AHMET BARAN’DAN MÜJDE; 9 ŞUBAT’TA YİNE ADANA’DAYIM
Cansu Eroy, Ahmet Baran ile konser öncesi röportaj yaptı, dedesi Füze Selami olarak tanınan Selami Tekkazancaı’yı ve müzik hayatına nasıl başladığını anlattı. Ahmet Baran, “9 Şubat tarihinde de kendi projemi ilk defa Adana’ya getireceğim” dedi.
RÖPORTAJ: CANSU ERSOY
ADANA (BÖLGE)-Adana Demirspor’un ünlü futbolcularından merhum Füze Selam, yani Selami Tekkazancı’nın torunu Müzik Sanatçısı Ahmet Baran ile konser öncesi BÖLGE okurları için bir röportaj yaptık.
Biz kendisiyle röportaj yapmaktan, kendisi de Adanalılarla birlikte olmaktan çok mutluydu.. Biz samimiyetle sorduk, Ahmet Baran, samimiyetle sorularımızı yanıtladı.
Açıklamalarına “9 Şubat tarihinde de kendi projemi ilk defa Adana’ya getireceğim” diye başladı Ahmet Baran ve biz sorduk, kendisi yanıtladı;
-Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Enstrümanıma ve üretmeye tutkum bir aşk. Bir Kanun Adamı olarak kendimi tanımlayabilirim. Ankara’da doğdum ve ilk ateş Ankara Radyosu ile düştü içime. Sonrasında Kültür Bakanlığı Sanatçılığı ve ardından münferit projelerle dünyanın pek çok yerinde konserler vererek kültürümüzü, müziğimizi, sanatımızı tanıtmaya çalışan bir komşunuz, dostunuz, arkadaşınız olarak çok yönlü bir kariyer sürdürmeye çalışıyorum. Bu çalışmalarımda biriktirdiğim kalplerle, sosyal sorumluluk projeleriyle hayatımıza farklı bir anlam kazandırmaya çalışıyoruz. -Hangi ülkelerde, şehirlerde konser verdiniz? Birçok ülkede konser verdim. 6 kıtada müziğimle bulunma, kültürümüzü tanıtma şansı yakaladım. Türkiye’de de çeşitli illerimizde yaklaşık 25 yıldır konserler yapıyoruz. Yurt içi ve yurt dışında yoğun ilgi ile karşılaşıyoruz. Ama özellikle yurt dışında enstrümantal müziğin ve enstrümanımızın çok daha büyük ilgi görüyor. Bunun sebeplerinden biri de bence enstrümantal müziğin ve enstrümanımızın henüz layık olduğu yerde olmamasının da etkisi büyük. Çünkü enstrümantal müzik sözden bağımsız bir müzik. Yani daha özgürlük içeren ve çok daha dilden bağımsız, her mezhepten, ırktan, dilden insanı birleştiren, bir araya getirebilecek çok kıymetli bir birleştirici. Onun için dünyada daha çok enstrümantal üretimlerle konserler yapmaya gayret gösteriyoruz. Ve de bu ilgi açıkçası çok hoşumuza gidiyor. Bunu daha ileriye nasıl götürebiliriz? Daha fazla insana nasıl ulaştırabiliriz? diye de yoğun çalışmalar içerisindeyiz.
Adana’da bu kaçıncı konseriniz? İlk mi? Heyecanlı misiniz?
Adana’da pek çok konser verdik. Benim anne tarafım Adanalı. Yarı Adanalı sayılırım. Hatta bunu nerede olursam olayım söylemekten mutluluk duyuyorum. Dedem efsanevi Adana Demirspor futbolcusu Füze Selami’ydi. Ve dolayısıyla da onunla ve Adana’yla ilgili çok fazla hatıralarımız, birlikteliğimiz var. Müzikal birliktelikte de belki bu yirmi ya da otuzuncu konserimiz olabilir. Ama kendi özel projelerimle daha yeni gelmeye başladım. 9 Şubat tarihinde de kendi projemi ilk defa Adana’ya getireceğim. O yüzden açıkçası biraz heyecanlıyım. İnşallah Adanalı seyirciler de bundan keyif alır.
Adana’da konser vermenin sizde ayrı bir yeri var mı?
Benim için bambaşka bir duygu. Çok sıcak çünkü buradaki seyirci. Çok candan ve içten. Sahnedeyken bile samimiyetlerini hissediyorum. Müzik dinlemenin ötesinde bir evlatları, kardeşleri gibi karşılıyorlar beni ve o enerjiyi sahnede hissetmek müthiş bir duygu. Onun için sık sık Adana’ya gelmek istiyorum ve buradaki konserlerimden çok keyif alıyorum. Bir açıklamanızda “Konserlerimi maddi amaç için yapmıyorum” demişsiniz.
Peki konserin gelirlerinin bağışlandığı bir kurum ya da yardım kuruluşu var mı?
Evet. Şöyle izah edeyim: Terennüm İyilik Korosu adı altında kurucusu olduğum ve devam ettirdiğimiz gönüllü bir oluşum var. Ve bu konserlerin gelirleriyle sene başından beri devam ettirdiğimiz bir projemiz var. 2 üniversite öğrencisi kız çocuğuyla başlamıştık. Şimdiyse elliyi hedefledik. Bu yıl verdiğimiz konserlerle elli öğrencimize burs vermeyi planlıyoruz. Bir de son yaşanan üzüntü ve acı olaylardan sonra biraz hayvan barınakları ile ilgili de bir proje başlattık. Konserin bir kısmını da yeni oluşan bir hayvan barınağına destek olmak için kullanacağız. Dediğim gibi müzik elimize pek çok anahtar sunuyor. Bu anahtarlarla kime dokunabilir ve hangi yarayı sarabiliriz? Biraz onun peşindeyiz. Amaç alkıştan çok daha farklı bir mutluluk. Benim benimsediğim felsefe sanatın tamamen ‘Toplum yararına neler sunabilirim?’ Bütün mücadelem bu.
Dedeniz hiç futbolcu olmanızı, sporla ilgilenmenizi istemiş miydi?
Dedem Adanalıların tutkusu benim de idolümdü. Dedemin spora bir yönlendirmesi oldu. Hatta bir süre futbol oynadım. Ya topçu ya popçu olacakmışım zaten. Futbol da oynadım ama müziğe ilgim daha ağır bastı. Dedem de büyük bir müzik tutkunuydu. Ben kanuna yeni başladığım zaman benimle beraber çalar, bana eşlik ederdi. Tamamen kulaktan, doğaçlama çalardı. Çünkü onun yakın dostu Nejdet Yaşar ünlü bir tamburistti. O dedemi tekkeye, meşklere götürürmüş. Dedem de onu maçlara götürürmüş. Dolayısıyla Türk musikisinin geleneksel yapısına çok hâkimdi. Ve çok espiritüel çok iyilik sever tüm Adana’nın da sevgilisi çok kıymetli biriydi. Dilerim bu akşam bizi bir yerlerden duyar ve benimle gurur duyar. Ruhu şad olsun.
Dedenizin hiç konserinize gelme imkanı oldu mu?
Konserlerime çok geldi. Ankara’dayken pek çok konserime geldi. Ama biraz sıkılgan bir yapıya sahipti. Evde olmayı daha çok severdi. O yüzden arada evde ben ona çalardım. Hatta hastanede yatarken böyle bir fotoğrafımız var ona kanun çalarken.
Adana’dan bir Füze Selami geçmiş, Adını Türk spor tarihine altın harflerle geçirmişti.. Şimdi Adana’dan o Füze Selami’nin torunu Ayhan Baran geçiyor, Türk müzik tarihine altın harflerle yazılıyor.