BÖYLE YAZMAZDIM FAKAT AKŞENER ZORLA YAZDIRDI

Yüksek siyaseti yazılarıma konu etmek gibi huyum yok. Boyumu aşar. Yeterinden çok daha fazla  yüksek siyaset mühendislerini televizyonlarda görüp eğleniyoruz zaten. Ammmaaa, fakaaat, velâkiin, Meral Akşener’in yüksek çıkışı üzerine huyumu bir defalık dolaba kaldırmayı zorunlu buldum…

İNANMAK İSTEMİYORUM AMA ŞEYTAN DİYOR Kİ, Akşener zaten çoook önceden böyle bir çıkışa (A) ve (B) plânlarıyla hazırlanmıştı. Seçim tarihi yaklaşınca, masadakiler köşeye sıkışmış olacağından, başbakanlık yetkisiyle hareket etmek üzere, Cumhurbaşkanı Birinci yardımcılığı gibi makam isteyecek, olmazsa, masayı devirip siyaseti bir başka kanalda sürdürecekti. Ben demiyorum, yine şeytan diyor ki, Numan Kurtulmuş da, Süleyman Soylu da parti başkanlığını bırakıp nasıl Erdoğan’ın trenine bindiyse, Devlet Bahçeli nasıl 180 derece döndüyse, belki Meral Hanım da (B) plânı olarak aynı yolu takip etmeyi kafasına koymuştur…

İNANMAK İSTEMİYORUN AMA ŞEYTAN DİYOR Kİ, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş önerileri sadece bahaneydi. Çünkü kırk kapı gezerek edindiği deneyimlerle, her ikisinin de risk taşıdığını çok iyi biliyordu. Hele İmamoğlu, hele İmamoğlu; tepesinde “Onay kılıcı” dururken nasıl aday olabilirdi ki!.. Tam seçime üç gün kala cezası onaylanınca sandıktan düşecek, karşı taraf da büyük farkla seçimi alabilecekti… Yavaş’a gelince, onun kamburu da HDP seçmeninden tek bir oy bile alamayacak konumda olmasıydı. Bugün en az 7 milyon oyun ne denli önemli olduğunu herhalde Akşener bilmiyor olamaz.

İNANMAK İSTEMİYORUM AMA ŞEYTAN DİYOR Kİ, Kılıçdaroğlu’nun alevi kimliği nedeniyle oy kaybına uğramayacağını da en iyi Meral Hanım biliyordu. Zira aleviye oy vermeyecek olanlar varsa bile, bunların tamamına yakını zaten AKP saflarında yer almakta. Hem şu var; anketlerde İmamoğlu ya da  yavaş diyenler, veya çok büyük bir çoğunluğu, masanın adayı kim olursa onu yazacaklardır. Bunu da cin gibi biliyor, biliyor da, sözüm ona şeytanlık yapıyor.

İNANMAK İSTMİYORUM AMA, ŞEYTAN DİYOR Kİ, Meral Hanım hakkında “Ciddi bir dosya” diye laf eden Ümit Özdağ’ın tehdidi etkilemiş olabilir. Çünkü Özdağ, “Dosyanın bir kopyesini Kılıçdaroğlu’na verdi. O gereğini yapmazsa ben yaparım ve açıklarım” demişti. Belki de Meral Hanım bu meçhul dosya nedeniyle ürküp masadan çekilmek zorunda kaldı.

ŞEYTANLA AĞIZ DALAŞINA GİRDİK… Erkek midir, dişi midir bilmediğimden ağzımdan “Lan-kız şeytan…” çıkınca kızdı; “Nerden çıkardın lan-kız demeyi?.. bana Eyyy Şeytan diyemez miydin? Hiç mi duymadın Eyyy Amerikaaaa!.. Eyyyy Avrupaaa!.. Eyyy Kılıçdaroğluuu!.. gibi söylemleri. Bana da Eyyy Şeytan demeliydin…” diyerek çıkıştı. Belli ki cini kızmıştı.

Özür dileyerek “Eyyy Şeytan…” dedim, “Senin sözlerinde can yok. Meral Hanım Masadan istediği yetkiyi alamayıp kalktıysa, demek ki AKP saflarına katılmayı düşünmüştür. Sen de biliyorsun ki, Sayın Erdoğan’a söylenmedik lâf bırakmadı. Hangi yüzle gidebilir ki?” Şeytan kahkaha attı. “Sen tam bir siyaset cahilisin” dedikten sonra kahkahasını bir süre devam ettirip sıraladı… “Süleyman Soylu’nun Erdoğan’a neler neler söylediğini duymadın mı? Numan Kurtulmuş’un (Harun gibi geldiler, Karun gibi oldular) sözünü işitmedin mi? Hele hele Devlet Bahçeli’nin yakası açılmadık hakaretler yağdırdığını da mı bilmiyorsun? Burası Türkiye… Siyasette böyle şeyler olur…”

Baktım, şeytanla dalaşın sonu yok, “Lânet olsun sana” deyip döndüm. Hayli uzaklaşıncaya dek şeytanın kahkahası duymaktaydım.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor