GAZİ: DEDİKLERİM YA OLUR, YA DA BENİ ALIN YERİME BAŞKASI GELSİN

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Sadrazam ve aynı zamanda Erkân-ı Harbiye Reisi, yani, genel Kurmay Başkanı olan Ahmet İzzet Paşa’nın İngilizlerden zarar gelmeyeceğini belirten telgrafı üzerine İskenderun’a çıkmaya hazırlanan İngiliz işgal güçleri haberi şok etkisi yaratmıştı. Mustafa Kemal Paşa, saniye vakit kaybetmeden İstanbul’a çok sert bir telgraf gönderdi.
6 Kasım tarihini taşıyan telgrafın başında “Geciktiren idam olunur” notu vardı ve çok sert içeriği şöyleydi:
“Başkomutanlık Kurmay Başkanlığına,
İngiliz delegesinin centilmenliğini ve buna karşılık bu tarzda şirinlik gösterilerini idrak ve takdir nezaketinden yoksun bulunduğumu arz ederim.
Yunanistan’ın faaliyet sahasına çıkarılmamasını sağlamak için İngilizlerin, İskenderun ve İskenderun-Halep yolu üzerinde birleşmelerindeki mantık ilişkisini anlayamadığım gibi bu hususta müsamahayı da bilakis pek mahzurlu görüyorum.
Dolayısıyla tarafınızdan istenilen hususun İngiliz-Suriye ordusu komutanına tebliğine yardımcı olamayacağım için özür dilerim. İskenderun’a her ne sebep ve bahane ile asker çıkarılmasına teşebbüs edecek İngilizlere ateşle karşılık verilmesini ve Yedinci Orduya hâlen bulunulan hatta gayet zayıf bir ileri karakol tertibatı bırakarak büyük kısmını Katma-Islahiye istikametinde hareket ettirerek Kilikya hududu içerisine girmesini emir ettim.
İngilizlerin iğfalkâr muamele teklif ve hareketlerini İngilizlerden ziyade haklı gösterecek ve buna karşılık şirinlik gösterilerini içerecek emirleri uygulamaya yaradılışım müsait olmadığından ve halbuki Başkomutanlık Erkânı Harbiye Riyaset-i Celilesinin direktiflerine uygun hareket etmediğim takdirde birçok ithamlar altında kalmaklığım tabii bulunduğundan, komutayı hemen teslim etmek üzere yerime tayin buyuracağınız zatın süratle emir ve tebliğini hassaten istirham ederim. Yıldırım Orduları Grup Komutanı Mustafa Kemal.”
Bu sert telgrafa ertesi gün gelen cevapta “İskenderun’a çıkacaklara karşı tarafınızdan silah kullanılmasının emir verilmiş olması, devletin siyasetine ve memleketin menfaatlerine kesinlikle aykırı olduğundan bu yanlış emrin derhal düzeltilmesi tavsiye olunur(!)…Ateşkes Antlaşması’nda bize bu uygunsuz hükümleri kabul ettiren, gaflet değil kesin mağlubiyetimizdir(!)” yazıyordu.
Mustafa Kemal Paşa direnişini sürdürdü ve bunun üzerine 7 Kasım günü “Yıldırım Orduları ile 7’nci Ordu Karargâhının Padişah emir ile kaldırıldığını ve İstanbul’a, Nezarete (Bakanlığa) tayin edildiğinden dönmesini” bildiren telgraf geldi. Paşa, görevini, Adana’da bulunan 2’nci Ordu Komutanı Nihat Paşa’ya devretti. Zaten artık Yıldırım Orduları Grubu diye bir birlik kalmamıştı.
VEKAYİİN İLK HİS-Sİ TEŞEBBÜSÜNE YOL
Bütün bu hengâme içinde bile, Ulu Önder artık geleceğinden emin olduğu kapkara işgal günlerine karşı halkı bilinçlendirmek ve hazırlamak için durmadan çalışıyordu. Artık devletten medet umulamazdı. Nitekim, 5 Kasım günü, Katma’dan çağırdığı Ali Fuat Paşa ile görüşürken “…Artık milletin bundan sonra kendi haklarını kendisinin araması ve koruması, bizlerin de mümkün olduğu kadar bu yolu göstermemiz ve bütün ordu ile beraber yardım etmemiz lâzımdır” diyordu. O güne kadarki izlenimlerinden memnundu çünkü Çukurovalıların ulusal mücadeleye hazır olduklarını derinden sezmişti.
YARIN: ORDUSUZ PAŞA SAVAŞA HAZIRLIYOOR
GEMİ:
MÜTAREKE GEMİSİ: İngiliz Kraliyet Ordusuna ait Agamemnon Gemisi Limni Adasındaki Mondros’a bağlı Mudros Limanında demirliydi. Harbiye Nazırı Rauf Paşa buraya yine İngilizlere ait bir hücumbotla gelerek Teslimiyet Belgesini imzaladı. Bu imza ile artık Osmanlı diye bir devlet kalmıyor, tam anlamıyla tarihe gömülüyordu.
KONAK
ATATÜRK EVİ: 30/31 Ekim 1918 günü Adana’ya gelen Paşa’ya, bugün Şakirpaşada, E-400 Karayolu üstünde bulunan bu konak uygun görülmüştü. Bazı kaynaklar burayı Hacı Seyit’in Bağ Evi, nazıları da Aliye Hanım’ın Bağ Evi diye adlandırır. Konak, geçtiğimiz yıllarda restore edildi.
AHMET İZZET
AHMET İZZET PAŞA: 1864 Arnavutluk doğumludur. Askeri alanda önemli hizmetler sergiledi. 7 Ekim 1918’de Talât Paşa Hükûmetinin istifası üzerine Sadrazamlığa (Bugünkü Başbakanlık karşılığı makam) getirildi. Aynı zamanda Harbiye Nazırı oldu. Tayininden sadece 25 gün, Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’a çağrılmasından 1 gün sonra sonra istifa etti. İstifasından hemen sonra Mustafa Kemal Paşa’ya çektiği telgrafta “İstanbul’a gelişinizde izinle acilen görüşme ihtiyacındayım” diye yazmıştı.