Yaşam tarzınıza uygun hayvan besleyin

Güzelyalı Mahallesi Turgut Özal Bulvarı üzerinde hizmet veren Bulut Veteriner Kliniği’nin sahibi Veteriner Umutcan Yüksel ile ‘Hayvanların bakımı nasıl yapılmalı?’, ‘Onlardan bize bulaşacak muhtemel hastalıklar neler ve nasıl korunmalıyız?’  gibi sorular üzerinden keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Alanına tecrübeli ve uzman bir veteriner hekim olan Yüksel, beslemek üzere seçeceğimiz evcil hayvanın,  yaşam tarzımıza uygun olduğundan emin olmamız gerektiğini özellikle vurguladı.

 

RÖPORTAJ: Yener EKİNCİ

ADANA (BÖLGE) – Hiç veteriner olmayı düşündünüz mü? Ne yaparlar, işleri zor mu? Veterinerlik uğraş gerektiren bir meslektir. Ne de olsa bir canlının hayatını kurtarıyorsunuz. Bunu daha iyi anlayabilmek için ‘Bir veterinere sormak lazım’ düşüncesiyle, Güzelyalı Mahallesi’nde bir süre önce hizmete açılan Bulut Veteriner Kliniği’nin yolunu tuttuk ve içeriye adım attığımızda, bir klinikten ziyade hayvan hastanesi izlenimi yaratan bir mekanla karşılaştık. Kliniği, ilgili fakülteden mezun olmuş, genç; ancak tecrübeli bir veteriner hekim olan Umutcan Yüksel yönetiyor. Bilgi ve donanımı yüksek Umutcan Hoca, sorduğumuz  her soruya samimi cevaplar verdi. İşte, o röportaj;

Kısaca sizi tanıyarak sohbetimize başlayabilir miyiz?

Osmaniye’de, 1998 yılında dünyaya geldim. Çukurova Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ni tamamladıktan sonra, bir süre çeşitli kliniklerde çalışarak tecrübe sahibi oldum. Yaklaşık bir yıl önce kurduğum Bulut Veteriner Kliniği’nde, mesleğimi sürdürmeye devam ediyorum.

Veteriner Hekim olmaya nasıl karar verdiniz?

Henüz küçük yaşlarda bir çocukken hayvanlara karşı aşırı bir ilgim ve sevgim vardı. Benimle beraber içimde ki bu sevgi daha da büyüdü. Üniversite tercihi yapma zamanı geldiğinde, bir veteriner hekim olmanın, onlarla daha fazla zaman geçirmeme fırsat yaratabileceğini düşündüm. Ve şu an dünyanın en iyi mesleğine sahip olduğum için kendimi şanslı görüyorum.

Size göre, Veteriner hekim olmanın ilk şartı nedir?

Veteriner hekim olmanın ilk şartı bana göre elbette hayvan sevgisidir. Ama bunun yeterli olmadığını artık öğrenmiş bulunuyoruz. Sevginin yanında empati duygusunun çok güçlü olması gerekiyor. Veteriner Hekimlik çok geniş alanlarda ihtiyaç duyulan ve hizmet veren bir meslek. Bugün bizler hem kliniklerde, hem aşı çalışmalarında, laboratuvarlarda, hem çiftliklerde, hem gıda üretim noktasında, devletin çeşitli kademelerinde, hayvan ve insan sağlığını korumak için canla başla çalışıyoruz. Bu önemli soruyu özellikle klinisyen veteriner hekimler özelinde değerlendirmem gerekirse en başta sevgi gelir. Vicdanlı ve sorumluluk sahibi olmalıdır veteriner hekim… Bana göre en önemli noktalardan birisi de şudur ki; doğa sürekli bir değişim ve dönüşüm içerisinde. Bugün doğru bildiklerimiz yarın yanlış olabiliyor. Bakteriler, kullanılan antibiyotiklere direnç kazanabiliyor, virüsler mutasyon geçirebiliyor. Bu gibi sebeplerden dolayı veteriner hekim daima gelişime açık olmalıdır. Kendi kendini eğitmeye ölene dek devam etmelidir. Bilimsel gelişmeleri takip etmekten asla vazgeçmemelidir. Mesleğimiz çağın gerisinde kalmayı, bilimin ışığına sırtını dönmeyi asla kaldırmaz. Çünkü can kurtarmanın peşindeyiz. Bu noktada hataya asla yer olmamalı.

Kliniğinizde ne gibi hizmetler veriyorsunuz?

Kliniğimizde, küçük dostlarımızın her türlü sağlık problemine teşhisten tedaviye itina ile yaklaşıp, hiç bir detay atlamadan gereken tetkikleri yaparak problemi tespit ediyor ve mevcut probleme yönelik tedavi seçenekleri uyguluyoruz. Amacımız dostlarımızın sağlıkla ilgili tüm gereksinimlerini karşılamak, daha sağlıklı ve uzun bir yaşam sürebilmelerini sağlamaktır. Minik dostlarımızın yaşam kalitesini yükseltmek, koruyucu hekimlik ve iyileştirici sağlık hizmetlerini veteriner tıbbın ulaştığı en üst düzeyde, bütünleşik bir yapı içerisinde, uygun ekonomik koşullarda topluma sunabilmek, veteriner hekimlik alanındaki akademik çalışmaları ve bilimsel araştırmaları yakından izleyerek hayvan sağlığıyla ilgili her konuda yeni bilgi ve uygulamaların gelişmesini desteklemekteyiz. Batın ve göğüs boşluğu cerrahisi, göz cerrahisi, tüm kulak kanal ablasyonu, kırık, çapraz bağ, patella luksasyonu gibi ortopedi operasyonları ameliyathanemizde yapılabilmektedir. Merkezimizde kısırlaştırma, sezaryen, komple veya kısmi meme operasyonları rutin olarak güvenli anestezi altında gerçekleşmektedir.

Hayvanlar dilsiz canlılardır. Beslediğimiz bir hayvanın hasta olduğunu nasıl anlayabiliriz ve teşhis koyarken yanılma ihtimaliniz olabiliyor mu?

Beslediğimiz hayvanın hasta olduğunu bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamak aslında oldukça kolaydır. Bir şeylerin her zamanki gibi olmadığını fark etmemiz yeterli. Her zaman olduğu kadar hareketli ve neşeli değil, her zamanki gibi iştahlı değil, her zamanki gibi davranmıyor dediğimiz anda durumu bir üst noktaya yani veteriner kliniklerine taşımak gerekiyor. Veteriner Hekim olmayanların yapacakları her müdahale hasta canları daha kötü hale getirebilir. O anda devreye biz giriyoruz. Teşhis koyarken yanılma ihtimalimiz olan durumlar çok az da olsa var. Çünkü bazı hastalıkların semptomları birbirine oldukça benzemektedir. Fakat burada devreye giren pek çok tanı yöntemi var. Testler, aletler ve ekipmanlar ve veteriner hekimin bilgi ve deneyimi var. Zaten semptomlardan yola çıkarak tanıya ulaşmaya çalışırken diğer hastalıkları eleyerek ilerleriz. Her canlının tek ve özel olduğunu, bireysel farklılıkları, ırk özelliklerini, ortamını göz önünde bulundururuz. Bizleri tanıya götüren en önemli faktörlerin başında elbette bilgi ve tecrübemiz geliyor. Pek çok tanı yöntemini doğru kullanabiliriz; fakat eğer hasta sahibinden hastanın geçmişi hakkında doğru anamnez alamazsak bu bizim tanıya ulaşmamızı bir miktar geciktirebilir. İğneyi samanlıkta değil, kilerde aramamıza neden olan durumlar da yaşıyoruz. Bu yüzden tanıya giderken anamneze çok önem veririz; ama sadece buna bağlı kalmayız. Doğru gözlem, doğru bilgi, doğru yöntem, doğru tanı. Bir sıralama yapacak olsam böyle yapardım sanırım.

Sokak hayvanlarına yönelik farkındalık oluşturabilecek çalışmalarınız var mı?

Oluyor elbette. Özellikle tanıdığımız hayvanseverlerle işbirliği halindeyiz. Her veteriner hekim sokak hayvanları konusunda sorumluluk hisseder. Araba çarpmış bir sokak kedisine acil müdahale etmemiz için sahibiyle birlikte gelmesine gerek yok. Bunu insani ve mesleki sorumluluk olarak görüyorum; ama yetişemediğimiz durumlar da oluyor. Sokak hayvanları için yapabileceğimiz en güzel şey aslında onların çoğalmasına engel olmak, yaşamlarını sağlıklı güven içinde geçirmelerini sağlamak. Yeterli mi? Asla!  Bazen bu konuda ülke genelinde bir çalışma yapılması gerektiğini de düşünüyorum. Arabaların altında kalan, çöplerde cam kırıklarının, zehirlerin arasında yemek arayan, kavga eden, ettirilen, yaralanan, hastalanan birbirine hastalık da bulaştıran ve ‘’Ben hastayım, ‘’Ben açım’’ bile diyemeyen kedilerin, köpeklerin neler çektiğini düşünmek bile empati kurmamıza neden oluyor. Biz olsak; açlık, susuzluk, hastalık ve zorbalıkla ne kadar mücadele edebilirdik? Kaç gün dayanabilirdik?

Peki, sokak hayvanlarına yönelik son dönemde oluşan hassasiyet sizce yeterli mi?

Günden güne daha duyarlı bir toplum olma yolunda ilerlediğimiz bir gerçek. Özellikle sosyal medyanın bir öncü olduğunu inkar edemeyiz. Sokak hayvanları için mama alıp, eve giderken dağıta dağıta giden insanlarımız var artık. Tabi bütün bunlara rağmen kötü muamelelerde bulunan insanlar yok değil. Hassasiyetin tam oturması için biz hayvanseverlerin görev ve sorumluluklarını ihmal etmemeleri gerekiyor.

Hangi hayvanı besleyeceğimize karar vermeden önce ne gibi kriterleri esas almalıyız?

Her şeyden önce sık sık taşınıyor veya hayatınızda büyük değişiklikler düşünüyorsanız, bunları gerçekleştirip sabit bir yaşama başlayıncaya kadar evcil hayvan sahiplenme düşüncenizi ertelemelisiniz. Ayrıca çok sık seyahat ediyorsanız; kedi ve köpek gibi her gün bakım ve ilgi isteyen evcil hayvan yerine özel yemlikleri uzun süre yem ihtiyacını karşılayan ve daha az ilgi ve bakım isteyen balık ve kuş gibi evcil hayvanlar sahiplenmelisiniz. Evcil hayvanlara cinslerine göre boş alan, zaman ve bakım gerekmektedir. Köpeklerin farklı cinslerinin bile farklı ihtiyaçları vardır. Uzun tüylü köpekler daha çok kuaföre, tazı gibi köpekler de daha fazla egzersize ihtiyaç duyarlar. Kediler egzersiz, ilgi ve diğer günlük bakımları yönünden birbirlerine oldukça benzerdir. Seçeceğiniz evcil hayvan, yaşam tarzınıza uygun olacak evcil hayvan olduğundan emin olmanız önemlidir. Seçim esnasında her evcil hayvan için bazı genel bilgileri aklınızdan çıkarmamalısınız.

Evcil hayvan sahibi olmanın ne gibi avantajları bulunuyor?

Evcil hayvanınız size her zaman değer verecektir. Günlük rutininizde yaşadığınız sıkıntıları gelip minik dostunuza anlattığınızda emin olun ki sizi meraklı gözlerle ve ilgiyle dinleyeceklerdir. Evcil hayvan sahibi olmanın faydalarından bahsetmeden önce, uyarmamız gereken bir nokta var. Evde evcil hayvan besleme kararı alırken çok iyi düşünmelisiniz.  Hediye olarak alınıp, karşı taraf sıkılınca kapı önüne konulan hayvanlar ile empati yapmalısınız. Ayrıca, barınaklarda sahipsiz bir sürü kedi ve köpek dostlarımızın olduğunu da hatırlatmadan sorunuza cevap vermek istemedim. Yaşadığımız stresi azaltmak için çabalamakla geçer günlerimiz… Stresi minimuma indirmek konusunda evcil hayvanlarımızın da etkisi çok büyüktür. Stres, trafik, iş ve mutsuzlukla yoğun geçen bir günün ardından, size sevgi gösterisinde bulunan evcil hayvanınızın hayatınıza ne kadar renk kattığının farkında mısınız? Eğer yalnız yaşıyorsanız, çoğu zaman sizin anahtarı çevirme sesinizi bile tanıyan birinin evde sizi beklediğini bilirsiniz. Belki siz aşk acısı çekerken size sarılıp teselli edemez ama, türlü şaklabanlıklar yaparak sizi güldürebilir. Minik bir hareketiyle anında kahkaha krizlerine girmenize sebep olabilir. Hayvanlar ile ilgilendiğiniz zamanlarda serotonin ve dopamin salgılanmasını sağlayarak mutluluk seviyenizi yükseldiğini biliyor musunuz? Evcil hayvanınız unutmayın ki bir birey değildir ? Size ihtiyacı vardır ve dolayısıyla size muhtaçtır. Onlara verdiğimiz değer, zaman, bakım sayesinde hiç farkında olmasak da kendi hayatımızı düzene sokmuş oluruz. Küçük dostlarımız bizim mutluluğumuza gözle görülür bir şekilde fayda sağlıyorlar. Düşünsenize, sizi ne olursa olsun seveceğini bildiğiniz ve hareketleriyle bunu belli etmeye çalışan bir canlı var hayatınızda!  Eğer evinizde evcil bir hayvan olan köpek besliyorsanız, arkadaşınızın gün içerisinde mutlaka gezdirilmesi gerektiğini de biliyorsunuzdur. Onu yürüyüşe çıkardığınızda kendiniz için de mükemmel bir adım atmış olacaksınız: Onunla beraber yaptığınız yürüyüşün sağlığınıza olumlu etkileri yansıyacaktır. Aynı zamanda, köpeğiniz sosyalleşmenize de yardımcı olur. Köpeğinizi dolaştırmaya çıktığınızda birçok insanla tanışabilir, yeni arkadaşlıklar kurabilirsiniz. Evcil hayvan sahibi olmak bir sürü yükümlülüğü, almanız gereken sorumlulukları da beraberinde getiriyor: Temizliği, beslenmesi, bakımı, yaptırılması gereken aşıları, yürüyüşe çıkartılması gibi! Evcil hayvan beslemenin çocuk gelişiminde de faydası olduğunu unutmamalıyız. Çocukların sosyalliği evde beslenen bir hayvanla maksimum düzeye çıkabiliyor. Yapılan araştırmalar çocukların, evdeki kedi ya da köpek arasında kurulan iletişim sayesinde öğrenme ve dil becerisi geliştiğini gösteriyor. Uzmanlar evlerinde hayvan beslenen çocukların özgüveninin ve kendisine olan saygısının daha gelişmiş olduğuna dikkat çekiyor.

Hayvanlardan insanlara bulaşan 200’den fazla hastalık olduğunu biliyoruz. Korunmak için ne yapmamız gerekiyor?

Evlerimizde beslediğimiz evcil hayvanları ve kendi sağlığımızı çeşitli viral, bakteriyel ve paraziter hastalıklardan korumanın en pratik ve ekonomik yöntemi koruyucu hekimlik uygulamalarıdır. Bu uygulamalar; viral hastalıklara karşı spesifik aşı uygulamaları, iç ve dış paraziter enfestasyonlara karşı antiparaziter uygulamalar ve çeşitli çevre koşulları sebebi ile oluşabilecek bakteriyel hastalıklara karşı yapılan uygulamalar olarak basitçe özetlenebilir. Yapılan uygulamaların başarılı olabilmesi için kullanılan materyallerin kaliteli olması ve gerekli hijyenik koşullarda yapılması gerekmektedir. Veteriner hekimlerin koruyucu hekimlik misyonlarını gerçekleştirebilmesi için evcil hayvan sahiplerinin gereğince bilinçlendirilmesi, yapılması gereken uygulamaların sizlere açık ve net bir şekilde anlatılması gerekmektedir. Bunun sonucunda evcil hayvan sahiplerinin hem hayvanının hem de kendi sağlığı için veteriner hekimin sunmuş olduğu uygulama programına riayet etmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki koruyucu hekimliği gereği gibi yapılan evcil hayvan, her açıdan daha kaliteli bir hayat süreceği gibi uzun vadede bu uygulamaları düzenli olarak yaptırıyor olmak çok daha ekonomik olacaktır.

Adana’ya yaşayan hayvanlarda genellikle hangi hastalıklarla sık karşılaşıyorsunuz?

Yanlış beslenme ve Adana’nın ekvatarol iklime yaklaşmasından kaynaklı paraziter enfeksiyonlar ön planda yer alıyor. Bunu, solunum hastalıkları takip ediyor.

İnsan sağlığı pahalı bir sektör. Aynı durum hayvan sağlığı için de geçerli mi?

Biraz masraflı olarak kabul edebiliriz. O nedenle insanlar bütçelerine göre hayvan tercihi yapmalılar. Mesela, kuş beslemenin bir köpeğe göre külfeti çok daha azdır.

Bu sohbetin gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim

Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim.

 

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor