tepkiler aldınız? Çevrenizden veya halktan kadın olduğunuz için olumsuz bir tepki aldınız mı?
Açıkçası olumsuz tepkiler almadım. Çevremdekiler beni zaten bilir. Her şeyin altından kalkabilecek bir insanım. Sorunlara çözüm üretmek mesleki hayatımın her zaman bir parçası olmuştur. Halktan da gayet sıcak yorumlar aldım. Özellikle kadınlarımız ‘Bir kadın olarak halimizden daha iyi anlar’ düşüncesiyle daha da umutlandı. Ayrıca bir kadının kadına derdini anlatması çok daha kolaydır. Bugüne kadar burada hep erkek başkanlar oturmuştu. Onun dışında gençlerimiz için de aynısı geçerli. Gençler benimle çok rahat konuşabiliyorlar. Beni adeta anneleri gibi görüyorlar. Her gördükleri yerde selam veriyorlar ve beraber çok güzel sohbet ediyoruz. Bu kapı herkese açık. İsteyen istediği zaman gelebilir. Bazen sohbet etmeye ya da bir talepte bulunmaya geliyorlar. Halkın rahatça konuşabildiği bir başkan olmak ve halkın seni sevdiğini hissetmek mutluluk verici.
-Belediye Başkanı adayı olmaya nasıl karar verdiniz?
Ben emekli olmuştum. Emekli olduktan sonra çevremdeki insanlar siyaseti de iyi yapacağımı düşünerek siyasete de atılmamı önerdiler. Benim alanım Ceyhan olduğu için Cumhuriyet Halk Partisi’nden Ceyhan Belediyesi Meclis Üyesi ve Başkan Yardımcısı olarak siyasete adımımı attım. O zamanki İl Başkanı benim Ceyhan’lı olduğumu bildiği ve sorunlara da hakim olduğumu anladığı için bana birkaç projeden bahsetti. Ben de Ceyhan sevdalısıyım. Ceyhan’da bir şeyler olsun, bir şeyler değişsin, öğrenciler burada okuyabilsin, okuduktan sonra burada çalışabilsin veya insanlar iş yerlerini burada açabilsin istiyordum. Ceyhan için hayallerim vardı. Projeler anlatılınca da neden olmasın, neden yapamayayım diye düşündüm. Siyasete ilk girişimse şu şekilde oldu; ‘Meclis Üyesi olacaksın’ dediler. ‘Tamam’ dedim. Meclis üyesinin ne iş yaptığını tam bilmediğim için Meclis Üyesinin görevlerini çok bilmediğim için iyice bir araştırdım, dersime çok iyi çalıştım. Bu süreçte ekip halinde CHP ve İttifak olarak çok güzel çalıştık. Meclis üyeliğinden sonra Ceyhan’da seçimlerle 25 yıl kadar sonra yönetim değişikliği oldu. Yönetim değişikliği olduğunda dediler ki ‘Başkan Yardımcısı olacaksın’. Ben ise zaten 30 uzun yıldır çalıştığımı ve meclis üyeliği yaptığımı, Başkan Yardımcılığı görevinin benim için fazla olduğunu belirttim. Gereken desteği dışarıdan verebileceğimi de ilettim. Fakat kabul etmediler. Başkan yardımcısı olmam konusunda çok ısrar ettiler. Ben de kültür-sanat işlerini çok seviyorum. O alanı bana vermelerini istedim ve bu alanda çalışmalar yürüttüm. Daha sonra o dönemin mevcut başkanına siyasi yasak getirilince meclis içerisinde en çok oyu alarak ben başkan seçildim. En başta bu göreve geldiğimde biraz tedirgin oldum. Çünkü tüm ilçenin sorumluluğu size ait ve her şeyi sizin organize etmeniz lazım. Bir de başkan gözüyle bakmak çok daha farklı. Her şeyi her yönden düşünmek zorunda kalıyorsunuz. Öyle olunca benim sabahlara kadar şehri denetlemişliğim ve çözüm aramışlığım çok olmuştur. İlk zamanlar çok bilmediğim bir alan olduğu için çok sancılı bir dönem yaşamıştım. Oldukça yoğundu. Zorlandım mı? Tabii ki zorlandım. Fakat dediğim gibi yoğunluğa ve sahaya alışık olduğum için çok büyük sıkıntılar yaşamadım. Bu dönemde Büyükşehir Belediyesi’nin, buradaki ekip arkadaşlarımın, müdürlerimin alışmamda büyük katkıları oldu. Biz bazen ekipçe gece geç saatlere kadar dışarıda çalışırdık. Yorulduk mu? Yorulduk. Ama Ceyhan için her şeye değer. Hepimiz ailemizden, eşimizden, dostumuzdan feragat ettik ve kendimizi Ceyhan’a adadık. Memleketimiz çok güzel ve çok seviyoruz. Kötü günlerimiz de oldu. Ama asla pes eden bir insan olmadım. Her zaman ‘Bunun da altından kalkarız, Ceyhan halkına vefa borcumuz var’ dedim. Ne olursa olsun hizmet ettiğim son ana kadar önüme bakmaya ve hizmet etmeye devam edeceğim.
-Belediye başkanlığı sizin için çok yorucu oldu mu? Ne gibi zorlukları var? Belediye başkanı olduktan sonra ne gibi sıkıntılar yaşadınız?
30 yıl vakıf müdürlüğü yaptığım için benim iş tempom her zaman yoğundu. Yoğunluğa o zamandan beri alışığım, bünyem alışık. Bir de orada da zaten insanlara yardım ettiğiniz için başkan olduktan sonra benim için değişen pek bir şey olmadı. Şehirde 112 tane mahallemiz var. Tabi bunların 81 tanesi bizim köyümüz. Fakat onlar da mahalle olarak geçiyor yönetmelikte. Biz bu köylerimizi çalışma hayatımızda tek tek gezdiğimiz için neredeyse hepsinin sıkıntısını az çok biliyoruz.
Çalışma hayatım uzun süredir çok yoğun olduğu için kızlarıma, aileme çok zaman ayıramıyordum. Kızlarım beni çok göremezlerdi ve bu durumdan çok şikayetçilerdi. Zaten az görüyorlardı. Evlendikten sonra buradan gidip hepten kaybettiler. Bu konudan çok muzdaripler. Zaten ‘Anne nerede olduğunu sosyal medyadan takip edebiliyoruz’ diyorlar. Kızlarımın en büyük sıkıntısı hiç bir arada olamamamız. Mesela bir hafta sonu buluşup bir kahvaltı bile yapamıyoruz. Ya da bir yemek programımız olamıyor. Çünkü benim programım genelde uymuyor. Bir de ben asla yerinde durmayı seven biri değilim. Sürekli sahadayım. Geçmişte yaptığım işler üzerine başkanlık yapmaya başlamak benim için güzel oldu. Orada edindiğim bilgi birikimi ile yoluma devam ettim ve onun üzerine eklemeler yaptım. Yaptığımız iş kesinlikle kolay değil, çok zor. Ama aynı zamanda çok da keyifli. Bir şeyler başardığınızda ve bir şeyler ortaya çıktığında insanların yüzündeki mutluluğu görüyorsunuz ve siz de onlarla beraber mutlu oluyorsunuz.
-Bugüne kadar Ceyhan’a kazandırdığınız, hayata geçirdiğiniz projeleri anlatır mısınız biraz?
Hizmet odaklı bir insan olduğum için ben severek yapıyorum. Yorulma kavramı bende çok yok. Mesela burada 7-8 gibi işimiz bitiyor. Fakat o gün şehit cenazesi oluyor ona baş sağlığına gidiyoruz. Ya da düğün, nişan vs. oluyor bu tür ziyaretleri yapıyoruz. Dolayısıyla işimiz çok geç bitiyor, gece geç saatte eve gidiyorum. Sabah kalkıyoruz yine aynı tempo. Sabah da sahadaki personelin yaptığı işlere bakıyorum. Çünkü Ceyhan’da gerçekten çok birikmiş sorunlarımız var. Onları çözme anlamında ciddi mücadeleler veriyoruz. 2019’un sonuna doğru mesela Ceyhan’ın bütün asbestli boruları değişti. Eski oldukları için o boruların değişmesi gerekiyordu. Doğal olarak da bunun için bütün yollar kazıldı. Ceyhan halkının en çok istediği şey de yolların yapılmasıydı. Çünkü burada gerçekten yol çok büyük bir sorundu ve seçim öncesinden beri bu sorun vardı. Biz de bu soruna çözüm olmak istedik ve olduk da. Asbestli boruları değiştirdik, yolları kapattık, asfalt döktük. Gereken ne varsa yaptık. Tabii bunların hepsi bir süreçti. Şu an çok şükür onu bitirdik. Ceyhan’da yol sorunu hiç kalmadı. Bu süreç zarfında Büyükşehir Belediyesi’nin, Zeydan Başkanın çok büyük katkıları oldu. ASKİ’den destek aldık, belediye olarak da üstümüze düşeni yaptık ve üç koldan Ceyhan’ın merkezindeki yol sorununu bitirdik. Ama tabii bunu burada bırakmayacağız. Sırada köyler var ve onların yol sorununu çözmeye başlayacağız. Hatta ufak ufak başladık bile.
Belediyenin görevi sadece yol ya da park yapmak değil. Bunlar elbette önemli ve çözülmesi gereken meseleler. Fakat belediyelerin tek görevi bu değil. Bunlar zaten bizim yapmamız gereken şeyler. Ama bu tür temel şeylerin yanı sıra bir başkan ‘Ben bu şehre, bu ilçeye ne katabilirim?’ diye düşünmeli. Mesela burası 2007 yılında Enerji İhtisas Bölgesi olarak ilan edildi. Bunlar önemli ve bir bölgeyi geliştirebilecek, kalkındırabilecek şeyler. Bir de Türkiye’nin cari açığının yüzde 25’ini geçen sene Cumhurbaşkanımız tarafından Ceyhan’da temeli atılan Petrokimya Tesisi sağlayacak. Tabii bize toplantılarda anlatılan, aktarılan resmi veriler bunlar. O tesis açıldığında ciddi bir iş istihdamı sağlanacak.
İl bazında bir ilçeyiz. Yaklaşık 200 bin nüfusumuz var. Böylesine bir bölgede organize sanayimiz yoktu. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Ceyhan’da da işsizlik ciddi bir sorun. Biz bu organize sanayi eksikliğini gidererek iş istihdamı sağlamak istedik. İki etaba ayırdık. İlk etapta iş adamlarının fabrika kurabilmesi için belirli arazilerin satışını gerçekleştirdik. Araya pandemi ve pandeminin beraberinde getirdiği ekonomik sıkıntılar girince ikinci aşamaya yeni yeni geçebildik. Şu anda iki firma temel attı. Tabii organize sanayi istememizin nedeni Ceyhan’daki işsizliğe bir çözüm getirebilmek. Çünkü oradaki fabrikalarda çalışmak için önceliğimiz Ceyhan’daki halk. İş insanlarıyla görüşürken biz bu isteğimizi dile getirdik ve yerli halka öncelik verilmesini talep ettik. Çünkü orada yapılacak iş istihdamında gençlerimizin işsiz kalmasını önlemeyi amaçlıyoruz. Hem de iş istihdamının yanı sıra şehre ekonomik yönden büyük katkısı olacak. İnsanlar harcamalarını burada yapıp burada konaklayacak. Organize sanayiden önce aslında bizim bu petrokimya temelinin atılması ve yapılması ile orada büyük bir istihdam sağlanacak. Tabii bu gelişmeler ışığında Ceyhan’da bir insan patlaması olacak. O yüzden şehri gerek binaları gerekse sosyal, kültürel yönünden buna hazırlamanız gerekiyor. İnsanlar geldiklerinde burada yaşayacaksa sosyal donatılarınız olması lazım. Kültürel anlamda faaliyetleriniz olması lazım.
Yani kısaca insanlara dokunabileceğimiz her noktada herkese yardım ediyoruz. Benim çalışma hayatımdan kaynaklı olarak çözüm odaklı biriyim. Sorunları daha da büyük bir sorun haline getirmek yerine çözümler üretmeyi tercih ediyorum. Ölüm hariç her şeye çözüm bulunabileceğini düşünüyorum. Kanun çerçevesinde yapabileceğimiz ne varsa yaparız. Benim müdürlere de talimatım budur. Yanlış bir şey varsa asla imza atmayın ve yanlışa asla müsamaha göstermeyin derim ben hep. Kanun çerçevesinde yapabileceğiniz ne varsa da vatandaşa çözüm olun derim. Hiçbir personelimiz sıkıntıya girmesin. Her yönden bunları düşünmek lazım.
Bir de sloganım var zaten herkes bilir; Biz buraya koltuk eskitmeye değil, ayakkabı eskitmeye geldik. O yüzden sahada çok bulunuyorum. Saha çalışmaları gerçekten çok faydalı oluyor. Bizim yeni bir hastanemiz var, orada bir köprü problemi vardı. ‘Çözülemez’ diyorlardı. Onu çözdük.
Tüm bunların dışında bizim Park Bahçemizde de atölyemiz var. Kendi bankımızı kendimiz yapıyoruz. Malzememizi alıyoruz ve orada her şeyini hazırlıyoruz. Orda da işe alımlarda genelde işin ehlini tercih ediyoruz. Kendi alanı hakkında bilgisi olan kişileri işe alıyoruz. Orada da bu işlerle ilgilenen ayrı bir ekibimiz var. Banklarımızı yapıyoruz. Onun dışında mesela salıncak kırılmıştır onu tamir edip eskisinden daha sağlam ve yeni hale getiriyoruz.
Çoğu kişi korumalarla gezer. Ben korumalarla gezmem. Bir yere giderken ben, şoförüm ve özel kalemim gelir. Üç kişi yeter, her yere bu şekilde gidiyorum. Çok kalabalık gitmeyi de gerekli bulmuyorum. Ben çarşıya çıktığım an kaymakamlığın önüne kadar esnaf arkadaşlarımızla ve halkımızla sohbet ede ede gidiyorum. Biz halkın içinden geldiğimiz ve halkın içinde de çalıştığımız için onun verdiği bir samimiyet de var. Benim yapım da değişmedi bu mevkiye geldikten sonra. Henüz yaklaşık 2 senedir belediye başkanıyım. Ama çok şey yapmaya çalışıyorum. O yüzden aklıma gelenleri söylüyorum ve daha da yaptığımız yapacağımız birçok şey var. Çok fazla bir bütçemiz yok ama elimizden geldiğince hiçbir şeyi eksik etmemeye çalışıyoruz. Bir yandan borç ödüyoruz bir yandan projelerimizi yapıyoruz. Bütçemiz çok olmamasına rağmen asla çalışanlarımızın maaşlarını da ödememe ihtimali hiçbir zaman olmadı.
-Hayata geçirmek istediğiniz başka hangi projeler var? Bize bunlardan bahseder misiniz?
Ceyhan’da gençler için kütüphane veya kafe tarzı yerler neredeyse hiç yok. Ders çalışabilecekleri rahat bir ortam da bulunmuyor maalesef. Bizim bir Yaşar Kemal Kültür Merkezi projemiz var. Temeli atıldı ama daha inşaat aşamasında. İsmini Yaşar Kemal koyma nedenimiz de Yaşar Kemal gibi Adana için değerli birinin Ceyhan’da bir süre de olsa yaşamış olması. İlkokula burada bulunan Burhanlı Köyü’nde başlamış. O kültür merkezimizde hem kafe hem de öğrencilerin rahat ders çalışabileceği alanlar olmasını hedefliyoruz. Öğrencinin cebindeki para da bellidir. O yüzden orada kadınlarımızın yaptığı ürünlerin satışını gerçekleştireceğiz ve öğrencimizin bütçesine uygun olacak. Tamamen sembolik rakamlar olacak yani. Böylelikle hem gençlerimize hem ailelerimize dokunmuş olacağız. Belediyeye ait bir yer olacağı için çok pahalı ürünler olmasına gerek yok ve bu bizim inisiyatifimizde. Onun dışında gençlerimiz için saz, gitar vb. birçok kurs açtık ve bunları daha da geliştirmeye çalışıyoruz. Gençlerimize her türlü imkânı sağlamaya çalışıyoruz.
Ceyhan’da hala eksikliklerimiz var. Sinemamız, tiyatromuz yok. Ben bu gibi faaliyetlere ve tarihimize çok önem veriyorum. Bunlarla ilgili projelerimiz var. Onları hayata geçirmeye çalışıyoruz. Dediğim gibi sadece yol ya da suyla bitmiyor. İlgilenilmesi gereken birçok şey var. Mesela çalışan annelerimizin hayatını kolaylaştırmak amacıyla kreş açtık. Özel kreşler çok pahalı oluyor genelde. Bizim açtığımız kreşler maddi yönden çok daha uygun. Ve ayrıca her yönden donanımlı bir kreş. Aşçımızdan psikoloğumuza kadar her şeyimiz tam. Ve halk da bu kreş sayısının artırılmasını istiyor. Tabii inşallah bütçe el verdiği sürece her mahalleye kurmayı planlıyoruz. Bu anlamda aileleri hem biraz daha rahatlatmış hem de çocukları eğitim öğretime iyi bir şekilde hazırlamış oluyoruz. Bunun dışında bir de dershanemiz var burada.
Çok daha büyük projelerimiz ve bu projelere yönelik çalışmalarımız da var. Umarım onları da gerçekleştiririz. Ceyhan halkı her şeyi fazlasıyla hak ediyor. Diğer merkez ilçelerde gördüğüm güzelliklerin burada da olmasını çok istiyorum. Ben bir misafirimiz atıyorum Yılan Kalemizi görmeye geldiğinde yemeğini de burada yesin, alışverişini de burada yapsın istiyorum. Bunun üzerine de bir rota hazırlamaya çalışıyoruz şu anda. Ayrıca LÖSEV’le ve sokak hayvanlarımızla ilgili projelerimiz de var. Çoğu aşamalarını tamamladık onlar da yakında tam olarak kesinleşir.
-Kadın Eli adı altında bir ekip kurdunuz. Bu ekipten biraz bahseder misiniz?
Evet, Kadın Eli ekibi kurduk. O ekibimizde sağlık personellerimizden kişisel bakımla ilgilenen ekibimize kadar çalışan birçok kişi var. Köylerimizi ev ev ziyaret edip istek ve taleplerini not alıyorlar. Aile ihtiyaç sahibiyse ona göre gıda desteği veya farklı destekler de sağlıyoruz. Bu arada tabii hastası olanların bakımıyla ilgili sağlık ekibimiz de mevcut. Köylerimizi şu an tek tek gezip tüm raporlarımızı alıyoruz ve orada ne eksikse tamamlıyoruz. Onun dışında bizim burada yol kenarlarında çok güzel turunçlar olur. Fakat çoğu bir süre sonra düşmeye başlar ve ziyan olur. Ben bunu gördüm ve ziyan olmasını önlemek adına ağaca zarar vermeyecek şekilde birkaç kasa turunçları toplamalarını istedim. Onları topladık ve Kadın Eli ekibimize verdim. Bunlardan turunç reçeli yapmalarını istedim. Ekibimizdekilerin çoğu genç olduğu için tabii yapmasını bilmiyorlarmış. Ben de ‘Önce ben yapacağım. Sonra siz benden öğrenip kendiniz yapacaksınız’ dedim. Böylelikle turunç reçeli yapımına başladı Kadın Eli ekibimiz. Turunçların hiçbir tanesini ziyan etmeden reçelimizi yaptık. Yetmedi posasını yaptık. O posadan daha sonra çok güzel kokulu mumlar yaptık. Suyundan turunç ekşisi yaptık. Bir de ayrıca turunçların çekirdeklerini de atmadık ve ektik. İnşallah onlar bu sene fidan olacak. Kısaca turuncun etinden sütünden her şeyinden faydalandık. Yani Kadın Eli ekibi sadece sahada dert dinlemiyor. Kadınlarımız ellerinden ne geliyorsa her şeyi yapıyorlar. Ayrıca dikiş atölyesi kurduk. Pandemi dönemiyle birlikte maske dikimiyle başladık. Seyhan Belediye Başkanımızdan bir tane dikiş makinesi istedik. Daha sonra onu geri iade ettik ve kendi makinelerimizi aldık. Maske dışında mutfak önlüklerimizi, çantalarımızı dikiyoruz. Personel kıyafetlerimizi de kendimiz dikmeye başlayacağız yakında. Belediye olarak çok paramız yok, ama zekamız var.
Bir daha başkan adayı olmayı düşünür müsünüz?
Bunu konuşmak için henüz çok erken. Bu halkın takdiri. Önemli olan hizmetinizi yapacaksınız ve takdir de halktan gelecek. Önemli olan tek şey bu. Halk isterse elimden gelen hizmeti yapmaya devam ederim.
-Eklemek, söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?
Bölgede ilk kadın belediye başkanı ben olduğum için kadınlarımızın ve gençlerimizin büyük beklentileri var. Mesela dershanelere gittiğimizde oradaki kızlarımıza bir rol modelsiniz. Onlarla konuştuğumda bazıları ‘İdolümsünüz’ diyor. Ben de o yüzden onlara doğru örnek olmak için çalışıyorum. Belediye başkanı oldum ve bu makamın hakkını vererek yapmak için çalışıyorum. Ceyhan’a hizmet odaklıyım. Koltuklar gelip geçicidir. Önemli olan ilçenizde güzel ve hoş bir seda bırakmaktır.
Sorularıma tüm içtenliği ve güler yüzlülüğü ile cevap verdiği ve beni makamında ağırladığı için Ceyhan Belediye Başkanımız Sayın Hülya Erdem’e teşekkür ediyorum. Keyifli ve bilgilendirici bir sohbet oldu. Ayrıca Adana’mızın tek kadın belediye başkanı olarak Başkan Erdem’in başarılarının devamını diliyor ve ülkemizde daha çok kadın başkanlar, siyasetçiler olmasını temenni ediyorum.