EMEKLİLER VE YAŞLILAR ISINMA VE BESLENME ARASINDA SEÇİM YAPMAK ZORUNDALAR

Ülkemizde her 100 vatandaşın 10’u 65 yaş ve üstündedir. 2000 yılından bu yana yaşlı nüfusumuz %82 artış göstermiştir.
6 yıl sonra ülkemizde her 4 kişiden 1’inin yaşlı nüfusun bir üyesi olması beklenmektedir.
Yaşlı nüfusun hızla artması, yakın gelecekte güvenlik ve sağlık sistemlerinin üzerinde büyük baskı oluşturacak olmasına rağmen, AKP hükümetleri bu durumun gerektirdiği politikaları ve tedbirleri hayata geçirmemiştir.
Yaşlılar ve yaşlıların bakımı ile ilgili politikalarda planlama ve kaynak yetersizliği ve koordinasyonsuzluk söz konusudur.
Yaşlı vatandaşlar ve aileleri, sosyal devletin yokluğunda, karşı karşıya kaldıkları sorunlar için çözümleri kendileri üretmek zorunda kalmaktadır.
Kurumsal, fiziksel ve maddi desteklerin yetersizliği, yaşlıları yalnız bırakmakla kalmayıp, yaşlı yoksulluğunu da artırmaktadır.
Yaşlılarımız yoksulluk yüzünden ısınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçları arasında tercih yapmak zorunda bırakılmaktadırlar.
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana çalışan veya iş arayan emeklilerin sayısı 1.5 milyondan 4.2 milyona çıkmıştır.
2022’ye gelindiğinde en düşük emekli maaşı eşitsizliğin en yaygın olduğu ülkelerden biri olan Kolombiya’daki asgari ücretden bile düşüktür.
Emekli maaşı alan 13.7 milyon kişinin yaklaşık yarısı ya bir işte çalışmakta ya da iş aramaktadır.
Çalışan yaşlıların çoğu emekli maaşlarını almayı sürdürmeyi güvencesiz ve kayıtdışı olarak çalışmaya razı olmaktadırlar.
AB ülkeleri ile kıyaslandığında Türkiye’nin 65 yaş ve üstü nüfusunun oranı diğer ülkelere kıyasla az olmasına rağmen, Türkiye’de 65 yaş ve üstü çalışanların aynı yaş grubundaki nüfusa oranı AB’nin 3 katıdır.
Yaşlıların çalışmaya devam ettiği koşullara ve sektörlere bakıldığında, ağır koşullarda güvencesiz olarak çalıştıkları görülmektedir.
İstihdam edilen yaşlı nüfusun %64’ü tarım, %28’i hizmetler, %5’i sanayi, %2’si inşaat sektöründe çalışmaktadır.
Engelliler işsizliğe ve yoksulluğa mahkum ediliyor.
AKP, sosyal devletin koruyucu destek mekanizmalarına en çok ihtiyaç duyan gruplar arasında olan engellileri her alanda yalnız bırakmaktadır.
Engelli vatandaşlara yönelik hak temelli, bütüncül ve kapsayıcı hizmet yapısı kurmamış, istihdam başta olmak üzere sosyal yaşama katılımlarını artırmak yerine onları toplumun dışına iten zihniyeti hakim kılmıştır.
Ülkemizde yaşayan engelli bireylerin sayısı bile tam olarak bilinmemektedir. Konuya ait son araştırma 2011 yılında yayınlanmış, aradan geçen 11 yılda bu konuya dair hiçbir adım atılmamıştır.
Bunun karşılığında engelli vatandaşlarımız iş bulmakta ve geçinmekte sıkıntı çekmektedir. Devletin görevi olduğu halde istihdam konusunda destek görememektedir.
Engelliler arasında işsizlik oranı %80’e dayanmıştır. Kamuda ve özel sektörde engelli yurttaşların istihdamı için gerekenler yerine getirilmemektedir.
Engelli aylığı, evde bakım aylığı gibi desteklerden faydalanmak için engelli vatandaşlarımızın pek çok bürokratik engeli aşması zorunlu kılınmakta, bu nedenle hizmetlerden az sayıda kişi yararlanabilmektedir.
NOT: Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günümüz Kutlu Olsun