ATATÜRK ANITI

Sene 1931…15 Şubat´ta Adana´mızı bir kez daha onurlandıran Ulu Önder esaslı incelemelerden sonra 18 Şubat günü ayrıldı. Hemen ardından, Gazi Hazretlerinin adını Adana´da sonsuzlaştıracak bir şeyler yapılması fikri yoğunlaştı. Öncelikle, büyük park fikri kabul gördü fakat yeterli bulunmadı Çeşitli öneriler değerlendirildi ve nihayet 1932 yılında parka hakim bir yere, Adana´ya prestij kazandıracak bir Atatürk ve Kurtuluş Anıtı yapılması kararlaştırıldı.

Fikir güzel, karar yerindeydi ama, anıt nasıl bir şey olmalıydı konusu aylarca sonuçlandırılamadı. Sonunda, bir yarışma açıldı. Seçici  Kurula üye olarak da Eski Başkan Ali Münif Yeğenağa, Kemal ve Kadri Beyler, Mebus (Milletvekili) Zamir Arıkoğlu, Belediye Başkanı Turhan Cemal Beriker ve eski Mebus İsmail Safa Özler görevlendirilmişti.

Yarışma nasıl bir proje getirecekti ve maliyetine olacaktı gibi sorulara hala cevap bulunamıyordu. Herkes bir yerlerle haberleşip “Olsa, olsa ne olur?” düzeyini yakalamaya çalıştı. Avusturyalı ünlü heykeltıraş H. Krippel davet edildi. Adamcağız çok iyi ağırlandı, heykelin yer alacağı alan gezildi, tartışmalar yapıldı. Krippel´in çizimleri maketler haline getirildi? Bütün bu gelişmelerden sonra Avusturyalı ile anlaşma yapılıp yapılamadığını öğrenemedim. Fakat sonraki dönemlerde eserin bir Türk heykeltıraş tarafından yapılması fikri ağır basmıştı. Bana kalırsa, Krippel´in maliyet tahmini çok yüksek bulunmuştu.

Böyle böyle 1934 yılına gelindi. Bilgiler birleştirildi ve 1932 Kararına dayanarak heykel çalışmalarına 10 bin Lira bütçe ayrıldı. İyi ama, tek başına heykel neye yarardı ki? Bunun kaidesi, çevre düzenlemesi falan da olmalıydı. Bir yandan da bu işe uygun yüklenici aranıyordu artık.

Heykeltraş Ali Hadi Baran´ın eskizi beğenildi ve hemen ihale edildi. Anıtın 29 Ekim 1935 günü açılması düşünülmekte idi.

Kaide ve çevre düzenlemesi için İstanbul´dan Mimar Abdullah Ziya Bey´le anlaşma yapıldı; 15 bin 737 Lira´lık işin finansmanı belediye ve vilayet tarafından karşılandı. Halkın da ciddi katkısı olmuştu.

İşler çok hızlı ilerliyordu. Abdullah Ziya Bey birkaç ay içinde işini tamamlamıştı. Tek eksik, bronz heykellerdi. Hadi Baran´la görüşüldü. 5 Ocak 1935´ekadar yetiştirmeye çalışacağını bildirdi. Kaideye de bu tarih işlendi. Fakat olmadı? 5 Ocak´tan birkaç gün sonra tamamlandı ve Adana´ya getirildi. Bu kez de 23 Nisan tarihi hedeflenmişti, yine olmadı ve öngörülen ilk tarihten bir yıl sonraki tarihte, 29 Ekim 1936’da açıldı. Denilebilir ki, Adanalıların neredeyse tamamı o gün tören alanındaydı.

 4 metre yüksekliğinde, 2 metre genişliği ve 1.80 metre derinliğindeki kaide Toprakkale taşı ve mermerden yapıldı. Atatürk figürü 3 metre 20 santim, atlet figürü 2 metre 40 santim, Kuzeydoğu grubu 2 metre 40 santim ve Güneydoğu grubu da 2 metre yüksekliğinde…

Anıt ve park çok kısa sürede benimsendi. Adanalı, üstü başı tertipli olmadıkça yaklaşmaktan bile çekinirdi. Hafta sonları hınca hınç dolar, ancak en ufak bir zarar verilmez, kesinlikle kirletilmezdi. Nadide çiçekler, türlü ağaçlarla gerçek bir prestij alanı olmuştu. Parayı denkleyen her aile, burada fotoğraf çektiriyordu.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor