ONUNCU BÖLÜM
Dördü profesör, deneyimli altı uzman iki gün içinde kendi bilgilerine yepyeni bilgiler eklemiş olarak panele gelmişti. Bizim bir hafta önce kullanmaya başladığımız ilaç üzerinde anlaştılar. İlacın nasıl kullanılacağı tartışılıyordu. Bakanlık temsilcisi iki genel müdür, “Bu ilaç daha önce palmiyede kullanılıp tescil edilmediği için en az bir yıllık denemden sonra kullanabilirsiniz” deyince salonu buz gibi hava sardı.
Dayanamadım, “Fakat bunun elmada kullanıldığını biliyorum, palmiyede neden olmasın?” diye sordum. Genel Müdürler, üzgün olduklarını fakat uygulamaların usule göre yapılması gerektiğini söylediler.
AYTAÇ DURAK SERT ÇIKIYOR!
Başkan Durak, tam da çözüm yollarının olgunluk kazandığı dakikalarde gelen bu engel karşısında yüksek sesle, “Ya bunu kullanmamıza izin verirsiniz, ya da ben, sonu nereye varırsa varsın, “Temik” getirip uygulatırım.” dedi. Bu kez de bakanlık temsilcileri şok geçirmiş gibi bir süre donuk vaziyette birbirlerine baktıktan sonra zayıf bir sesle, “Aman Sayın Başkan, Temik çok tehlikelidir, lütfen kullanmayın.” Derken endişeleri açıkça fark ediliyordu. Çünkü, Temik denilen ilacın son derece zararlı yan etkileri görülmüş ve tarımda kullanımı yasaklanmıştı. Sonunda, “Peki…” dediler, “Üniversite Dekanı burada, bizim İl Müdürlüğü ilgilileri burada, birlikte gerekeni yaparak kullanın, madem öyle, fakat ne olur Temik demeyin.”
O gün, Ziraat Fakültesi Dekanı ve Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri ile konuşup KIRMIZI PALMİYE BÖCEĞİ KONTROL VE MÜCADELE KURULU’nu kurmuş olduk. Kurul, dengeleri oturtacak sonuç alınıncaya dek 8 toplantı yaptı. Feromon tuzaklarından gelen sonuçlar, alandaki çalışmaların gidişatı, iklim ve uluslararası dayanışma ile sağlanan ek bilgileri dikkate alarak oldukça etkin ve yararlı çalışmaları gerçekleştirdi. Diyebilirim ki, Üniversitemiz, tarihinde ilk kez kentin spesifik bir konusu ile ilgili böylesine geniş işbirliğine giriyordu.
Üzülerek yazıyorum; Çalıştay haberleri basında geniş yer alırken, bazı çevreler ısrar ve inatla “Yararı yok, boşuna masraf… Artık Adana palmiyesiz kent olarak anılacak… Mısır yetiştirilemeyecek…” gibi haberler yaymanın peşindeydi. Bunlar, siyaseten yahut kıskançlık dürtüsüyle harekete geçmiş odaklardı. Basını da kullanmaktan çekinmiyorlardı. Ne yazık ki aralarında bir de, Doğan Haber Ajansına “Geçmiş olsun demekten başka yapacak bir şey yok!” diye açıklama yapan öğretim görevlisi de yer almıştı. Sonuçta, tahminlerden çok daha önce sorun baskılandı. Açık kanıtı da, Karaisalı yolundaki yüzlerce hurma ile Turgut Özal Bulvarında bulunan süs hurmalarının sapasağlam yaşamını sürdürüyor olmasıydı.
ULUSLARARASI PLATFORM ADANA BAŞARISINI GÖRDÜ
Vali İlhan Atış’ın “Fakat sevimli…”, Başkan Durak’ın da “İnanılmaz derecede akıllı” diye nitelendirdiği böcek bizi ziyaret etmeden çok önce Ortadoğu ve Portekiz’e kadar tüm Akdeniz sahillerindeki palmiyeleri kırıp geçirmişti. Irak, dışsatımında önemli yer tutan hurma üretimi çok azaldığı için sıkıntıya düşmüştü. Aynı sorunu İran, Tunus ve bazı düğer ülkeler de yaşıyordu.
Yıllar boyu sürdürülen mücadelede bir türlü kesin sonuç alınamazken, Adana, birkaç ay içinde alnın akıyla böcek belasını kontrol altına alınca, başta Avrupalılar olmak üzere kentimize yöneldi. Michel Ferry’nin önerisiyle, iki kez Avrupa’ya davet edildim ve orada sinevizyon eşliğinde Adana’da neler yaptığımızı, başarının arkasında Başkan Durak’a güvenen akademisyenler ve Tarım İl Müdürlüğü yetkililerinin işbirliği olduğunu slaytlarla anlattım.
CUMAYA: BÖCEK ESKİDEN DE VARMIŞ AMA KİBARMIŞ…
