ZAFERİN 101.YILI ADANA’DA COŞKUYLA KUTLANDI

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 101. yılı Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Adana’da da coşkuyla kutlandı. Atatürk Parkı’nda başlayan etkinlik İstasyon Meydanı’nda devam etti. Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, 6.Kolordu Komutan Yardımcısı ve Garnizon Komutanı Tuğeneral Ahmet Burak Yürüten ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar makam aracı üzerinde askerleri selamladı ve halkın Zafer Bayramı’nı kutladı. Daha sonra resmi geçit töreni ve öğrenciler halkoyunları gösterisi sergiledi.

 

HABER VE FOTOĞRAFLAR: CANSU ERSOY

Bu sene 101. Yılı olan 30 Ağustos Zafer Bayramı Tüm Türkiye’de olduğu gibi Adana’da coşkulu bir şekilde kutlandı. Etkinliğe Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, İl Emniyet Müdürü Doğan İnci, Ak Parti Adana İl Başkanı Ozan Gülaçtı, Adana Barosu Başkanı Av. Semih Gökayaz, Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel, Adana İl Sağlık Müdürü Dr. Halil Nacar, CHP Adana Milletvekilleri Dr. Müzeyyen Şevkin, Orhan Sümer, Ayhan Barut ve vatandaşlar katıldı.

Kutlamaya Atatürk Parkı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başlandı. Anıta sırayla; Valilik Makamı Çelengi, 6. Kolordu ve Garnizon Komutanlığı Çelengi ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı Çelengi konuldu.Daha sonra Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunduktan sonra buradaki etkinlik son buldu.

İstasyon Meydanı’nda törenedevam edildi. Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, 6.Kolordu Komutan Yardımcısı ve Garnizon Komutanı Tuğeneral Ahmet Burak Yürüten ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar makam aracı üzerinde askerleri selamladı ve halkın Zafer Bayramı’nı kutladı. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajı okundu, günün anlam ve önemini belirten konuşma yapıldı, şiir okundu, halk oyunları gösterisi sunuldu ve geçit töreniyle beraber etkinlik son buldu.

GÜNÜN ANLAM VE ÖNEMİ BİLDİRİLDİ 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 30 Ağustos Zafer Bayramı mesajı okunduktan sonra Garnizon Komutanlığı’nda görevli Veteriner Üsteğmen Aykut Arslan, günün anlam ve önemini belirten konuşmasını yaptı. Üsteğmen Arslan, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına temel teşkil eden 30 Ağustos 1922’de kazandığımız büyük zaferin 101. yılını ulusça kutlamanın haklı gurur ve heyecanını yaşıyoruz. Asil Türk milleti kahraman Türk ordusuyla birlikte varlığında ve vatanına kasteden karşı 101 yıl önce bugün kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudretiyle yeniden dirilerek topyekun bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazanmıştır. Aziz yurduma ve bağımsızlığına kasteden işgal kuvvetleri karşısında Türk ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferin her defası tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir. 1900’lü yılların başlarında meydana gelen büyük devletler arasındaki çıkar çatışmaları, dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda Birinci Dünya Savaşı çıkmış, müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros Mütarekesi imzalanmıştır. Anlaşma ile bin yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları, o dönemin büyük devletleri ve onların maşaları tarafından işgal edilmiş; ayrıca tarihimize kara bir leke olarak geçen Sevr Anlaşması da ulusumuza dayatılmıştır. İsrail güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini kusarcasına, kadınımıza, yaşlımıza ve çocuklarımıza, dünyada eşine hazır aslında işkence, zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır” dedi.

“GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK VE ONUN SİLAH ARKADAŞLARI BAĞIMSIZLIK MEŞALESİNİ YAKARAK, ‘YA İSTİKLAL YA ÖLÜM’ PAROLASIYLA AYDINLIĞA GİDEN YOLU ARALAMIŞLARDIR” 

Üsteğmen Arslan, konuşmasının devamında şunları söyledi:

“İşte böylesine umutsuz görünen, üzerimize kara bulutların dolaştığı bir ortamda Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak, ‘ya istiklal ya ölüm’ parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi, son neferine kadar düşmanı, güzel ve kutsal vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir. Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi de hedefimize ulaşmaya muktedir olduğumuzu, milletimizin istiklali uğruna kanının son damlasına kadar mücadele devam edeceğini ispatlamıştır. Artık dünyanın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev de düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın Başkomutanlığı altında Türk kuvvetleri düşmana beklemediği yerden taarruza geçerek stratejik sahada düşmanı aldatmayı başarmış. Avrupalıların beş altı ayda geçilmez dediği Afyon mevzilerini üç günde geçerek 30 Ağustos’a gelindiğinde düşman kuvvetlerinin önemli bir bölümünü imha etmiştir. Bu büyük zafer ile düşmana son darbede vurulmuş, ardından icra edilen takip harekâtıyla da 9 Eylül’de düşman İzmir’de denize dökülmüştür. Bu muharebelerde Türk ordusu çok kısa bir sürede kendisinden üstün düşman kuvvetinin büyük bir bölümünü imha ve esir etmiştir. Askeri açıdan bir diğer önemli husus da günün şartlarında bir ordunun on günde beş yüz kilometrelik bir mesafe yaya olarak ve savaşarak kat etmesidir. 30 Ağustos’un gerçek anlamını ve önemini büyük zaferin ikinci yıl dönümünde Dumlupınar’ın Çal Tepesi’ne yapılan törende Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği söylevde görürüz; Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk Devleti’nin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada taçlandırıldı. Bu sahada akan kırk kanları, bu semada uçan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. Harpler, yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Meydan Muharebesi, milletlerin bütün ilim ve fen alanlarındaki güçlenmeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle kısaca bütün maddi ve manevi kudretleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır. İşte kazanılan zaferi muhteşem kadrosu harbin kadın, çocuk, yaşlı demeden; milletçe topyekün bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır. Türk ulusu, bu meydandan da ulu önderinin liderliğinde alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. 30 Ağustos Zaferi, Türk ordusuna, silahlı kuvvetler günü olarak armağan edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak, bölgemizde ve dünyada sürekli barışın tesisine katkıda bulunmak için tarihinden ve milletinden aldığı güçle, modern harp, silah ve teçhizatı ile güçlü ve dinamik personeliyle, ulaştığı yüksek eğitim seviyesiyle, azimli ve kararlı komuta kademesiyle dostlarının ve ülkemizin güvencesi, düşmanlarımızın korkulu rüyası devam etmektedir. Dünyanın sayılı askeri güçlerinden birisi olan silahlı kuvvetlerimiz her zaman her yerde ve her şartta verilecek görevleri ifaya hazırdır. Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk İlkeleri bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetlerimize Rehber olmaya devam edecektir. Bu kutsal ve tarihi gün vesilesiyle ulusça, başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; silah arkadaşları ve aziz şehitlerimiz ile ebediyete intikal eden gazilerimize rahmetle anıyor, hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları şad olsun.”

Günün anlam ve önemi konuşmasından sonra Yüreğir Halıcılar Anadolu Lisesi öğrencisi İlayda Aksoy da 30 Ağustos adlı şiirini okudu. Halkoyunları ile devam eden etkinlik böylece son buldu.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor