Vatandaş, Dayanıklı’yı TBMM’de görmek istiyor

Adana Büyükşehir Belediye ve Sarıçam Belediye meclis üyeliği görevini başarıyla yürüten ve özverili çalışmalarıyla gönüllerde taht kuran İYİ Partili Mehmet Dayanıklı, aynı başarısını TBMM çatısı altında sürdürmek için çıktığı yolda, halkın teveccühüyle karşılanıyor. Dayanıklı’yı, çalışma ofisinde ziyaret ederek, kendisine merak ettiğimiz soruları yönelttik. Sorularımıza her zamanki içtenliği ve samimiyetiyle yanıtlar veren Dayanıklı, ‘’Milletvekili olursam sadece unvanım ve çalışma şartlarım değişecek. Yine vatandaşlarla beraber ortak hareket etmeye devam edeceğim’’ dedi.

 

 

Röportaj: Yener EKİNCİ

ADANA (BÖLGE) – Adana’nın duayen siyasetçilerinden İYİ Parti Sarıçam ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Mehmet Dayanıklı, her daim içlerinde bulunarak sorunlarını dinlediği hizmet kitlesini oluşturan vatandaşların talebi üzerine, milletvekilliğine aday adayı olmuştu. Geçen eylül ayında siyasetteki bu yeni hedefini açıklayan Dayanıklı, ortaya koyduğu projeleriyle seçmenler arasında daha şimdiden heyecan yaratmaya başladı. Adından sıkça bahsettiren Mehmet Dayanıklı’yı, çalışma ofisinde ziyaret ederek, kendisine merak ettiğimiz soruları yönelttik. Sorularımıza her zamanki içtenliği ve samimiyetiyle yanıtlar veren Dayanıklı, ‘’Milletvekili olursam sadece unvanım ve çalışma şartlarım değişecek. Yine vatandaşlarla beraber ortak hareket etmeye devam edeceğim’’ dedi. İşte o röportaj;

Gönüllere girmiş başarılı bir siyasetçisiniz. Milletvekili adayı olma fikri nereden geldi?

Hemşehrilerimin desteğiyle 10 yıldır aktif olarak siyasetin içerisindeyim. Bu süreçte beni hiçbir zaman yalınız bırakmadılar. Sürekli beni desteklediler ve onların desteğiyle gücümün yettiği kadar hizmet vermeye çalıştım. Hep birlikte güçlü bir aile olduğumuz için hiçbir zaman yalan ile işim olmadı, yapabileceğimin en iyisini yaptım. Bu süreçte gördüm ki daha iyi hizmet verebilmek için daha iyi yerlerde olmam gerekiyor. Yine hemşehrilerimin de isteğiyle bu dönem milletvekili olarak görev almayı düşünüyorum. Bana bu görev layık görülürse, Adana’nın öz evladı olarak hiçbir zaman halkın içinden kopmayacağıma, yaşam alanımın Ankara değil Adana olacağına, bana bir telefon kadar yakın olunacağına, misafir vekil değil gerçek Adanalı vekil olarak hemşehrilerimin sorunlarını yerinde görerek daha hızlı çözüme ulaştıracağıma kimsenin kuşkusu olmasın.

Adana’nın tespit ettiğiniz ve acil çözüm bekleyen belli başlı sorunları nelerdir? 

En önemlilerini ilçe ilçe belirtmem gerekirse;

Seyhan’da; Sığınmacı ve Göçmen sorunu var. Adli vakaların artması, sosyolojik yapının değişmesi, okullardaki yabancı uyruklu öğrencilerin fazla oluşu ileride çok daha büyük problemler yaratabilir. Yine Seyhan merkezde Atatürk Caddesi, Gazipaşa ve Ziyapaşa başta olmak üzere esnaf kan ağlıyor. Dükkanların çoğu ya kiralık ya satılık durumda. Sulama kanallarının verimli çalışmaması ve elektrik kesintileri yüzünden, çiftçi büyük zorluklar içinde üretim yapıyor.

Yüreğir’de; 118 sene hizmet vermiş Hastane binası yıkıldı. Üzerinden yıllar geçti tek bir çivi çakılmadı. Hastane sadece Yüreğir’e değil,Karataş ve kırsal ilçelerimize de hizmet veriyordu. 500 bin kişi hastane bekliyor. Adana – Karataş yolu 15 yıldır bitmedi. Havutlu, Doğankent, Solaklı Mahallelerinde adı ölüm yoluna çıkmış bu yol hâlâ yapılmıyor. Ayrıca bu mahallelerimizin elektrik kesintisi sorunu had safhaya ulaşmış durumda.

Sarıçam’da; otobandan çıkınca Senem Market ile Merkez Camii arasında 2 kilometre yol, trafik nedeniyle kilitleniyor, müthiş kalabalığa yol açıyor ve millet bu yolu bir saatte; ancak bitirebiliyor.

Buradaki otoban girişi ile havaalanı kavşağı arasındaki mesafe 12 km. Bu kavşakta 12 giriş çıkışı var. Bütün yükü çeken Sarıçam otoban girişinde giriş çıkış yol yok. Sarıçam’da yol sorunları bitmiyor, adeta kazı kazan vaziyette.  Nedeni basit, doğalgaz, telefon ve elektrik hatlarının çekilmesi nedeniyle yollar o şekilde bırakılıyor. Kış aylarına giriyoruz, şiddetli yağışlarda olan yine olan vatandaşlara olacak.

Tufanbeyli, Aladağ ve Feke’de; Karayollarına ait alanlarda yol sorunu çözülmüyor. Aynı Şekilde Kozan, Feke Mansurlu, Kayseri yolu üzerinde, 50 köyün kullandığı yol bir türlü tamamlanmıyor.

İmamoğlu’nda; çiftçilerimiz ne yapacağını şaşırmış durumda. Narenciye ürünleri dalında çürüdü.

Yumurtalık ve Karataş İlçelerimizde bir tane turizm tesisi yok.

Saimbeyli ilçemiz, hayalet şehre dönüştü, İlçede ne kadar kamu kurumu varsa hepsi bir bir taşınıyor.

Karaisalı ve Tufanbeyli’de; elektrik, telefon ve internet sorunu bitmek bilmiyor. Bazı köylerimizde günlerce kesinti yaşanıyor. Öğrenciler ve gençler mağduriyet yaşıyor.

Pozantı’da; Orman köylülerimiz tapularını alabilmek için Kadastro düzenlemesi bekliyor

Adana’da; ne yazık ki TRT- Karayolları ve Tekel’in Binaları, Maliye Bakanlığının tesisleri, Çukobirliğin arazileri ve fabrika makinaları yok pahasına satıldı. Şehrin kalbinde yer alan kamu taşınmazlarının bir bir satılması işsizliği arttırdı. Adana’da demiryolları atölyelerinin taşınması durdurulmalıdır.Taşıyarak, satarak değil, üzerine katarak değer kazandırabiliriz. Sayın Cumhurbaşkanı tarafından Adana’ya her geldiğinde, yaptığı her mitingde verdiği bir söz var. 2010 yılında açılışı yapılan Adana Metrosu için“Metronun yükünü alacağız, Adana’yı bu kamburdan kurtaracağız” demişti. Maalesef bu sözü havada kaldı. Adanalı Hemşerilerim bu sözün yerine getirilmesini bekliyor. Birlik ve Beraberliğin güçlü olduğu değerlerine sahip çıkan bir Adana her türlü sorunun üstesinden gelmeyi bilecektir. Adana’nın bütün sorunlarını İYİ Parti kadrolarının çözeceğini ilan ediyorum.

Göreve gelmeniz halinde önceliğiniz ne olacak?

Adana bir tarım kenti. Sıraladığım sorunların üstesinden geleceğimiz gibi tarıma da önem vereceğiz.

Devletin gayri safi milli hasılanın yüzde 1’ini çiftçiye vermesi gereklidir. Çiftçi bir yıl sonra ne ekeceğini, ne üreteceğini, ne kazanacağını bilecek. Devlet, bu planlamayı yapmak zorunda. Bu sene patates para etti diye ertesi yıl herkes patates ekerse sıfıra düşüyor. Limonda da karpuzda da pamukta da böyle. Devlet diyecek ki ‘Bu topraklarda pamuk iyi yetişir, sen pamuk ek, sen mısır ek, sen tütün ek’ diyecek. Planlama yapacağız. Olması gereken bu. Çiftçi ürünü ürettiğinde elinde kalmayacak. Pazarlaması yapılacak. Kâr marjı üzerine konularak çiftçinin hakkı ödenecek.

Bu röportajın gerçekleşmesine zaman ayırdığınız için teşekkür ederim

Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim.

 

 

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor