Başlığa bakıp yanlış düşüncelere dalmayın; emekçiden, halktan yana bölüşmeden bahsediyorum.
Büyüme verileri açıklandı , uzmanlar ve bazı politikacılar hariç kimse bu rakamların üzerinde pek durmaz.
Benim takıntım var, Türkiye’nin kaynaklarının onlarca yıldır adil bir şekilde bölüşülmediğini düşünüyorum.
Zira rakamlar beni haklı çıkartıyor. Lafın kısası, emekçiler ile sermaye arasındaki uçurum her geçen dakika daha da artıyor.
2002 yılında işgücü ödemesi yapılanların istihdamdaki payı 49. 7 iken, bu pay 2022’de yüzde 71.6’ya çıkmış. İşte buraya dikkat; 2002’de ücretli emek, pastadaki payın 28.3’ünü alıyordu. 2022’de ise bu rakam 26.5’e geriledi. Rakamlarla sizi boğmak istemiyorum ama bu kısmın altının çizilmesi lazımdı.
Peki bu rakamlar neyi anlatıyor?
Ortaya çıkan büyük bölüşüm felaketini gösteriyor, emekçilerin her zaman en altta kaldığını gösteriyor. Bu tablo zenginlere büyük bir gelir transferi anlamına, sömürünün derinleşmesi anlamına geliyor.
Şimdi başlığa dönelim; birleşme sancılı da olsa tamamlandı. Son anda birkaç girişim yaşandı ama sağduyu kazandı.
Neticede tüm renkler, farklı görüşler aynı masa etrafında ortak hedefler için buluştu.
Hedefleri tek tek anlatmaya gerek yok dikkat çekmek isteğimiz konu, adil bölüşüm…
Sermaye düşmanlığı yapmıyoruz, fabrikaları çalışanlara verin , “Üreten işçiler, yönetenler de onlar olsun” demiyoruz! Ama olmaz ki bu kadar da, sömürülmez ki!
Sürekli olarak çalışanların geliri düşüyor, yoksul halk yığınlarının bütçesi hem rakamsal olarak hem de yaşamsal nitelik olarak aşağıya çekiliyor…
Tabi bu gerilemenin birçok nedeni var; en büyük handikap sendikaların oyun dışında tutulması.
Binlerce işçi sendikasız, hiçbir iş güvencesi olmadan, patronlarına artı değer kazandırıyor. Mahkemelerin çalışanlar lehine verdiği işe dönüş kararlarına patronlar uymuyor.
Birçok işletmede işçiler uzun mesailerle ölümüne çalıştırılıyor. İşsizliğin tavan yaptığı süreçte, doğal olarak çalışanlar her türlü eziyete katlanmak zorunda kalıyor.
Kısaca çalışanlar üretiyor, kazandırıyor, zenginlerin kasasına giriş yapılıyor. Böyle bir ortamda iktidara gelmeye hazırlanan Millet İttifakı’na büyük iş düşüyor.
Adil bölüşüm için kafa yorup , halktan yana adımlar atmaları öncelikli olmalı diye düşünüyorum.
