UYARDIM DUYMADI YAZDIM OLMADI İSTİFA ETTİM OLDU!.

Son köşe yazımda  uyarı niteliği taşıyan bir konuyu kaleme almış, gazetecilik mesleğindeki tükenmişliğin ününe geçilmesini talep etmiş,  ÇGC Başkan ve yönetim kurulu üyelerine şöyle demiştim;

“YA İLAN EDİN YA İSTİFA EDECEĞİM

Adam, yumurta ökçeli ayakkabı, başında fotel şapka, ağzında sigara, elinde tesbihle dolaşan mahalle kabadayısı gibi..

Kafasını sarmayana saldırıyor..

Mesela bir Belediye Başkanı için diyor ki, “Senin özel kalem müdürü bayan ile duygusal ilişkilerin var.. Elimizde belge var”

Belediye Başkanı hakaret ve iftira suçundan dava  açıyor..

Mahkeme, davayı basın özgürlüğü gerekçesiyle reddediyor.

Biz “Bir gazeteci elimde belge var demez. Varsa belgeyi açıklar, haberi yazar. Aksi şantaj olarak değerlendirilir” diyor, mesleğimizi ve ifıtiraya uğrayanı  korumaya çalışıyoruz. Hakkımızda dava açılıyor, aleyhimizde para cezası veriliyor.. İtiraz ediyoruz red ediliyor.. Şimdi bir de ceza davası açılmış, ihtimaldir ki onu da kaybedeceğiz.. Görünen köye kılavuz istemez, ön teker nereye giderse., arka teker de oraya gider misali!.

 İsmail Küçükkaya, Halk TV’de haber sunarken, aynı kişiyi  gündeme getirdi.

Adana BüyükşehirBelediye Başkanı Zeydan Karalar’ın oğlunun düğününü eleştiren aynı kişinin adını vererek kendisiyle ilgili de yazılar yazdığını belirtti..

İsmail Küçükkaya dedi ki;

 “Ben de  Mersin Belediye Başkanı’ndan para almışım, aldığım parayla Mersin’de yazlık ev almışım.. Böyle yazmış o gazeteci. Tamamen yalan ve iftira”

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç te programa telefonla katıldı.

O da aynı gazeteciyle ilgili şikayetleri dile getirdi, hakkında yazılan kitapları, internet sitelerindeki haberleri sıraladı.

Hafta sonu arkadaşlarla konuyu tartıştık.

Sonra ÇGC Başkanı Cafer Esendemir’e konuyu açtım, konuştuk..

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’i aradı..

Pınar Türenç ve merhum eşi Tufan Türenç ile Milliyet’ten  tanışıyorduk. Onlar Milliyet İzmir Bürosu’nda, ben Adana bürosundaydım. Evlendiklerinde balayı için geldikleri Adana’da bizzat yüz yüze tanışma fırsatım da olmuştu.

Cafer Esendemir Pınar Türenç’e konuyu açtı..

Öyle şeyler alattı ki Pınar Türenç, neler neler.. Hakkında çıkan iddialar, kitaplara malzme olan konular.

Pınar Türenç, hakkındaki yazılar ile ilgili adres ve kitap adlarını da verdi..

Adı geçen sözde (!) gazetecinin internet sitelerindeki aleyhinde çıkan (çıkar ilişkili) haberleri de sıraladı..

Bu konuyu hem sayın Başkan Cafer Esendemir ile hem de arkadaşlar ile konuştum. Durumun gazetecilik ilkeleriyle bağdaşmadığını, bizim de aynı suçlamayla karşı karşıya kaldığımızı, güvenirliğimizin hızla kaybedildiğini ifade ettim.

Ve sonuç olarak dedim ki “Cemiyet olarak kamuoyuna yazılı bir açıklama yapalım adı geçen …… adlı kişi cemiyetimizin üyesi değildir. Kamuoyunun bilgisine arz ederiz” diye.

Kısa ve öz.. Hiç olmazsa kamuoyu bilsin istedim.

O açıklama daha yapılmadı. Neden yapılmadı bilmiyorum..

İstifa tek taraflı bir tasarruftur..

Hafta içinde böyle bir açıklama yapılmaması halinde kurucu üyesi olduğum ÇGC’den istifa edeceğimi arkadaşlarıma bildirdim.

Bu utancı daha çok yaşamamak için  bir kez de kamuoyu önünde duyuruyorum.

Son sözüm;

HAKSIZLIK KARŞISINDA susan DİLSİZ ŞEYTANDIR..”

Süre bitti, sessizlik sürdü..

Yani “Biz suya-sabuna dokunmayacağız. Gazetecilik sorumluluğu taşımayanlara, uyarı yapmayacağız, meslektaş ve meslek  onurunu korumak gibi bir sorumluluğu taşımayacağız” demeye getirildi

Evet Süre bitti, hiçbir açıklama yapılmadı..

SÖYLEDİK DUYULMADI, YAZDIK OKUNMADI

Yani talebimiz red edildi.

Biz ne demiştik son yazımızda;

“Hafta içinde bir açıklama yapılmaz ise kurucu üyesi olduğumuz, yönetimlerde görev aldığımız yıllarımızı verdiğimiz, onurlu bir kurum haline getirdiğimiz  Çukurova Gazeteciler Cemiyeti üyeliğinden istifafa edeceğim.”

BİZDE SÖZ NAMUSTUR..

BU GÜN İTİBARİYLE KURUCUSU OLDUĞUM ÇUKUROVA GAZETECİLER CEMİYETİ ÜYELİĞİNDEN İSTİFA ETTİM.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor