30 AĞUSTOS ZAFERİ İŞGALCİLERDEN KESİN KURTULUŞUN DAMGASI OLDU

BİRİNCİ BÖLÜM
Geliniz 1924 Yılının 30 Ağustos gününe, Dumlupınar’daki Çal Köyü yakınlarına gidelim. Büyük halk topluluğu, çevre köy, ilçe ve illerden gelen vatandaşlardan oluşmuş. Coşku büyük. Başkomutan ve Cumhurreisi Gazi Mustafa Kemal, Eşi Lâtife Hanım ve resmi kurum temsilcisi yöneticileri alandaki özel alanda yerlerini almış.
Kemal Paşa, eşi ile birlikte ayağa kalkıyor ve hazırlanan temel kazısı başına gelerek mucize destanlarının ulusal ruhu canlı tutarak yazıldığını, bu ruhun her zaman canlı tutulması gerektiğini anlatıyor. Sık sık alkışlarla kesilen konuşmasını bitirince, temele ilk harcı Lâtife Hanım’la birlikte atıyorlar. Bu temel üstünde, ünlü Meçhul Asker Anıtı yükselecektir ve o tören İlk 30 Ağustos Kutlaması olarak tarihe geçiyor.
30 AĞUSTOS SIRADAN BİR SAVAŞ ZAFERİ Mİ?
Binlerce yıllık Türk Tarihi’nin en önemli dönüm noktalarından ve mucizevi zaferlerinden biridir 30 Ağustos. O gün kazanılan zaferle, yedi düvelin amansız, vicdansız, insafsız işgali kesin olarak sona erdirilmiş ve aynı zamanda, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlam temeli atılmıştı.
Bu dizide, 30 Ağustos’a uzanan yolda karşılaşılan bazı notları paylaşmayı hedefledik. Uzun açıklamalar yerine, özetlerle bazı ilginç sahne ve olayları günümüze taşımayı, yeni ve gelecek kuşaklara bilgi aktarmak için önemsedik.
ULU ÖNDER NUTUK’TA BU ZAFERİ ANLATMIŞTI
İlk Bölüme, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Nutuk’taki anlatımından özetlerle giriyoruz.
“Hakikatte ordumuz, ihtiyaçlarını ve noksanlarını tamamlamak üzere bulunuyordu. Ben, daha Haziran ortalarında taarruza karar vermiştim. Bu kararımdan, Cephe Kumandanı ile Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisi (Genel Kurmay Başkanı) ve Müdafaa-i Milliye Vekili, (Ulusal Savunma Bakanı) yalnız bunlar haberdar bulunuyorlardı. Arz ettiğim tarihlerde, İzmit-Adapazarı istikametinde bir seyâhat vesilesiyle hareket ettiğim zaman, Ankara’da Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Fevzi Paşa Hazretleriyle görüştükten sonra, o zaman Müdafaa-i Milliye Vekili bulunan Kâzım Paşa Hazretleri’ni Şarköy istasyonuna kadar beraber götürerek, oraya davet ettiğim Cephe Kumandanı İsmet Paşa Hazretleriyle birlikte taarruz için hazırlıkların süratle tamamlanması hakkında kararlar aldık.
Teşkilâtı muhtelif olan düşman iki ordu mukayese edilirse, iki tarafın insan ve tüfek kuvvetleri yaklaşık yekdiğerine denk bulunuyordu. Yalnız Yunan ordusunun makineli tüfek , top, tayyare, nakliye vasıtaları, cephane ve fennî (teknolojik) malzeme bakımından, dünyanın serbest ve kendisini destekleyen sanayiine dayanması itibarıyla, özel üstünlüğü vardı. Diğer taraftan, bizim ordumuz süvari miktarı itibariyle üstünlüğe sahip bulunuyordu.”
YARIN: SÖYLEV’E DEVAM
SAVAŞ ÖNCESİ GÜÇLER DÖKÜMÜ:
Çeşitli kaynaklara dayanarak elde edilen rakamlara
göre, Büyük Zafer öncesi orduların silah ve asker gücü:
TÜRK TARAFI YUNAN TARAFI
Asker 207.941 224.996
Uçak 10 50
Kamyon 198 4.036
Makineli tüfek 2.864 4.419
Tüfek 92.792 90.000
Top 323 418
Kılıç 5.282 1.300
Piyade Tümeni 18 12
Süvari Tümeni 5 1
Bağımsız Alay 3 9