“KARANLIK GİDER, GEZİ KALIR”

Adana Emek ve Demokrasi Güçleri Atatürk Parkı’nda Gezi’nin 10. Yılı için açıklama yaptı. Açıklamayı yapan Av. Sevil Aracı Bek, “10 yıl önce bütün güzellikleriyle hayatımıza giren Gezi Direnişi’nin yıl dönümünde, eşitlik, özgürlük, demokrasi ve adalet talebimizden vazgeçmiyoruz: Karanlık gider, gezi kalır” dedi.
HABER: CANSU ERSOY
ADANA (BÖLGE)-Gezi Direnişi’nin 10. Yıldönümünde Adana Emek ve Demokrasi Güçleri Atatürk Parkı’nda açıklama yaptı. Basın açıklamasını Av. Sevil Aracı Bek okudu. Emek ve Demokrasi Güçleri, Gezi direnişinden tutuklananların ve Can Atalay’ın serbest bırakılması gerektiği çağrısı yaptı.
Av. Bek, Dünyaya örnek olan, umut veren, muktedirlerin ise hayalet gibi korktukları Gezi direnişi 10 yaşına girdi. 10 yıl önce Erdoğan iktidarının, aksi yöndeki mahkeme kararlarına rağmen Taksim Gezi Parkı’nda Topçu Kışlası’nı inşa etmeye kalkışması büyük bir tepkiye yol açmış, başta İstanbul olmak üzere bütün kentlerde milyonlarca insanın katıldığı bir halk hareketine sebep olmuştu. Direniş Gezi Parkı’ndaki çadırların sökülüp gençlerin polis zoruyla çıkarılmasından sonra da tüm illere yayılarak sürmüş, direniş sırasında 8 insan polis eliyle öldürülmüş, çok sayıda kişi yaralanmıştı” dedi.
“Gezi direnişi bu kısa süre içinde alternatif yaşam formlarının, çeşitli mücadele pratiklerinin, birlikte karar almanın ve kolektif dayanışmanın örneklerini sergileyerek toplumun çeşitli kesimlerini ortak bir talep etrafında toplayabilmeyi başarmıştı” diyen Av. Bek, bu birikimin hem geçmiş mücadelelerin birikiminden yararlanmış hem de kendi de bu birikime eklenen bir deneyimi miras bıraktığını söyledi.
“TOPLUMDAKİ KUTUPLAŞMADA ‘GEZİCİLER’ İKTİDAR TARAFINDAN YENİ BİR HAKARET KAVRAMI OLARAK KULLANILDI”
Av. Bek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Gezi Parkındaki ağaçların kesilmesine tepki olarak başlayan ve giderek mevcut iktidarın değişmesi mücadelesine evrilen bu halk hareketi iktidar tarafından hem şiddetle dağıtıldı hem de ideolojik mücadelenin konusu haline getirildi. Toplumdaki kutuplaşmada “Geziciler” iktidar tarafından yeni bir hakaret kavramı olarak kullanıldı. Gezicilere; “çapulcu, sürtük” gibi yakıştırmalar bizzat Erdoğan tarafından yapıldı. “Benim baş örtülü bacıma saldırdılar” yalanı defalarca yakalanmasına rağmen kullanılmaya devam edildi. “Camide içki içenler” aradan geçen yüzlerce cumaya rağmen açıklanamadı.”
“İKTİDARIN EKMEĞE MUHTAÇ HALE GETİRDİĞİ EMEKÇİLERE OLAN DÜŞMANLIĞI GEZİ EYLEMLERİNİN TEMELİNİ ATMIŞTIR”
Oysa yıllardır Gezi eylemlerinin kaynağını ve kışkırtıcısını arayan iktidarın dönüp aynaya bakması gerektiğini belirten Av, Bek, “İktidarın toplumu boğan otoriterliği, ülkeyi bir ticarethane olarak gören anlayışı, parkların yerini betona çevirme isteği, evlerimizin içine kadar giren yaşama müdahale tutumu, örgütsüzleştirerek ekmeğe muhtaç hale getirdiği emekçilere olan düşmanlığı Gezi eylemlerinin temelini atmıştır” diye aktardı.
“GEZİ DİRENİŞİNİ, 10’UNCU YILINDA GERİYE MİRAS OLARAK BIRAKTIKLARIYLA ANIYORUZ”
Defalarca yargılanmak istenen Gezi, bir demokrasi bildirisidir. Gezi, halkın aralarındaki ayırımları bir yana bırakarak demokrasiye sahip çıkma manifestosudur. Gezi, ülkenin ağacına, toprağına, suyuna, demokrasisine, özgürlüğüne bağlanma eylemidir. Gezi, darbelere, dış müdahalelere karşı halkın kaderini eline almasıdır. Gezi ağaç kesme ile kalekol yapımı arasındaki ilişkiye işaret ederek İstanbul’dan Lice’ye uzanan halkların kardeşliği köprüsünü kurmuştur” diyen Av. Bek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Gezi direnişini, 10’uncu yılında geriye miras olarak bıraktıklarıyla anıyoruz. Halk, cesaretle atıldığı mücadele sayesinde kendisini hiçe sayan kararların alınamayacağını göstermiştir. Bu tecrübe geçmişe ait bir kıymet olmanın çok ötesinde; işçi ve emekçilerin hak mücadelelerine hala ışık tutan güncel bir derstir. Gezi ‘birleşe birleşe kazanma’nın ne demek olduğunu gösteren bir deneyimdir. Bütün itibarsızlaştırma çabalarına karşın, muhtemel bir Gezi, iktidarın korku kaynağıdır. Gezi ısrar ve inadı deprem zamanındaki dayanışmada, tek adam düzenini yıkmak için sandığa giderken, Boğaziçi kayyumuna karşı direnişte ve daha birçok yerde yaşamaktadır”
Av. Bek, Gezi’ye duyduğu öfkeyi 6 yıl sonra açılan davaların sonucunda 7 kişiyi tutuklatarak gösteren AKP iktidarının yargının üzerinden elini çekmesi gerektiğini ve Mücella Yapıcı ve arkadaşları serbest bırakılması gerektiğini bildirdi.
“HER MİLLİYET, İNANÇ VE CİNSİYETTEN EMEKÇİLERİN HAKLI MÜCADELESİNİ GEZİ RUHUYLA SELAMLIYORUZ”
“Parlamentoya seçilen Can Atalay da derhal serbest bırakılarak Meclis’e gidebilmelidir” diyen Av. Bek, konuşmasına şu cümlelerle son verdi:
“Bizler Adana Emek ve Demokrasi güçleri olarak Gezi Direnişini ve bu dönemde kaybettiğimiz canlarımızı emekçilerin yeni mücadelelerinde yaşatacağız. Her milliyet, inanç ve cinsiyetten emekçilerin haklı mücadelesini Gezi ruhuyla selamlıyor, mücadelemizin süreceğini bir kez daha ilan ediyoruz. 10 yıl önce bütün güzellikleriyle hayatımıza giren Gezi Direnişi’nin yıl dönümünde, eşitlik, özgürlük, demokrasi ve adalet talebimizden vazgeçmiyoruz: Karanlık gider, gezi kalır.”