TÜLAY HATİMOĞULLARI: AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ’NDE ATILAN ADIM KABUL EDİLEMEZ

Çernobil Nükleer Patlaması’nın 37. Yılında Adana Ekoloji Platformu İnönü Parkı’nda açıklama yaptı. Akkuyu’da kurulması planlanan Nükleer Santraline de tepki gösterildi. Açıklamaya Yeşil Sol Parti Milletvekili Adayları da katıldı. Konuşma yapan Yeşil Sol Partisi Adana Milletvekili Adayı Tülay Hatimoğulları, “Çernobil patlamasının izleri hala silinmedi, silinmesi de mümkün değildir. Bütün bu örneklerin sonuçlarını hala bizler en ağır şekilde yaşarken Akkuyu Nükleer Santrali’nde atılan adım kabul edilebilir bir adım değildir” dedi.

 

HABER: MERYEM ÜNAL

ADANA (BÖLGE)-Adana Ekoloji Platformu 26 Nisan 1986’da gerçekleşen Çernobil Nükleer Patlaması’nın 37. Yılında basın açıklaması yaptı. Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Adayları’nın da katıldığı açıklama Abidin Dino Parkı’nda yapıldı. Açıklama metnini Ekoloji Platformu Sözcüsü Çağla Özgençtürk okudu. Açıklamaya katılan Yeşil Sol Partisi Adana Milletvekili Adayı Tülay Hatimoğulları da konuşma yaptı.

Ekoloji Platformu Sözcüsü Çağla Özgençtürk, “İkinci dünya savaşı sırasında nükleer teknoloji, ilk olarak bir silah olarak geliştirildi ve hiç gerekmediği halde, teslim olmamakta direnen, köşeye sıkışmış durumdaki Japonya üzerinde denemesi yapıldı. Hiroşima ve Nagazaki kentlerine nükleer bomba atılarak, yüzbinlerce insan öldürüldü” diyerek konuşmasına başladı.

“BU KAZALARIN EN BÜYÜĞÜ 37 YIL ÖNCE, 26 NİSAN 1986 TARİHİNDE ÇERNOBİL’DE YAŞANDI”

Nükleer santrallerin normal çalışma şartlarında bile ekosisteme radyasyon saldığının yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkmış olduğunu dile getiren Özgençtürk,  “Bütün bunlar yetmezmiş gibi, nükleer santrallerde üst üste kazalar yaşanmaya başladı. Bu kazaların en büyüğü 37 yıl önce, 26 Nisan 1986 tarihinde Çernobil’de yaşandı. Tam bir felaketti ve insan hatası sonucunda meydana gelmişti. Yüz binlerce insan öldü, yüz binlercesi aşırı radyasyona maruz kalarak hastalandı ve acı çekti. İçinde koca bir şehrin bulunduğu 600 bin metrekare alan boşaltıldı. Çernobil’de durum halen ciddi tehlike barındırıyor, patlama yaşanan ünitede çekirdek erimesi devam ediyor ve bunun ne kadar devam edeceğini kimse bilemiyor” diye ekledi.

Özgençtürk, Çernobil’in ardından Fukuşima nükleer felaketi geldiğini de hatırlattı ve konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“180 km uzakta, denizde meydana gelen depremin yarattığı tsunami dalgaları nükleer santrali bastı ve iki ünitede çekirdek erimesinin başlaması önlenemedi. Japon hükümeti ve kurucu şirketin bütün gayretlerine ve şu ana kadar 200 milyar dolar harcanmasına rağmen Fukuşima’da halen durum kontrol altına alınamadı. Nükleer santral macerasının bugün geldiği nokta işte, yukarıda özetlemeye çalıştığımız bu iflas durumudur. Söküm ve tasfiye masrafları kuruluş masrafları kadar yüksek olan bu güvenilmez, kirletici ve pahalı işten demokrasi ile yönetilen ülkeler artık vazgeçmiş durumdalar. Almanya kalan son üç nükleer santralini de geçtiğimiz günlerde kapatarak bu beladan uzak durmayı seçmiştir. Belli kriterlere uygun olarak seçilmiş yerlere kurulan güneş ve rüzgar enerji santrallerinin yaygınlaşması, bu konuda teknolojinin giderek gelişiyor olması ve bu santrallerden elde edilen elektriğin birim fiyatlarının nükleer santrallere kıyasla beşte bir oranında ucuzlamış olması nükleer santrallerden vazgeçilmiş olmasının bir diğer nedenidir.”

 

“14 MAYIS SEÇİMLERİNDE İKTİDAR DEĞİŞECEK VE NÜKLEER SANTRAL KURMA KARARI DA DEĞİŞECEKTİR”

“Bütün bunlar biliniyorken, AKP-MHP iktidarı neden tersine davranarak Akkuyu’da nükleer santral kurma konusunda ısrar etmektedir?” diyen Özgençtürk, konuşmasına şunları da ekledi:

“Hem de dünyada örneği olmayan yap-işlet- senin olsun yöntemiyle? Hem de Çernobil felaketinin yaşandığı santralin yapımcısı olan bir Rus şirketi ile? Hem de deprem bölgesi olan ülkemizde, yakınında aktif fay hatları olduğu bilinen Akkuyu’da? Hem de, kilowatt saati 12,5 cent gibi, beş kat pahalı bir fiyata elektrik alım garantisi vererek?”

Nükleer santral ve demokrasi ilişkisinden söz etmiş olduklarını ve Nükleer santral kurma kararının bir ihtiyaçtan kaynaklanmadığını, politik bir karar olduğunu vurgulayan Özgençtürk, konuşmasını şöyle sonlandırdı:

“Türkiye’nin elektrik enerjisi üretim kapasitesinin, kullandığının iki katı kadar olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla, diyoruz ki; 14 Mayıs seçimlerinde iktidar değişecek ve nükleer santral kurma kararı da değişecektir. Akkuyu nükleer santral inşaatı gelecek kuşaklar için, uçurumun kenarından dönüşün müzesi olarak korunacaktır. Akkuyu’da, Sinop’ta, dünyanın hiçbir yerinde nükleer santral istemiyoruz.”

“AKKUYU NÜKLEER SANTRALİ’NDE ATILAN ADIM KABUL EDİLEBİLİR BİR ADIM DEĞİLDİR”

Özgençtürk’den sonra konuşan Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Adayı Tülay Hatimoğulları’da şunları dile getirdi:

“Nükleer karşıtı örgütlenme yaşam hakkını savunma örgütlenmesidir. Ve biz bugün Yeşil Sol Parti olarak buradaysak kendi yaşamlarımıza, kentimize, toprağımıza, suyumuza sahip çıkmak içindir. Çernobil patlamasının izleri hala silinmedi, silinmesi de mümkün değildir. Bütün bu örneklerin sonuçlarını hala bizler en ağır şekilde yaşarken Akkuyu Nükleer Santrali’nde atılan adım kabul edilebilir bir adım değildir. Birçok ülke nükleer santrallerini ortadan kaldırırken Türkiye yenilerini kurmayı planlıyor. Akkuyu bütün Akdeniz için büyük bir tehlikedir. Çünkü yanından fay hatları geçmektedir. Oradaki bir patlamanın sonucunu hayal etmek bile mümkün değildir. Biz daha 3 ayını bile tamamlamamış depremleri yaşadık. Kentler yıkıldı. Fay hatları ve fay hatları üzerindeki imarla ilgili uyarılarımız hiçbir biçimde dinlenmedi. Soru önergelerimiz parlamentoda yanıt bile almadı. Şimdi ise Akkuyu’da yapılan gerçekten doğayı, insanı, yaşam alanlarını ortadan kaldıran bir proje ve bu projeyi kabul etmek mümkün değil.

Bizler yaşam alanlarımıza sonuna kadar sahip çıkacağız. Havayı, suyu, taşı, toprağı kirletmek isteyen rantçı anlayışa asla müsaade etmeyeceğiz ve bu konuda mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor