Yaklaşık 20 yıldır aynı pazara gidiyorum; hemen hemen tüm esnafı tanıyorum.
Hatta babalarının yanında çırak olarak gelip, şimdi tezgahı yöneten gençler var.
Ee tabi serde gazetecilik olunca pazarda gözlem yapmadan da duramıyorum…
Çarşı pazara gelen genç-yaşlı, kadın-erkek mutlaka fiyatlar konusunda yorumda bulunur, güzel sohbetler ortaya çıkar.
Özellikle seçim öncelerindeki muhabbete herkesin denk gelmesini isterim.
Bazen birbirini tanıyan komşular da dahil oluyor, espriler havada uçuyor.
“Tabi sen zenginsin hayat sana güzel” diyeni de duydum, üzüm alırken “her gün üç dört tane yiyeceğiz artık” diyeni de…
Lakin son aylarda bizim mahalledeki pazarda derin bir sessizlik hakim.
Domatesleri seçip torbaya dolduran yurttaşlar, düşünceli, dalgın. İç dünyalarında fiyatlarla kavga ediyorlar adeta…
Bununu yanı sıra artık esnaf daha fazla yakınıyor.
Demirspor-Adanaspor muhabbeti yaptığımız genç esnaf da bunlardan birisi.
“Altınordu’yu yendik artık düşmeyiz” diyerek mevzuyu açtı.
Fiyatlara bir baktım , “4 kilo soğan 50 lira ”…
“Siz düşmezsiniz de bu fiyatlar ne zaman düşecek” dedim.
Eline bir soğan alıp “Abi, vallahi utanıyoruz” diye karşılık verdi…
Onca yıllık esnaf olduğunu fiyatların böyle yükseldiğini görmediğini dile getirdi.
Dolaşırken bu kez bu kez domates satıcısına ben takıldım; “Bir, iki aya 50 liraya çıkar sanırım” dedim.
Üzgün ve sinirli bir şekilde kafasını iki yana sallayarak onay verdi…
Lafın özü, kış aylarına tam olarak girmeden pazardaki fiyatlar uçtu.
Marketteki ürünlerin fiyat artışlarına değinmiyorum bile, oralar çok daha farklı bir alem olmuş.
Artık esnaf da bu hayat pahalılığından yakınıyor ise varın vatandaşın halini siz düşünün.
