Geçen sene bu zamanları hatırlıyorum da eminim sizler de hatırlıyorsunuzdur tüm Türkiye’de olduğu gibi Adana çok soğuktu.
Türkiye’nin çoğu illerinde kar yağışı nedeni ile otobüsler şehirlerarası seferlerini iptal etmişti.
Pozantı’da yollar yoğun kar yağışından dolayı kapanmıştı.
Hava o kadar soğuktu ki insanların ısınma giderleri o kadar çoktu ki geçen sene. Kombilerin derecelerini arttırıyorlar, sabah akşam sobalarını söndürmüyorlardı. Ancak bu sene bu zamana kadar öyle bir soğuk olmadı.
Hele bizim yaşadığımız şehir olan Adana’da gündüzleri sanki bahar havası var. Hava sıcaklıkları gerçekten çok fazla…
Güneşi yine bol bol gören bazı Adanalılar, kısa kollu tişörtler giymeye bile başladılar.
Bu durum ‘oh ne güzel havalar çok gidiyor’ algısı oluşturabilir bazılarımızda ama öyle olmasın. Çünkü her mevsim kendi zamanında yaşanabildiğinde güzeldi.
Yazı yaz gibi yaşamak, ilkbaharı ilkbahar, sonbaharı sonbahar, kış mevsimini de kış mevsimi gibi yaşamak gerekir.
Çiftçileri kuraklık tehlikesi korkutmaya başladı. Adana diğer illerde olduğu gibi yoğun bir kış mevsimi yaşamazdı ancak en azından iklimin temel özelliği gereği kış mevsimi bol yağışlı geçerdi.
Yağmurlar bol bol yağardı kış mevsiminde Adana’da. Ancak yok.
Tek damla yağmur düşmüyor. İnsanlar tedirgin özellikle de ürünü tarlada su bekleyen çiftçi tedirgin.
Hava tahmin raporlarına baktığımızda ilerleyen günlerde yağışların etkili olacağını görebiliyoruz.
Ne kadar yağar ne kadar sürer onu bilemiyoruz, hep birlikte göreceğiz ama umarım toprağı doyuracak, çiftçiyi rahatlatacak kadar çok yağar.
Uzmanlar şuan ki yağmayan yağmurların, bir türlü yaşanamayan kış mevsiminin etkilerinin yaz mevsiminde daha gözle görülür olacağını söylüyorlar.
Şöyle bir alıntılama yaparsak; “Bu durum ciddi bir şekilde özellikle yaz aylarında kendini hissettirecek. Baraj ve nehirde suyun miktarında ciddi çekilmeler, azalmalar olacak. O yüzden herkesin bu konuda duyarlı olması lazım ve elini taşın altına koyması gerekiyor’ diyor uzmanlar bu konuda fikir birliği ederek.
Peki insanların neler yapması lazım. Bu konuda da uzmanların görüşleri; “fosil yakıtların yerine yenilenebilir enerji dediğimiz rüzgara, güneşe dönmemiz lazım. Suyu mutlaka toplamamız ve kirletmememiz lazım. Su tasarrufuna yönelik adımlar atılması lazım. Tabii bu özellikle belediyeler ya da vilayet ile ilgili kararlar. Bir kere bunu topluma sürekli işlememiz gerekiyor. Su tasarrufu, kirletilmemesi ve suyun biriktirilmesi” bu yöndeki görüşler oluyor.
Mevsimlerin bu denli birbirine girmesi insanların doğada yarattığı tahribatın sonucudur. Kendi ellerimizle bozduğumuzu yine kendi ellerimizle düzeltmemiz en azından düzeltilmesi için emek vermemiz gerekiyor.
