“ASBEST RİSKİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİDİR”

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge Şube Başkanı Çiğdem Eroğlu deprem bölgelerindeki asbest tehlikesi konusunda uyardı. Eroğlu, “Böylesine büyük bir felakette yaraları sarmaya çalışırken acı üstüne acı yaşamamak için göz ardı edilmemesi gereken risklerden biri de asbesttir” dedi.

HABER: CANSU ERSOY

ADANA (BÖLGE)-Kahramanmaraş merkezli depremde etkilenen 10 ilde birçok bina yıkıldı ya da yıkılma aşamasına geldi. TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Güney Bölge Şube Başkanı Çiğdem Eroğlu, bu yıkım sonrasında ortaya çıkabilecek bir sorun konusunda da görevlileri uyardı. Yıkım sonrasında asbestin büyük bir problem haline gelebileceğini söyleyen Eroğlu, konu hakkında alınması gereken önlemler konusunda bilgilendirme yaptı.

Başkan Eroğlu, 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen, merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olarak belirlenen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler ve artçı sarsıntıları çok geniş bir alanda çok büyük bir yıkıma neden olmuştur. Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa, Malatya, Osmaniye, Adana, Kilis ve Diyarbakır illerinde 15 milyonu aşkın nüfusu etkileyen böylesi büyük bir felakette öncelikle hayatını kaybedenlerin yakınlarına sabır, yaralılara acil şifa ve tüm ülkemize baş sağlığı diliyoruz” diye söze başladı.

“ASBESTE KARŞI ÖNLEM ALMAK ÖNEM ARZ ETMEKTEDİR”

Böylesine büyük bir felakette yaraları sarmaya çalışırken acı üstüne acı yaşamamak için göz ardı edilmemesi gereken risklerden birinin de asbest olduğuna dikkat çeken Eroğlu, “Yıkılan veya ağır hasar aldığı için yıkımına karar verilen binalarda asbest riskini göz ardı etmemek dolayısıyla bu tür binaların enkaz kaldırma çalışmalarında muhtemel asbeste karşı önlem almak önem arz etmektedir” dedi.

“ASBEST, AKUT OLARAK TOKSİK OLMASA DA ASBEST LİFLERİ AKCİĞERLERDE UZUN SÜRE KALABİLİR”

Başkan Eroğlu, “Asbest maddesi kanserojen özelliğe sahip lifli bir mineraldir. Asbest lifleri kolayca ufalanıp, toz haline gelebilir ve lifler çoğunlukla gözle görülmezler” dedi ve konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Asbest, özellikle yasaklandığı 2010 yılından önce yapılan yapılarda sıklıkla marleylerde, duvar kaplamalarında, boya ve sıvalarda, kazan ve ısıtma sistemi conta izolasyonunda, tesisat borularında, amyant olarak da bilinen ısıl yalıtım malzemelerinde ve çatı kaplamalarında kullanılmıştır. Asbest, akut olarak toksik olmasa da asbest lifleri akciğerlerde uzun süre kalabilir ve asbestosis, akciğer kanseri, plevral kalınlaşma ve mezotelyoma gibi ciddi akciğer hastalıklarına neden olabilir. Bu hastalıklar, 10-50 yıl mertebesindeki uzun latent dönemlere sahiptir ve tüm asbest türleri ile ilişkilidir. Bu nedenle gerek yıkım süresince gerekse yıkım atıklarının (molozlarının) yüklenmesi ve taşınması sırasında tozuma oluşumunu önlemek amacıyla TS13883 standardına uygun toz bastırma donanımları ile seyyar veya sabit sulama sistemlerini yıkım şantiyesinde hazır etmek ve kullanmak gereklidir. Asbest tehlikesini en aza indirmek için mutlaka bu malzemelere, uygun şekilde eğitilmiş Asbest Söküm Çalışanları tarafından ve Asbest Söküm uzmanı nezaretinde müdahale edilmeli, asbestli atıkların uygun yöntemlerle güvenli bir şekilde bertaraf edilmeleri sağlanmalıdır.”

GÜVENLİK EKİPMANLARI KONUSUNDA BİLGİ VERDİ

Deprem bölgesinde enkaz alanında çalışanlar için Kişisel Koruyucu Donanım olarak bazı ekipmanların temininin gerektiğinin altını çizen Eroğlu, en öncelikli gereksinim olan FFP3 tipi toz maskesinin hayati önemde olduğunu da belirtti.

Deprem alanında kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmalarına katılan sivil toplum ve kamu görevlilerine bunun mutlaka temin edilmesini ve bu maskenin kesinlikle kullanılmasının sağlanmasını söyleyen Eroğlu, ek olarak; gözlük, iş eldiveni ve toz geçirmeyen tulumun bulunması gerektiğini de bildirdi.

“ASBEST İÇEREN MALZEMELERİN YERLERİ BELİRLENMELİ”

Eroğlu, deprem bölgesinde asbest için alınması gereken önlemleri de şu şekilde sıraladı:

“Asbestli atıkların nakliye sırasında çevreye yayılmalarını önleyecek biçimde paketlenmeli ve lisanslı atık taşıma araçlarıyla taşınmalıdır.

Atığın yetkilendirilmiş bir bertaraf tesisinde bertaraf edildiğinden emin olunmalı, güvenli bir şekilde saklanmaları ve bertaraf edilmeden önce uygun şekilde etiketlenmeleri sağlanmalıdır.

Asbest içeren malzemelerin yerleri belirlenmeli ve bir risk değerlendirmesi gerçekleştirilmelidir.

Asbest içeren malzemenin diğer atık ürünlerden ayrı depolandığından emin olunmalı, kesin harita koordinatları verilmelidir.

Tasarlanmış düzenli depolama alanlarının bölgede olmaması ve uzakta bulunması durumunda, asbest atıklarının geçici olarak depolanacağı yerler belirlenmeli ve hazırlanmalıdır.

İleride maruz kalmayı önlemek için, tasarlanmış atık depolama sahası içinde, sızıntı suyu üst kuyuları ve gaz çıkarma kuyuları gibi gelecekte inşaatların olabileceği yapıların bulunmamasına özen gösterilmelidir. Risklerin en aza indirilebilmesi için atık ambalajları, toz ve liflerin dış ortama kaçmaması için kapalı kalmalıdır.

Asbest içeren malzemeler, düzenli depolama sahalarında bertaraf edilebilir. Temizleme işlemlerinin bir sonucu olarak, çevredeki insanlar ve nihai bertaraf sahasına yakın yerlerde yaşayanlar için tehlike oluşturacak asbest içerikli atık birikiminin oluşmasından kaçınılmalıdır.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor