SİYASİ MANEVRALAR!

Dünyadaki siyaset algısı değişiyor, halkın isteklerini karşılayamayan iktidarlar, milliyetçilik ya da dini kavramlara sarılarak mevcudiyetlerini korumaya çalışıyorlar…

Bilgi toplumuna geçişte sancı yaşayan ülkeler eski geleneksel politik reflekslerini sürdürüyor.

Zengin-yoksul arasındaki uçurumun sürekli açılması, halkın demokrasi yerine geçici refahı tercih etmesi.

Daha doğrusu refaha ulaşabilmek için önüne konulan milli güvenlik söylemlerine atlayıp gittikçe otoriter hale gelen iktidarlara güvenme duygusunun büyütülmesi.

Ancak yetmiyor artık insanlar her istedikleri bilgiye anında ulaşabiliyor.

Bu gelişmeler tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkiliyor ve kimse hiçbir şeyi gizleyemiyor artık.

İnsanlar gerek güvenlik, gerek ekonomik konumlarını karşılaştırma fırsatı buluyorlar.

Ülkemizdeki durum da çok farklı değil.

Tam sanayileşemeden, bilgi toplumuna doğru ilerlemeye çalışırken bocalayıp duruyoruz.

Neyse asıl mevzuya gelelim.

Dedik ya ülkemiz de buna örnek teşkil ediyor. Ki bu tespitleri sosyoloji bilimiyle uğraşanlar çok daha keskin çok daha net ve bilimsel bir şekilde açıklıyorlar.

Gazeteci, sosyolog, televizyon programcısı ve daha birçok önemli unvanların sahibi Hulki Cevizoğlu da bu tespiti yapabilecekler arasında.

“Her seçimde CHP’ye oy verdiğini ancak iktidara gelemediğinden yakınan” Cevizoğlu, son yıllarda televizyon programlarında bilimsel cümlelerle muhalefet partilerine yol haritası çizerken, bir yandan da CHP’nin yumuşak karnını arıyordu.

Bulamasa da süslü laflarla yerden yere vurmayı, bıkmadan usanmadan sürdürdü. Kesmedi, devamında 6’lı masayı kendine özgü tespitlerle dağıtmaya çalıştı.

Ve beklenen oldu.

Daha doğrusu beklenmeyen oldu; Cevizoğlu, AK Parti’den Milletvekilliği olabilmek için aday adaylığı başvurusunda bulundu…

Şimdi bu kadar övüp, unvanlarını yazmakla sığdıramadığımız Cevizoğlu da, geleneksel politikalar peşine takılmış olmuyor mu?

Kendisi bu işin uzmanı ne alakası var diyebilir!!!

O halde kamuoyu adına biz de şu sorulara yanıt isteriz;

Neden Ak Parti’yi tercih etti,

Cumhur İttifakı’nı oluşturan partilerin dünya görüşlerini benimsiyor mu,

Kendisini AK Parti tabanına yakın hissediyor mu,

CHP’yi amblemindeki 6 ok’a uymamakla suçlarken şimdi vekili olmak istediği partinin hangi ilkelerini beğeniyor,

Yoksa kendi mahallesinden çağrı olmayınca karşı mahalleye geçerek intikam almaya çalışanlar kervanına mı katılıyor?

Tabi ki herkes istediği partiye katılabilir de oy da verebilir ama direksiyonu bu kadar kırmamak lazım…

CHP‘yi ana muhalefet görevini yerine getirmiyor diye suçlayıp, karşı partiye geçmek nasıl açıklanabilir doğrusu bilmiyorum.

Başka isimler böyle bir tercihte bulunsa Sayın Cevizoğlu, çok güzel sosyolojik ve siyasi tespitler yapardı.

Eee şimdi birileri de çıkıp bu güzergah değişikliğini yorumlayacaktır sanırım…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor