Hayvanlar, depremi önceden hissedip haber veriyor

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası, sarsıntılardan önce hayvanların garip davranışlar sergilediği iddiaları gündeme geldi. Peki, bu durumun bilimsel bir açıklaması var mı? Nova Veteriner Kliniği sahibi veteriner hekim Ahmet Serdar Yazan, beslediğimiz evcil hayvanların, depremi en az 40 saniye önceden hissederek sahibini uyardığı yönünde bulgulara ulaştıklarını söyledi.

***

Hayvanlarımızın sağlığı NOVA korumasında

Röportaj: Yener EKİNCİ

ADANA (BÖLGE) – Evlerimizde beslediğimiz evcil hayvanları çeşitli viral, bakteriyel ve paraziter hastalıklardan korumanın en pratik ve ekonomik yöntemi koruyucu veteriner hekimlik uygulamalarıdır. Bu uygulamalar; viral hastalıklara karşı spesifik aşı uygulamaları, iç ve dış paraziter enfestasyonlara karşı antiparaziter uygulamalar ve çeşitli çevre koşulları sebebi ile oluşabilecek bakteriyel hastalıklara karşı yapılan uygulamalar olarak basitçe özetlenebilir. Veteriner hekimlerin bu uygulamaları başarı ile yapmaları için öncelikle siz evcil hayvan sahiplerini bu konu hakkında bilinçlendirmek de bizlere düşüyor. Bu nedenle, merak ettiğim sorunların cevabını bulmak için Nova Veteriner Kliniği’ndeyim. Veteriner hekim Ahmet Serdar Yazan idaresindeki klinik, Güzelyalı Mahallesi, Uğur Mumcu Bulvarı üzerinde 7 gün 24 saat hizmet veriyor. Yazan’a, evde hayvan beslemenin avantajlarını soruduğumuzda, hayvanların depremi en az 40 saniye önceden hissederek sahibini uyardığı bilgisini de paylaştı. İşte o röportaj;

Kısaca sizi tanımakla sohbetimize başlayabilir miyiz?

Adana’da, 1976 yılında dünyaya geldim. Sırasıyla; Celalettin Seyhan İlkokulu, Gazi Ortaokulu, Paksoy  Lisesi ve Konya Selçuklu Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ni tamamladım. 2000 yılında mezun olduktan sonra, bir süre Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı mezbahada görev yaptım. Hakkari’de, 16 ay süren askerliğimin ardından da 2003 yılında kendi veteriner kliniğimi açtım.

Size göre, veteriner hekim olmanın ilk şartı nedir?

Her mesleğin zor tarafları vardır. Veteriner hekimliğinin meslek olarak yapılabilmesi için her şeyden önce hayvanları sevmek gerekir. Uzun ve zor bir eğitim sonrasında veteriner hekim olunur. Mesleğinde başarılı olabilmek için çalıştığın alanda uzmanlık yapmak ve yeni gelişmeleri sürekli takip etmek gerekir.

Veterinerlerin çalışma alanları nerelerdir?

Veteriner hekim hayvan sağlığı, gıda kontrolü, ilaç sanayi, laboratuvarlar gibi birçok alanda çalışabilirler. Çalıştıkları alanın kendine göre zorlukları vardır. Örneğin; hayvan sağlığı alanında çalışan bir veteriner hekim için çalışma saatleri belli değildir. Canlının ne zaman hastalanacağını bilmediğiniz için günün her saatinde çalışmanız gerekebilir. Gecenin 3’ünde doğuramadığı için yardımınıza muhtaç bir kedi veya inek olabilir.

Veterinerliğin halk sağlığı ile ilişkisi nedir?

Veteriner hekim çiftlikten sofraya kadar hayvansal gıda zincirinin her aşamasında önem taşır. Halkın tüketimine  sunulan gıda sağlıksız olursa toplum sağlığı da olumsuz etkilenir. Yani veteriner hekimler aynı zamanda halk sağlığı ile de birebir ilgilidir. Bu görevi hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklara engel olarak da yerine getirir.

Hayvan sağlığında veterinerlerin rolü nedir?

Bütün hayvanların sağlıklarının kontrolü ve hastalıklarının tedavisinde yasal yetki ve donanıma sahip tek meslektir. Veteriner hekimler dışında hiç kimse bir hayvanı tedavi edemez.

Kliniğinizde ne gibi hizmetler veriyorsunuz?

Kliniğimizde, kedi, köpek, kuş ve sürüngen türündeki dostlarımızın her türlü sağlık problemine teşhisten tedaviye itina ile yaklaşıp, hiç bir detay atlamadan gereken tetkikleri yaparak problemi tespit ediyor ve mevcut probleme yönelik tedavi seçenekleri uyguluyoruz. Amacımız dostlarımızın sağlıkla ilgili bütün gereksinimlerini karşılamak, daha sağlıklı ve uzun bir yaşam sürebilmelerini sağlamaktır. Minik dostlarımızın yaşam kalitesini yükseltmek, koruyucu hekimlik ve iyileştirici sağlık hizmetlerini veteriner tıbbın ulaştığı en üst düzeyde, bütünleşik bir yapı içerisinde, uygun ekonomik koşullarda topluma sunabilmek, veteriner hekimlik alanındaki akademik çalışmaları ve bilimsel araştırmaları yakından izleyerek hayvan sağlığıyla ilgili her konuda yeni bilgi ve uygulamaların gelişmesini desteklemekteyiz. Kliniğimizde, batın ve göğüs boşluğu cerrahisi, göz cerrahisi, tüm kulak kanal ablasyonu, kırık, çapraz bağ, patella luksasyonu gibi ortopedi operasyonları ameliyathanemizde yapılabilmektedir. Yanı sıra; kısırlaştırma, sezaryen, komple veya kısmi meme operasyonları rutin olarak güvenli anestezi altında gerçekleşmektedir.

Sizce bir veteriner hekim, doktor veya hastaneye ulaşılmasının mümkün olmadığı çok zor bir durumda, yaralı bir insana müdahalede bulunabilir mi?

Doktorlar ile veteriner hekimleri kıyaslamak istemiyorum. Eğer çok zor bir durumda kalırsak, müdahale edebilecek donanıma sahibiz. Çünkü doktorlar gibi anatomi, fizyoloji ve histoloji gibi birçok eğitim aldık.

Meslek hayatınız boyunca unutamadığınız bir vaka ile karşılaştınız mı?

Elbette ki, acı-tatlı birçok olayla karşılaşmışımdır. İlk hastalarımdan olan bir köpeğin uzun yıllar boyunca tedavisini yapmış, sağlık ihtiyaçlarını karşılamıştım. Yaşlılıktan kaynaklı rahatsızlandığında artık yapılacak hiçbir şey yoktu. Son nefesini vermeden önce bana getirdiklerinde o son bakışını hiç unutmuyorum. Sanki, ‘’Benim için yaptıklarına teşekkür ederim’’ der gibi bakmıştı.

Hayvanlar dilsiz canlılardır. Beslediğimiz bir hayvanın hasta olduğunu nasıl anlayabiliriz ve teşhis koyarken yanılma ihtimaliniz olabiliyor mu?

Yanılma ihtimali her hekim için geçerlidir. Genelde sahibinden aldığımız bilgilere dayanarak ve son teknolojik cihazlarla sağlıklı bir teşhis koyabiliyoruz. İnsanlar, kendi besledikleri hayvanların özelliklerini biliyorlardır. Mesela, muhabbet kuşu çok öter ama hastaysa sesi çıkmaz ve burun akıntısı olur. Bu gibi bilgiler verildiği zaman biz de ona yönelik sorular yönlendiriyoruz ve bir sonuca varıyoruz.

Sahipsiz canlılar olan sokak hayvanlarına yönelik sosyal çalışmalar içerisinde yer alıyor musunuz?

Tabi ki onları ihmal etmiyoruz. İlgili derneklerle işbirliği yaparak onların tedavileri ve beslenmelerine destek oluyoruz.

Özellikle son yıllarda toplumda hayvanlara yönelik bir hassasiyet oluştu. Sizce gelinen seviye yeterli mi?

Eskiye nazaran iyi bir noktaya ulaştığına inanıyorum. Sosyal medyada oluşturulan algı ve kanun uygulayıcıların daha ciddi yaptırımlara gitmesi toplumu bilinçlendirmeye başladı. Tabi bu yeterli değil; ama eskisi gibi de değil en azından.

Adana yaşayan hayvanlarda sıklıkla hangi hastalılara rastlanıyor?

Ölümcül viral hastalıklar ile sık karşılaşıyoruz. Bu hastalılara yakalanan hayvanların yüzde 95’i hayatını kaybeder. Kliniğimize getirilenlerde, gelişen teknoloji ve tedavi yöntemleri uygulayarak iyileştirme başarı oranımız ise yüzde 85 civarındadır. Bunun yanı sıra, kan paraziti hastalıları da yaygın olarak karşımıza çıkıyor.

Evcil hayvan sahibi olmanın ne gibi avantajları bulunuyor?

Yapılan bilimsel araştırmalar evcil hayvan besleyen kişilerin beslemeyenlere göre daha sağlıklı olduklarını ve daha uzun yaşadıklarını göstermektedir. Evcil hayvanınız size her zaman değer verecektir. Günlük rutininizde yaşadığınız sıkıntıları gelip minik dostunuza anlattığınızda emin olun ki sizi meraklı gözlerle ve ilgiyle dinleyeceklerdir. Evcil hayvan sahibi olmanın faydalarından bahsetmeden önce, uyarmamız gereken bir nokta var. Evde evcil hayvan besleme kararı alırken çok iyi düşünmelisiniz.  Hediye olarak alınıp, karşı taraf sıkılınca kapı önüne konulan hayvanlar ile empati yapmalısınız. Ayrıca, barınaklarda sahipsiz bir sürü kedi ve köpek dostlarımızın olduğunu da hatırlatmadan sorunuza cevap vermek istemedim. Yaşadığımız stresi azaltmak için çabalamakla geçer günlerimiz… Stresi minimuma indirmek konusunda evcil hayvanlarımızın da etkisi çok büyüktür. Stres, trafik, iş ve mutsuzlukla yoğun geçen bir günün ardından, size sevgi gösterisinde bulunan evcil hayvanınızın hayatınıza ne kadar renk kattığının farkında mısınız? Eğer yalnız yaşıyorsanız, çoğu zaman sizin anahtarı çevirme sesinizi bile tanıyan birinin evde sizi beklediğini bilirsiniz. Belki siz aşk acısı çekerken size sarılıp teselli edemez ama türlü şaklabanlıklar yaparak sizi güldürebilir. Minik bir hareketiyle anında kahkaha krizlerine girmenize sebep olabilir. Hayvanlar ile ilgilendiğiniz zamanlarda serotonin ve dopamin salgılanmasını sağlayarak mutluluk seviyenizi yükseldiğini biliyor musunuz? Evcil hayvanınız unutmayın ki bir birey değildir? Size ihtiyacı vardır ve dolayısıyla size muhtaçtır. Onlara verdiğimiz değer, zaman, bakım sayesinde hiç farkında olmasak da kendi hayatımızı düzene sokmuş oluruz. Küçük dostlarımız bizim mutluluğumuza gözle görülür bir şekilde fayda sağlıyorlar. Düşünsenize, sizi ne olursa olsun seveceğini bildiğiniz ve hareketleriyle bunu belli etmeye çalışan bir canlı var hayatınızda!  Eğer evinizde evcil bir hayvan olan köpek besliyorsanız, arkadaşınızın gün içerisinde mutlaka gezdirilmesi gerektiğini de biliyorsunuzdur. Onu yürüyüşe çıkardığınızda kendiniz için de mükemmel bir adım atmış olacaksınız: Onunla beraber yaptığınız yürüyüşün sağlığınıza olumlu etkileri yansıyacaktır. Aynı zamanda, köpeğiniz sosyalleşmenize de yardımcı olur. Köpeğinizi dolaştırmaya çıktığınızda birçok insanla tanışabilir, yeni arkadaşlıklar kurabilirsiniz. Evcil hayvan sahibi olmak bir sürü yükümlülüğü, almanız gereken sorumlulukları da beraberinde getiriyor: Temizliği, beslenmesi, bakımı, yaptırılması gereken aşıları, yürüyüşe çıkartılması gibi! Evcil hayvan beslemenin çocuk gelişiminde de faydası olduğunu unutmamalıyız. Çocukların sosyalliği evde beslenen bir hayvanla maksimum düzeye çıkabiliyor. Yapılan araştırmalar çocukların, evdeki kedi ya da köpek arasında kurulan iletişim sayesinde öğrenme ve dil becerisi geliştiğini gösteriyor. Uzmanlar evlerinde hayvan beslenen çocukların özgüveninin ve kendisine olan saygısının daha gelişmiş olduğuna dikkat çekiyor.

Hangi hayvanı besleyeceğimize karar vermeden önce ne gibi kriterleri esas almalıyız?

Son zamanlarda modern hayatın da insanları sürüklediği yalnızlığı hafiflettiği için evcil hayvanlara ilgi arttı. Birçok insan sevimliliklerine heves edip onlara arkadaşlık yapması için ya da çocukları çok istiyor diye kıyamadıklarından evlerine bir hayvan almaya karar veriyorlar; ancak o küçük tatlı yavrular büyüdükçe, dertleri ve sorumlulukları arttıkça daha fazla bakamayacaklarına karar verip onları sokağa atıyor ya da kötü şartlardaki barınaklara gözünü kapatıp bırakabiliyor. O yüzen her şeyden önce çok iyi karar verip asla bırakmayacaksanız almanız gerekiyor. Evinize alacağınız hayvanın bakım özelliklerini bilmeden almak, sevimliliğe kapılıp ani kararlar vermek doğru olmayabilir. Bir eşya gibi unutulmaması için bu canların özelliklerini iyi bilip buna göre yaşam şartlarını uygun şekilde oluşturabilecekseniz tercih etmenizde fayda var. Almaya kesinlikle karar verdiyseniz de dükkanlardan almayın. O kadar dar kafeslerde kötü koşullarda satın alınmayı bekliyorlar ki… Talep oldukça da bu şartlarda beklemeye mahkum kalacaklar. Barınaklarda bir sürü tüm bakımları yapılmış, sahiplenmeye ve sevilmeye aç bir sürü can var. Cins mi istiyorsunuz mutlaka? O da var… Binlerce liraya alınıp bakamıyorum denilerek barınaklara bırakılmış bir sürü sahipsiz özel cins hayvan var. Bir hayvan edinmeye karar verdiyseniz öncelikle buraları ziyaret edin. Tabii size güzel kuyruklarını sallamaları için koca bir paket kuru mamayla! Her şeyden önce sık sık taşınıyor veya hayatınızda büyük değişiklikler düşünüyorsanız, bunları gerçekleştirip sabit bir yaşama başlayıncaya kadar evcil hayvan sahiplenme düşüncenizi ertelemelisiniz. Ayrıca çok sık seyahat ediyorsanız; kedi ve köpek gibi her gün bakım ve ilgi isteyen evcil hayvan yerine özel yemlikleri uzun süre yem ihtiyacını karşılayan ve daha az ilgi ve bakım isteyen balık ve kuş gibi evcil hayvanlar sahiplenmelisiniz. Evcil hayvanlara cinslerine göre boş alan, zaman ve bakım gerekmektedir. Köpeklerin farklı cinslerinin bile farklı ihtiyaçları vardır. Uzun tüylü köpekler daha çok kuaföre, tazı gibi köpekler de daha fazla egzersize ihtiyaç duyarlar. Kediler egzersiz, ilgi ve diğer günlük bakımları yönünden birbirlerine oldukça benzerdir. Seçeceğiniz evcil hayvan, yaşam tarzınıza uygun olacak evcil hayvan olduğundan emin olmanız önemlidir. Seçim esnasında her evcil hayvan için bazı genel bilgileri aklınızdan çıkarmamalısınız.

Hayvanlardan insanlara bulaşan 200’den fazla hastalık olduğunu biliyoruz. Korunmak için ne yapmamız gerekiyor?

Evlerimizde beslediğimiz evcil hayvanları ve kendi sağlığımızı çeşitli viral, bakteriyel ve paraziter hastalıklardan korumanın en pratik ve ekonomik yöntemi koruyucu hekimlik uygulamalarıdır. Bu uygulamalar; viral hastalıklara karşı spesifik aşı uygulamaları, iç ve dış paraziter enfestasyonlara karşı antiparaziter uygulamalar ve çeşitli çevre koşulları sebebi ile oluşabilecek bakteriyel hastalıklara karşı yapılan uygulamalar olarak basitçe özetlenebilir. Yapılan uygulamaların başarılı olabilmesi için kullanılan materyallerin kaliteli olması ve gerekli hijyenik koşullarda yapılması gerekmektedir. Veteriner hekimlerin koruyucu hekimlik misyonlarını gerçekleştirebilmesi için evcil hayvan sahiplerinin gereğince bilinçlendirilmesi, yapılması gereken uygulamaların sizlere açık ve net bir şekilde anlatılması gerekmektedir. Bunun sonucunda evcil hayvan sahiplerinin hem hayvanının hem de kendi sağlığı için veteriner hekimin sunmuş olduğu uygulama programına riayet etmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki koruyucu hekimliği gereği gibi yapılan evcil hayvan, her açıdan daha kaliteli bir hayat süreceği gibi uzun vadede bu uygulamaları düzenli olarak yaptırıyor olmak çok daha ekonomik olacaktır.

İnsan sağlığı pahalı bir sektör. Aynı durum hayvan sağlığı için de geçerli mi?

Biraz masraflı olarak kabul edebiliriz. O nedenle insanlar bütçelerine göre hayvan tercihi yapmalılar. Mesela, kuş beslemenin bir köpeğe göre külfeti çok daha azdır.

Yaşadığımız deprem felaketi ardından, evimizde beslediğimiz özellikle kuş ve köpek türü hayvanların depremi en az 40 saniye önceden sezdikleri ortaya çıktı. Sizce de bu mümkün mü?

Bilim insanları hayvanların depremin öncül sarsıntılarını saniyeler veya dakikalar önce hissedebileceğini belirtiyor. Depremin merkezindeki sarsıntılar etrafa şok dalgaları olarak yayılırken insanlar genelde ilk dalgaları hissetmezken hayvanların bunları hissetmesi daha mümkün görünüyor. Örneğin; köpekler ve kuşlar çok düşük frekanstaki sesleri ve sarsıntıları duyabilirken, kemirgenler de insan kulağının algılayamayacağı parçalanan kayalardan çıkan yüksek frekans dalgaları duyabiliyor. Bize de kafesteki kuşlarının depremden 30-40 saniye önce değişik sesler çıkardığını ve panik halinde sağa sola çırpındığını söyleyen hayvan sahipleri oldu. Başka bir hayvansever ise köpeğinin depremden bir dakika önce yatağına geldiğini patileriyle vurarak uyandırdığını ve dışarıya çekmeye çalıştığını söyledi.

Son olarak, evcil hayvanların çiplenmesi hususunda beklenen bir seviyeye ulaşılmadığı bilgisini aldık. Hayvanımıza çip taktırmanın avantajları nelerdir?

Hayvan sahipleri, çiplerin hayvana zarar vereceği şüphesi taşıyorlar. Oysa, çip dediğimiz şey, deri altına yerleştirilen, pirinç tanesi büyüklüğünde tamamen zararsız bir malzeme. Çip sayesinde hayvanın bir kimliği oluyor. Hayvan kaybolsa bile çipteki adres ve telefon bilgilerinden sahibine ulaştırılabiliyor. Ayrıca; hayvana uygulanan tedavi ve aşıları da görebiliyoruz.

Bu sohbetin gerçekleşmesi zaman ayırdığınız için teşekkür ederim

Ben teşekkür eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor