KUYRUKLU YALAN!

Lozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasındaki uluslararası en büyük antlaşmalarından biri.
Ne yazık ki, aradan geçen 100 yıl içerisinde gerçeklikten uzak, akıl sınırlarını zorlayan teorilerle de anıldı.
Örneğin antlaşmaya göre yeraltı kaynaklarının kullanılamadığı ve Türkiye’nin egemenlik haklarının devri anlamına geldiği gibi abuk sabuk fikirleri yayanlar vardı…
Üstelik bu efsane safsatayı yayanlar 100 yıl sonra yani 2023’te bu maddelerin son bulacağını öne sürüyorlar, bir nevi kuyruk takıyorlardı…
Üstelik bu popülist söyleme dönem dönem sarılan bazı politikacılar da vardı.
Yazar, çizer, teorisyen, okumayan akademik kadrolar ve trolleri saymıyorum bile.
Onlar her dönemde başrolde; ellerine ne geçiyorsa artık!
En kötüsü de Türkiye’de yapılan bir ankete göre yüzde 48’lik bir oran böyle maddeler olduğuna inanıyordu.
Neyse devam edelim.
Çok büyük umutlar taşımasak da yeni yıla girdik.
Bu zihniyete göre Lozan Antlaşması içerisinde olduğu ve gizlendiği iddia edilen maddeler kalktı!
Şimdi memleketin her tarafından yeraltı zenginlikleri fışkıracak, petrolü işlenmiş benzin olarak bulup direk araçların deposuna mı dolduracağız?
Tabi ki hayır! Büyük bir yalanın sonuna geldik…
CİMER’e soran bir yurttaşın, gizli maddeler olmadığı yanıtını alması küçük puntolu haberlere konu olmuştu ama kim inanır.
Atatürk dönemine olan düşmanlıkta sınır tanımayan zihniyet, sorgulamadan, düşünmeden, körü körüne bu kuyruklu yalana inanmaya devam etti.
İşte yazının ana fikri de bu aslında!
Araştıran, okuyan, duyduğu her şeye inanmayan, analitik düşünceye sahip bireylerin yetiştiği toplumlarda böyle muhabbetler olmaz.
Ortaya atanla öyle bir eğlenirler ki, ceza verilmesine bile razı hale getirirler.
O halde biz de biraz eğlenelim; Antlaşmanın tam tarihi 23 Temmuz 1923…
Yani bu yalanı sürdürmek için 7 ay daha var!
Bakalım önce kimin aklına gelecek!