Politikada üslup tartışmasının önüne geçilemiyor.
Tamam kabul ediyoruz, tüm dünyadaki sağ partilerin söylemleri daha serttir, daha doğrusu popülisttir!
Gerçek olmasının önemi yok; taraftarlarının coşkusunu ve bağlılığını sağlasın yeter.
Ülkemizde de bu iş böyle ilerliyor. Yıllardır sol partiler eşitlik, adalet demokrasi vurgusu ile oy istiyor.
Sağcı ve liberal partilerin söylemlerini hatırlatmaya gerek yok, aleni olarak görülüyor zaten. Üstelik bu söylemler daha fazla oy getiriyor…
14 Mayıs’taki seçimlerde dezenformasyon tavan yaptı.
Sahte videolar, afişler gerçekmiş gibi halka sunuldu. Mahallelere gidip kulaktan kulağa yayılan iftiraları duysanız, diliniz tutulur!
Toplumu bölen, parçalayan, kindar hale getiren söylemler yine galip çıktı…
Ekonomik krizle boğuşan geniş halk katmanları, aldıkları maaşlarla ay sonunu getiremeyen milyonlar ve işsizlikten kırılan milyonlarca genç sandık başına gitti.
Ortaya çıkan tabloya göre, depremzedeler ücretsiz ev yapılmasını, emekliler bayram ikramiyelerinin kat be kat artırılarak ödenmesini istemedi!
Halk kendisine sunulan vaatleri bir şekilde inandırıcı bulmadı…
Sorun da burada başlıyor zaten; halk neden inanmıyor?
Ya da halk kulağına fısıldanan söylemlere neden kanıyor?
Yoksa inanmak istedikleri için mi öyle davranıyorlar?
Ya da memleketteki yurttaşların ekonomik durumları çok iyi, enflasyonun altında ezilmiyorlar da, muhalifler mi böyle gösteriyor!
Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri önümüzdeki Pazar günü yapılacak. Yüce halkımız sandık başına gidecek ve tercihte bulunacak.
Tabi bu tercihlerinde ne etkili olacak önceden kestirmek mümkün değil? Zira birçok seçimde halkın sandık başına giderken neleri öncelediğini bilmenin zor olduğu ortaya çıktı…
Önemli olan seçmenlerin 14 Mayıs’ta olduğu gibi sandık başına gitmeleri ve yurttaşlık haklarını kullanmaları…
Sandığa gitmeyenin ülkesi hakkında konuşma hakkı da kalmaz.
Zira sayısı bilinmeyen sığınmacılar, hatta Türkçe konuşamayan seçmenlerin bile oy kullandığı bir seçimde, sandığa gitmemek geleceğini yabancılar teslim etmek gibi bir şey olsa gerek.
