Hiç kimse kusura bakmasın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na gelmesi ve en geç önümüzdeki hafta mazbatasını alması beklenen Ekrem İmamoğlu “En büyük hırsız..”
Evet.. Evet.. Israr ediyoruz, isterse bizi mahkemeye versin. ”En büyük hırsız” iddiamızı mahkemede ispat edeceğiz..
Öyle para, mal, mülk hırsızlığı da değil.. Söyleyelim mi yaptığı hırsızlığı?..
Gönül hırsızlığı, gönül..
Üstelik açık açık söylüyor.. Tam bir Karadenizli..
İnanmıyorsunuz değil mi? Buyrun, kendi ağzından dinleyin;
“Oy hırsızı diye bir şey yazılıyor. Bu kentte yaşayan herkesin gönlünü çalmaya geliyorum”
Ha diyeceksiniz ki, “Adam çalmaya geldim demiş, çalmamış ki!”
Kim demiş onu?
Adam 4 milyonun üstünde insanın gönlünü çaldı daha ne yapsın!
Şu slogan artık kullanılabilir; EN BÜYÜK HIRSIZ BİZİM HIRSIZ
……………….
CHP ADAYLARI ÖRNEK ALINMALI
Tamı tamına 30 yıl oldu Adana’da yerel yönetimin başı CHP’den uzak kaldı.. Erdoğan Özlüşen, Eğe Bagatur, en son Selahattin Çolak.. Sonra, Aytaç Durak, yine Aytaç Durak, tekrardan Aytaç Durak ve Hüseyin Sözlü..
İlk kez bir umut fışkırdı Adana’nın sol kanadından.. CHP adayları ile MHP adayları halkın tartısına sunulurken, kızılca kıyametler sağdan, sağduyu soldan geldi..
Siz hiç Zeydan Karalar’dan, Akif Kemal Akay’dan, Soner Çetin’den veya diğer CHP adaylarından, rakiplerini eleştiren, suçlayan bir açıklama hiç duydunuz mu? Duymadınız tabii.. Çünkü, görevlerinin rakiplerini yıpratarak değil, yaptıkları ve yapacakları hizmeti atlatmak olduğunu biliyorlardı.. Rakiplerine çamur atarak seçim kazanmayı akıllarının ucundan bile geçirmemişlerdi.
Mesela;
Bir şehit eşi ve suç ortağı provakatörlükle görevlendirildi.. İki kadın, yandaş ve candaşlarla Türkiye’nin gündemine oturtuldu.. Ama CHP’liler bu provakasyonun farkına vardı, krizi en akılcı yollarla bertaraf etmekle kalmadı, kanıtları ile provakatörleri kamuoyunun önüne koydu. Halk rahatlamıştı ama, rakipler durmuyordu.. Şehidin amcası, gelinlerinin provakatörlük yaptığını binlerce insanın önünde seslendirmişti.. Ama ilahı güç, o adamı da etkisi altına aldı, gelinlerinin doğru, kendisinin yalan söylediğini kamuoyuna açıkladı..
Ne var ki, şehit eşi, şehit amcası ve provakasyonun üçüncü şahsı kadın hakkında hiçbir soruşturma da açılmadı..
CHP’nin Anakent Belediye Başkan adayı Zeydan Karlar, Türkiye’nin gündemine yerleştirilen pimi çekilmiş bombayı, büyük sükunet ve sağduyuyla etkisiz hale getirip, kamuoyunun gerçekleri görmesini inandırıcı bir biçimde sağladı.. Bu tavır, beklenenin üzerinde takdir toplarken, provakasyonun senaristleri de halkın tepkisini aldı..
MHP’nin zarar hanesine büyük harflerle yazılmıştı bu provakasyon… Kamuoyu, “Kazdıkları kuyuya düştüler” görüşünde birleşti, Zeydan Karalar, hem mağdur olarak, hem de mağduriyetini kanıtlayarak halkın güvenini kazandı..
Var olan kazanma ihtimali, hızla yükselmeye başladı ve Sonuçta Adana Büyükşehir ile Çukurova ve Seyhan halkı “CHP” dedi.
Bu oyun çok çirkin bir oyundu.. BÖLGE böyle bir haksızlık karşısında gazetecilik görevini sonuna kadar yerine getirdi, görüntüler ve haberlerle kamuoyunu bilgilendirdi..
Diğer basın-yayın organlarını soracak olursanız, biz kendi gazetecilik sorumluluğumuzu sonuna kadar kullandık. Diğerleri için yanıtı kamuoyu vermiştir sanıyoruz.
… … …
Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök, Adana seçimlerini kendi köşesinde değerlendirmiş.. Güzel bir yazı.. Başarıyı alkışlayan bir yazı..
Okurlarımızla paylaşalım, gerçekleri bir kez daha hep beraber hatırlayalım istedik..
İşte o yazı;
DÜŞÜNÜN CHP Adana’da 30 yıl sonra ilk defa kazanıyor.
Üstelik de fark yapmış.
Ama bakın yeni başkan Zeydan Karalar ilk demecinde ne diyor:
“Bu bir zafer değil seçim başarısıdır…”
Seçim kelimesini tam yerine oturtan, ona tam anlamını veren ne güzel bir ifade…
Siyaseti rakibini bitirmek, onun üzerine çullanmak olarak görmeyen…
Kendisine şehrin tapusunu değil, sadece 5 yıl boyunca kenti yönetme yetkisi veren bir yarışın sonucu olarak değerlendiren…
Yani demokrasinin seçim kelimesine verdiği anlamı iade-i itibar eden bir anlayış…
Yaşa başkan…
Türkiye’yi gerçek demokrasiye işte bu yeni anlayış getirecek.
YAŞA BAŞKAN
