ADANA’YA KİNİNİZ Mİ VAR Kİ KALBİNİ BIÇAKLIYORSUNUZ?

Turgut Özal Bulvarına alıcı gözle baktınız mı? Türkiye’nin pek az bulvarlarında rastlayabileceğiniz ferah kaldırımlarını bilirsiniz. İki sıra halinde dikilmiş ve özenle büyütülmüş jakaranda ile turunç ağaçlarındaki zarafete hayran olmamak elde mi? Yazın kavurucu sıcaklarına kafa tutan ağaçların fazladan kente kazandırdığı estetik göz ardı edilebilecek gibi değil. Hele hele refüjdeki her dem çiçekli zakkum ve diğer çalı türü süs bitkilerindeki coşkulu görünüşü başka hiçbir yerde bulamazsınız. Kaneriensis türü palmiyelerle tamamlanan refüj, düzenlenmiş kavşaklarla taçlandırılmış.
Sorsalar, “Özal Bulvarını nasıl bilirsiniz?” diye… Herhalde büyük çoğunluk “İyi biliriz” diyecektir.
YA ÜÇ YIL SONRA?
Şimdiki haline bakıp “İyi biliriz” diyeceğiniz bulvar için, yaklaşık üç yıl sonra, yine “Nasıl bilirsiniz?” diye sorsalar, bu kez eksiksiz tüm Adanalılar “Allah rahmet eylesin” diyecektir. Çünkü, yaklaşık üç yıl sonunda refüj yok edilecek… Palmiyeler, zakkumlar ve sair süs bitkileri kökten kesilip çöp araçlarına yüklenecek. Kaldırımlar daraltılacak. Nadide jakarandalar ve kente kimlik kazandıran, festival banisi turunç ağaçlarımızın en az yarısı odun olacak. Kısacası, dünyanın sayılı kentlerindeki bulvarlarla rahatça yarışabilecek Özal Bulvarımız tamamen yok edilecek. Daraltılmış olmaları yetmezmiş gibi, kaldırımlara bir de duraklar yapılarak belki de yayaların bazı noktalarda trafikle içi içe yürümesi zorunlu olacak. Yani, Adana’nın kalbine bıçak saplanmış olacak.
NE UĞRUNA BUNLAR?
Birileri, sözüm ona trafik sorununu rahatlatmak üzere Özal Bulvarına Tramvay Sistemi önermiş. Önerenler, belli ki tramvay çalıştırılan illerdeki durumu yeterince incelemiş değiller. Bunun dışında akla gelen olasılıkları düşünmek bile istemem. Hiçbir Adanalıya yakıştırmayacağım şeyler çünkü.
Pekii, olur mu? Yani atılacak taş ürkütülen kurbağaya değecek mi? Dünyanın 5 kıtasında, yüzün çok üstünde seyahat etmiş bir Adana çocuğu olarak tüm içtenliğimle yazıyorum; bu bulvara getirilecek tramvay sistemi trafiği daha da ağırlaştıracak ve zorlaştıracak.
Çünkü, tramvay metro gibi değil; diğer vasıtalar gibi, trafik ışıklarına uymak zorunda. Hantaldır da, metro gibi hız yapması söz konusu değil. Metronun 15 dakikada alacağı yolu bir saatte zor alır. Dahası, bol bol kazalara yol açar. İstanbul’da, Eskişehir’de, Samsun’da, Konya’da, Kayseri’de tramvay var. İnternete giriniz, hepsinde de ciddi tramvay kazaları olduğunu göreceksiniz. Eski bir Hürriyet kupürünü sayfaya alıyorum; okuyunuz, 180 tramvay kazasından dem vuruyor. Ölümler var. Yaralı sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Trafiği felç etmesi de cabası. Örneklerini bundan sonraki yazılarımda özel köşede sunacağım.
ALTIN SAYFA İLE KARA SAYFA
Gerçi ileride oluşabilecek tüm olumsuzluklar durup dururken Sayın Zeydan Başkan’a yüklenecektir. Meclis üyeleri suçlanmazlar ama, herhalde vicdanen rahat olmazlar.
Metro’yu fiilen projelendirip Hazine Garantisi düzeyine kavuşturan Başkan Selahattin Çolak 1994 seçiminde koltuğu Başkan Aytaç Durak’a devretti. Durak Başkan da, “Devlette devamlılık esastır; Çolak’ın başlattıklarını biz devam ettiririz” diyerek Serinevler Toplu konutları ile Metro’yu önüne koydu. Her iki başkan da, dünyanın her yerinde Metro yatırımının çok zor olduğunu ve büyük cesaret istediğini elbette biliyordu ve her ikisi de gövdesini taşın altına koymaktan çekinmedi. 2010’da Başkan Durak ikinci Etap düğmesine basmak üzereyken görevden alındı. Yerine gelenler ise bu çok önemli yatırımı rafa kaldırdı. Sayın Karalar metronun önemini biliyor. Hatta dosya Cumhurbaşkanlığı katında. Fakat aynı Karalar bir de ucuzluğuna kanıp Tramvay dosyası da sunmuştu. Bu ikincisi onaylandı ve böylece Özal Bulvar Katliamının yolu açılmış oldu. “Ucuz etin yahnisi yavan olur” özdeyişini unutmuş olmalı.
Kuşkum yok, metro deyince Çolak ve Durak Başkanlar tarihin altın sayfasında yer bulacak. İnşallah olmaz ama, korkarım tramvay gerçekleşirse yapanlar ve yaptırılmasında rolü olanlar kara sayfa sakini olabilir…