AVUKATLARIN SESİ KESİLİRSE VATANDAŞIN DA SESİ KESİLİR
Tehlikedeki Avukatlar Günü dolayısıyla Adana Barosu ve Çağdaş Hukukçular Derneği ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Avukatlar Salonu’nda yapılan etkinlikte konuşan Adana Baro Başkanı Av.Semih Gökayaz, “Bugün 24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü. Bugün bu yıl Afganistan’a ithaf edildi. Afganistan’da avukatlara yönelik şiddet arttı, birçok avukat öldürüldü. Geçmiş yıllarda da Türkiye’ye ithaf edilmişti. Avukatların sesi kesilirse, vatandaşın da sesi kesilir” dedi.
HABER: CANSU ERSOY
ADANA (BÖLGE)-24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü kapsamında Adana Barosu açıklama gerçekleştirdi. Avukatlar Salonu’nda gerçekleştirilen açıklamada konuşmaları Baro Başkanı Av.Semih Gökayaz ve ÇHD Üyesi Av. Umay Büyükdağ yaptı.
Baro Başkanı Av. Semih Gökayaz, konuşmasında şunları dile getirdi:
“Bugün 24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü. Bu gün bu yıl Afganistan’a ithaf edildi. Ne yazık ki bu yıl Afganistan’da avukatlara yönelik şiddet daha çok arttı. Birçok avukat öldürüldü. Geçmiş yıllar Türkiye’ye ithaf edilmişti. Türkiye’de avukatlar hala tehlikede, şiddete maruz kalıyor ve hala öldürülüyor. Avukatlar takip ettikleri davanın tarafı muamelesi görüyorlar ve ne yazık ki karşı taraf tarafından husumet beslenmeye başlanıyor. Bunun dışında halkın yanında olduğu için tutuklanan meslektaşlarımız var. Eğer bu ülkede Can Atalay tutukluysa ne yazık ki Aladağ’daki kız yurdu davasını takip ettiği için tutuklu. Hendek’deki patlamada işçilerin ailesinin avukatlığını yaptığı için tutuklu. Soma’da işçilerin yanında olduğu için tutuklu. Biz avukatlar olarak bu ülkede bilgi ve tecrübe sahibi olacağız. Ama yetmez aynı zamanda ısrarcı da olacağız. Bu ülkede en başta hepimiz cesur olacağız. Bu ülkede adaletin sağlanması için cesur avukatlar gerek. Avukatlar dayanışacağız. Birlik olacağız. Bu düzen elbet değşecek. Eğer bu ülkede düzen değişecek ve adalet sağlanacaksa avukatların ısrarcı ve mücadelesi tavır, çalışma ve heyecanlarıyla olacak.”
“2010 YILINDAN BU YANA 24 OCAK TARİHİNDE DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA AVUKATLAR ÖRGÜTLENMEKTEDİR”
ÇHD Üyesi Av. Umay Büyükdağ, “Tehlikedeki Avukatlar Günü, 2010 yılından bu yana 24 Ocak tarihinde dünyanın dört bir yanındaki şehirlerde, ülkelerde ve kıtalarda örgütlenmektedir. 24 Ocak 1977 tarihinde dört avukat ve bir iş arkadaşları Madrid’de bulunan Calle Atocha 55 adresinde katledilmiştir. Bu uluslararası gün için 24 Ocak tarihinin seçilmesi Atocha Katliamı olarak bilinen bu katliamdan ileri gelmektedir” sözleriyle konuşmasına başladı.
Bu günün, her yıl ulusal ve uluslararası kuruluşlar ve barolardan oluşan bir ağ olan Tehlikedeki Avukatlar Koalisyonu tarafından düzenlendiğini dile getiren Av. Büyükdağ, “Tehlikedeki Avukatlar Günü’nün amacı, o yıl için belirlenmiş odak ülkedeki avukatların içinde bulunduğu duruma hükümet yetkililerinin, uluslararası kurumların, demokratik kamuoyunun, medyanın dikkatini çekmek ve o ülkedeki avukatların mesleklerini icra ederken karşılaştıkları tehditler konusunda bir farkındalık yaratmaktır. Önceki yıllarda Tehlikedeki Avukatlar Günü Kolombiya (2022 ve 2014), Azerbaycan (2021), Pakistan (2020), Türkiye (2019 ve 2012), Mısır (2018), Çin (2017), Honduras (2016), Filipinler (2015), Bask Ülkesi / İspanya (2013) ve İran’a (2010) odaklanmıştır” dedi.
TEHLİKEDEKİ AVUKATLAR GÜNÜ BU YIL AFGANİSTAN’A İTHAF EDİLDİ
Uluslararası Tehlikedeki Avukatlar Günü’nün bu yıl ise Afganistan’a odaklandığını belirten Av. Büyükdağ, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Öncelikle Afganistan’da gerek avukatlık mesleğinin gerekse yargı sisteminin kangrenleşmiş sorunları bulunduğunu belirtmek gerekiyor. Yıllarca emperyalist güçlerin işgali altında olan bir ülke için bu tür bir durumun kaçınılmaz olduğu ortada. Bununla birlikte Ağustos 2021’de Taliban güçlerinin iktidarı ele geçirmesi ile birlikte bugün artık bağımsız bir avukatlık mesleğinden söz edilemediği gibi işleyen bir yargı sisteminden de söz edilememektedir. Taliban’ın iktidarı alması ile birlikte 2008 yılında kurulan Afganistan Bağımsız Barolar Birliği (AIBA)’ nin yetkileri ortadan kaldırılmıştır. AIBA, 1500 kadın avukat da dahil olmak üzere toplamda 6000’den fazla üyesi olan, avukatların ruhsatlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi temel işlevine sahip olmanın yanında, avukatlık mesleğinde fırsat eşitliğinin sağlanması, sosyal adalet ve temel insan hak ve özgürlüklerinin güçlendirilmesi, adil yargılanma hakkının sağlanması, yargı bağımsızlığının temini ilkeleri çerçevesinde örgütlenen bir birliktir. Kuruluşundan bu yana, kültürel, sosyal ve ekonomik kısıtlamalara rağmen, AIBA kadın savunma avukatlarının rolünü teşvik edebilmiş ve sosyal adalet alanında, özellikle de kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet vakalarında mağdurların haklarının korunması için savunuculuk yapmıştır”
“TALİBAN TARAFINDAN ATANAN YENİ YARGIÇLARIN ÇOĞUNUN LAİK HUKUK KURUMLARINDAN ZİYADE DİNİ KURUMLARDAN MEZUN OLDUKLARI BİLDİRİLMEKTEDİR”
Ağustos 2021’de Afgan hükümetinin düşmesi ile ülkede zaten yapısal sorunlar içeren yargı sisteminin tümüyle çökmüş olduğuna sözlerinde yer veren ve Afganistan’ın 2004 Anayasası da dahil olmak üzere Ağustos 2021 itibariyle yazılı hukuk düzenlemelerinin tamamının yürürlükten kalkmış olduğunu belirten Av. Büyükdağ, “Bugün Afganistan’da Taliban tarafından öne sürülen şeriat hükümleri uygulanmaktadır. Taliban güçleri tarafından ilan edilen yönergelerin büyük çoğunluğu kadınların sahip olduğu eğitim ve çalışma hakkı gibi pek çok hakkı ortadan kaldırdığı gibi, toplumun tamamı yönünden basın ve ifade özgürlüğü, seyahat özgürlüğü, özel hayatın gizliliği de dahil temel insan hakları üzerinde kısıtlama getirmektedir. Yanı sıra yaklaşık 2000 kadar yargıç yeni rejim tarafından ihraç edilmiştir. Taliban tarafından atanan yeni yargıçların çoğunun laik hukuk kurumlarından ziyade dini kurumlardan mezun oldukları bildirilmektedir” diye kaydetti.
Bugün Afganistan’da avukatların karşı karşıya oldukları sorunları ise şu şekilde özetledi:
-Taliban güçleri hükümeti ele geçirdikten hemen sonra hapishanelerin kapılarını açtığı için onlarca avukat serbest kalan eski hükümlüler tarafından tehdit edilmekte yahut saldırıya uğramaktadır. Bu tehditlerin bir kısmı Taliban mensubu olduğu iddiası ile yargılanan kişilerin kendi avukatlarına yahut karşı taraf avukatlarına yönelik besledikleri intikam duygusundan ileri gelmekte iken, özellikle toplumsal cinsiyet temelli şiddet vakalarında kadınları temsil eden veya boşanma davalarında kadınları temsil eden avukatlar çok ciddi bir risk altındadır. Yine daha önce insan hakları kurumlarında çalışmış yahut politik davalarda hak ve özgürlük temelli savunmanlık yapmış avukatlar da bu tehditlerden ağır şekilde etkilenmektedir.
-Taliban rejimi 22 Kasım 2021’de AIBA’nın avukatlara ruhsat verme yetkisini kaldırmıştır. Kararnamenin yayımlanmasından bir gün sonra Taliban güçleri AIBA’nın Kabil’deki merkezine baskın düzenleyerek Birlik çalışanlarına ve üyelerine şiddet uygulamış, binayı tahliye etmiş ve AIBA’nın tüm veri tabanlarına el koymuştur. Bu kayıtlarda avukatların kimlik bilgileri, aile üyelerinin isimleri, ev adresleri ve telefon numaralarının yanı sıra, savcı ve hakimlere, bakılan davalara ve avukatların hükümet ve uluslararası kuruluşlarla bağlantılarına ilişkin bilgiler de yer almakta olup, bu durum avukatları aileleri ile birlikte daha tehlikeli bir durumla karşı karşıya bırakmıştır. Ayrıca AIBA’nın banka hesaplarının ve fonlarının kontrolü de Taliban güçlerinin eline geçmiştir. İlgili tarih akabinde AIBA ülkedeki faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıştır.
-AIBA’nın verilerine göre kurumun tasfiyesinden bu yana 7 avukat öldürüldü ve 146 avukat soruşturma geçirdi yahut tutuklandı. Birçok avukat ise aileleri ile birlikte ülkeyi terk etti. Ülkeyi terk edebilme kanallarından yoksun olan avukatların ise aileleri ile birlikte sürekli yer değiştirerek ülke içerisinde saklanarak hayatlarını sürdürdükleri bilinmekte.
-22 Kasım 2021 tarihli kararname aynı zamanda mahkemelerde sadece Taliban rejimi tarafından onaylanmış avukatların temsil yetkisi olacağını düzenlemekte. Bu nedenle, daha önce AIBA tarafından ruhsat verilmiş avukatlar Taliban rejiminin aradığı kriterleri yerine getirmek şartı ile yeni bir ruhsat almak zorundalar. Pratikte avukatlar geçmişteki faaliyetleri ve Şeriat prensiplerine ilişkin yaklaşımları esas alınarak değerlendirilmeye tabi tutulmaktalar. Geçmişte insan hakları alanında çalışan yahut uluslararası organizasyonlarla ilişkisi olan avukatların ruhsat başvuruları otomatik olarak rededilmekte ve bu kişiler artık avukatlık yapamamaktalar. Burada önemli olan bir diğer konu ise kadın avukatların durumudur. Daha önce AIBA üyelerinin % 25’ini kadınlar oluşturmasına rağmen şu ana kadar Taliban rejimi sadece erkeklere ruhsat verdi. Sonuç olarak, öncesinde yasal gereklere uygun bir şekilde AIBA üyesi olan avukatların önemli bir kısmının bugün mesleklerini icra etmeleri yasaklanmış durumdadır.
“AFGANİSTAN’DAKİ MESLEKTAŞLARIMIZ DOĞRUDAN ÖLÜM, İŞKENCE, TUTSAKLIK VE AÇLIKLA KARŞI KARŞIYA”
Av. Büyükdağ, “Görüldüğü üzere bugün Afganistan’daki meslektaşlarımız doğrudan ölüm, işkence, tutsaklık ve/veya açlıkla karşı karşıya. Ülkeyi terk edebilenler ise özellikle Avrupa Birliği’nin riyakar sınır ve göç politikaları karşısında çok ağır sorunlar yaşamakta. Bütün bu tablo karşısında ister Afganistan’da olsun ister ülkeyi terk etmiş olsun, meslektaşlarımızla dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Ne emperyalist işgal ne Taliban” dedi ve Afganistan halkının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini desteklediklerinin altını çizdi.
Av. Büyükdağ,”Meslektaşlarımız ve bugün Taliban rejiminden doğrudan etkilenen Afganistan halkları yalnız değildir” sözüyle konuşmasına son verdi.