HIRANT DİNK ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE ANILDI

Adana Emek Ve Demokrasi Güçleri 2007 yılında öldürülen Hırant Dink’in ölüm yıldönümü anısına İnönü Parkı’nda açıklama düzenledi, Dink’i andı. “Bu Cumhuriyet Ermenileri, Hristiyanları, Kürtleri, Alevileri, hiçbir zaman eşit vatandaş olarak görmedi, bu Cumhuriyet eşitsizlik üzerine kuruldu. Hrant Dink cinayeti, 1,5 milyon Ermeninin öldürüldüğü 1915 Soykırımının bir devamıdır” denildi. İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Ataş:  “Hrant Dink cinayeti, 1,5 milyon Ermeninin öldürüldüğü 1915 Soykırımının bir devamıdır”

 

HABER: CANSU ERSOY

ADANA (BÖLGE)-İnönü Parkı’nda Hrant Dink’in ölüm yıldönümü anısına basın açıklaması düzenledi. Adana Emek Ve Demokrasi Güçleri tarafından düzenlenen anmada açıklama metnini İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Ataş okudu.

“Gazeteci, insan hakları savunucusu, Anadolu ve Mezopotamya’nın kadim halklarının Barış elçisi Hrant Dink, 19 Ocak 2007 tarihinde katledildi. Kendisini bir kez daha sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz” diyen Başkan Yakup Ataş, “Hrant Dink, bu coğrafyada barış ve kardeşlik söylemlerinden, kimliğinden ve baskıcı totaliter sisteme karşı duruşundan dolayı, sistem tarafından her fırsatta ölümle tehdit edildi. Hrant Dink’e karşı yapılan bu tehditlerin önüne geçilmemiş, planlı bir şekilde, uzantıları devlet içine kadar sızmış derin örgütlü yapılar tarafından katledilmiştir” diye de ekledi.

Hrant Dink’in kendini Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit bir yurttaşı olarak görmek isteyen bir Ermeniydi olduğunu dile getiren Ataş, bu yüzden öldürüldüğünü de belirti.

“DEVLETİN KARANLIK ODAKLARI, BİRBİRİMİZİ ANLAMA ÇAĞRISINA BİLE TAHAMMÜL EDEMEDİ”

“Çünkü bu ülke farklı olana tahammül etme alışkanlığından çok uzaktır. Düşüncesi, dili, inancı aynı olmayanı susturmaya ve bastırmaya çalışmak, olmuyorsa öldürerek yok etmek bu ülkenin alışkanlığı haline gelmiştir” diyen Ataş, konuşmasının devamında şu cümleleri kurdu:

“Hrant Dink, devletin ve devletle aynı düşünen, hisseden, refleks gösteren kesimlerin sinir uçlarına dokunan, harekete geçiren tüm bunlara rağmen 1915 Ermeni Soykırımı’nın tanınması talebinde ısrarcı olan ve Türkiye’nin demokratikleşmesi gereğini savunan bir kişiydi. O ilk kez Türkiye toplumuna bir Ermeni olarak, Ermenilerin tarihsel ve bugünkü varlığını, yaşadıklarını, Türkiye’de bir Ermeni olmanın ne demek olduğunu anlattı, iki halk ve iki ülke arasında diyaloğu savundu, birbirimizi anlamamızı istedi, sürekli bunun için çağrı yaptı. Türkiye’de ilk olarak bir kişi televizyon ekranlarında bir Ermeni olarak konuştu, tüm açıklığıyla derdini anlattı. Devletin suç odaklarıyla iş gören karanlık odakları, Ermeni Soykırımı’nı tanımayı bırakın, birbirimizi anlama çağrısına bile tahammül edemedi. Onun kurduğu ve yönettiği Agos, bizim Ermeni gerçeğinin hiç bilmediğimiz kılcal damarlarına ulaşmamızda bir deniz feneri işlevi gördü. Aydınlattı, öğretti, ruhumuza seslendi, içimizdeki gerçekleri anlatma ateşine güç verdi. Agos bir çığır açtı. İnsanlara Türkiye’de Ermenilerin tarihini, Türkiye’de bir Ermeni olmanın hayâl edemeyeceğimiz gerçeklerini anlattı. Yalnızca bilgimizi geliştirmedi, yalnızca aklımıza hitap etmedi, kalbimize de seslendi, duygumuzu olgunlaştırdı, hissetme yeteneğimizi keskinleştirdi. Televizyon kanallarında katıldığı tartışma programları onu görünür kıldı. Daha çok insan Ermenilerin varlığı ve yaşadıkları ayrımcılığı çoğu kez ilk defa ondan duydu. Bu görünürlük de onun hedef tahtasına konmasında önemli bir rol oynadı.”

“BU CUMHURIYET EŞİTSİZLİK ÜZERİNE KURULDU”

Başkan Ataş, Hrant Dink’in iki şeyi söylediği için öldürüldünü dile getirdi ve “Birincisi; Hrant “Ben Ermeniyim, beni kendinize benzetemeyeceksiniz” dedi. İkincisi; Hrant “Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Ermeni ve eşit bir Yurttaşıyım” dedi. Oysa bu Cumhuriyet Ermenileri, Hristiyanları, Kürtleri, Alevileri, hiçbir zaman eşit vatandaş olarak görmedi, bu Cumhurıyet eşitsizlik üzerine kuruldu” diye aktardı.

“KATLİNİN GERÇEK FAİLLERİ, DÜĞMEYE BASANLAR, YOL VERENLER, GÖZ YUMANLAR YARGILANMADI”

Hrant Dink cinayetinin, 1,5 milyon Ermeni’nin öldürüldüğü 1915 Soykırımının bir devamı olduğuna da sözlerinde yer veren Ataş, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:

“Katlinin gerçek failleri, düğmeye basanlar, yol boyunca her şeyden haberdar olanlar, yol verenler, göz yumanlar yargılanmadı. Türkiye’nin en baştan beri ve hâlâ demirbaşı olan cezasızlık zırhı tarafından korundular ve korunuyorlar. Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından geçen 16 yıla rağmen, cinayetin arkasındaki asıl sorumlular ile bu cinayetin işlenmesine göz yumanlar ortaya çıkarılmamıştır.  Sorumluların korunmasının nedeni bu konuda bağımsız, etkili ve kapsamlı bir soruşturmanın yürütülmemesi, uygulanan cezasızlık politikasının bir sonucudur. İnsan hakları savunucuları, emek ve demokrasi güçleri olarak, “cezasızlık politikasına” hayır diyor ve Hrant Dink katliamında etkili ve kapsamlı bir soruşturmanın ivedilikle sonuçlandırılıp adaletin yerini bulması talebimizi de yineliyoruz. Hrant Dink’siz 16 yıl geçti. Hrant; tekçiliğe, bağnazlığa, ırkçılığa, baskıya ve nefrete karşı verdiğimiz mücadelede yitirdiğimiz en büyük değerlerimizden biridir. Hepimizin O’na borcu var. Ülkemizi bugünkü karanlık iklimden kurtarıp, evrensel hukukun, adaletin, özgürlüğün ve barışın hüküm sürdüğü bir ülke haline getirdiğimizde Hrant’a ve tarihe karşı sorumluluğumuzu biraz olsun yerine getirmiş olacağız. Hrant Dink’i bir kez daha saygıyla anıyoruz. O’nun hayalini kurduğu barış ve kardeşlik iklimini gerçekleştirene kadar mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.

Son olarak hep beraber, yüksek sesle “Güvercinlere sahip çıkacağız ve Hrant Dink’i mücadelemizde yaşatacağız” diyen Adana Emek Ve Demokrasi Güçleri topluluğu oturma eyleminin ardından açıklamalarına son verdi.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor