POPÜLİST LİDERLERİN OTORİTER LİDERLERE DÖNÜŞÜ

Popülist liderlerin ortaya çıkışını incelemek, geriye dönük bir değerlendirme yapma imkanı bakımından güvenilir yöntemlere dayandırılabilir.

Otoriterliğe dönüşümü incelemek ise olgunun şimdi ve burada tezahürü bakımından yoruma dayalı açık verilerle çalışmayı gerektirir.

Popülist lideri popülist yapan unsurların başında Bizden Biri oluşu geliyor.

Destekçi açısından popülist lider, eşit düzlemde bulunduğu halde yetki devrine layık gördüğü bir figür.

Kendisi gibi olanların en kendisi gibi olanı.

Hatta kendisinin olmak istediği gibi olanı.

Bir prototif-prototiplik bu eşitliğin hem kurucu, hem sürdürücü niteliği.

Yetki devri, bu kendililik özdeşliğiyle mümkün oluyor. Bu dizinin birinci yazısında sözünü ettiğimiz kimlik girişimciliğini rüya tacirliğini ve nihayet gerçekleştirilen rüyaların kar ortaklığını prototipliğin üstüne eklemleyebilen lider iktidarını kurmakla kalmıyor, sürekliliğini de sağlıyor.

Popülist iktidar, maddi başarılarının kadrinin bilinmesini tesadüfe bırakmıyor.

Ortaya çıkardığı nesne değerini özne değerine tahvil eden bir söylemi kitlesiyle birlikte kurmaya dikkat ediyor.

Nihayet ele geçen kazançlarını uzun süredir cisminden mahrum kalmış imgelem dünyasındaki karşılıklarını daima öne çıkarıyor.

Böylece popülist lider ile kitlesi arasındaki bağı sürekli kılan asıl unsurun manevi olduğunu, özdeşleşmeyle başlayıp özdeğer üretimiyle devam ettiğini gözleyebiliyoruz.

Her popülist lider otoriter lidere dönüşürmü?

Özdeğer üretime dinaminiğini kurabilen popülist liderin kolayca otoriter lidere dönebileceği iddiasını destekleyecek veriler derlenebilir.

Bu verilerin başında, popülist iktidarın daima Biz ve Ötekiler ayrımına dayalı kurulmasını, destekçi-takipçi kesimlerin bileşikliğini diğer toplum kesimleriyle arasını açma pahasına desteklemisini bilen muhaliflerin yanı sıra açık destek vermeyenleri de ötekileştirmesini, hukukat yeri olmayan millet onayına atıfla hüküm kurmasını ve hukuka aykırı soruşturma-yargılama-cezalandırmaya başvurmasını sayabiliriz.

Öte yandan bütün bu çoğulcu uzlaşma ve barışcıl birlikte yaşam karşıtı politik programın herhangi bir lideri Otoriter Lider Addetmeye yetmeyeceği, gelişmiş demokrasilerde dahi bu fiillerin örneklerinin bulunabileceği –otoriter lider- sayılmasının insanlığa karşı suç işleme gibi daha ağır şartlara bağlı olması gerektiği de ileri sürülebilir.

Demek ki önce Özdeğer Üretme Dinamiğini Kuran Popülist Lider Otoriter Liderliğe Yürür… tezini koşullarını belirleyecek dosya konularına göz atmakta fayda var.

Birinci Dosya; Liderlik hayatına doğrudan (ister veraset, ister darbe, ister devrim yoluyla) otoriter olarak başlamış liderlerin aynı zamanda popülist birer lider olup olmadığı tartışılmalıdır.

Başka bir ifadeyle otoriterliği elde etmenin şartları değişse bile sürdürmenin popülizm şartına bağlı olup-olmadığını incelenmelidir.

İkinci Dosya; Yeterli olanak ve yetenek hasıl olsa her popülist liderin ille de otoriter lidere dönüşüp dönüşmeyeceğine eğilmelidir.

Popülist liderlere henüz otoriter olmamış liderler denip denmeyeceğini, popülizm-otoriterlik ilişkisinin mecburi mi yoksa arızı-yakınsak mı olduğunu analiz etmelidir.

Otoriterliğin, liderin niyetiyle destekçilerin icazetinin kesişmesi sayesinde mi yoksa kesişmesine rağmen mi kurulduğu anlaşılmalıdır.

İlk iki dosyayı tamamlayıcı üçüncü bir dosya ise popülistlik çemberini aşmayan, otoriterliğe geçmeyen liderleri ele almalı.

İktidarlarının niteliklerini belirlemilidirler. Popülist liderin otoriter lider olabilecekken almamayı seçtiği durumlar incelenmeli, böyle durumlar yoksa farazi senaryolar üretilmelidir.

İyimser bir bakımla her üç dosyanın da içreği

a)Uluslararası ilişkiler alanında tartışmalı bir yeri bulunan eşitsiz ve bileşik gelişme kuramı ile

b)Sosyal psikoloji alanında henüz yerini, önemi oranında açmamış kollektif eylem kurumlarından yararlanmalı.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor