ADAY SEÇİMİ!

Millet İttifakı’nın “Mutabakat Metni” üstünde düşünülerek hazırlanmış.
Hayata geçirilirse adaletten insan haklarına, ekonomiden dış politikaya kadar birçok alanda iyileştirmeler sağlanmış olacak.
Tabi bu benim şahsi kanaatim.
Ha bu arada metin incelendiğinde, şahsi düşüncelerden çok evrensel normların yer aldığını da görüyoruz. Ve bu normların şahsiliği yoktur…
Neyse metinde yazılanları hatmedip, kusur arayan troller bir yanılsama yaşadı.
Nasıl ya diye, çer çöpten bahsedip, eften püften laflarla eleştiride bulunmaya çalıştılar.
İçten içe aslında onların da özlem duyduğu Türkiye rotası çiziliyor o mutabakatta…
Sosyal medyada izledim, “canlı yayında artık tırnaklarını kesenler bile oluyormuş”.
Hayırlısı, işi daha ileriye götürmezler inşallah!
Gerçi pandemi sürecinde başlayıp günümüzde adet haline gelen “canlı yayınlarda gaz çıkarma seansları“ da sürüyor ama insani bir iş, yanlışlıkla oluyor tabi ki deyip, bu kısmı çabucak geçiyorum…
Neyse konumuza dönelim; şimdi gözler, 13 Şubat’a çevrildi.
CHP Lideri “Ben Kemal geliyorum” sözleriyle gündemi sarstı. Aldı yürüdü beş yaşındaki çocuklar bile lafı ezberledi.
Haliyle Türkiye’de yaşayan ve az çok seçimlerle ilgilenen herkes Sayın Kılıçdaroğlu’nun aday olacağını düşünüyor.
Büyük ihtimalle de öyle olacak.
Lakin 6’lı masadaki liderler kararları alırken birlikte hareket edecekleri fikrinin altını ısrarla çiziyorlar.
Her kesim biliyor ki, adaylık Kılıçdaroğlu’nun hakkı ve o görevin karşılığını layıkıyla yapacak nitelikte.
Ancak “masadaki acabalar“ doğal olarak sürecin uzamasına neden oluyor.
Verilen demeçlerdeki satır aralarını okuduğumuzda sadece CHP lideri değil, farklı isimlerin de konuşulduğu hemen anlaşılabiliyor…
DEVA Lideri Ali Babacan açıkça söyledi zaten ; “Masada Cumhurbaşkanı adaylığı için isimleri konuşuyoruz” dedi..
Oysa ki meseleye şu açıdan bakmakta da fayda var; Mutabakat metninde yer alan başlıkları koşulsuz olarak hayata geçirilmesine katkı koyacak isim, en doğru aday olacaktır…