30 AĞUSTOSUN MAYASINDA ADANA’NIN KATKILARI VAR

ALTINCI BÖLÜM
Öncelikle, lânet olası bir zihniyetin yediği herzeyi dile getirmek istiyorum. Geri zekâlı herifin biri “30 Ağustos’u Atatürk değil de Osmanlı kazandı. Çünkü Mustafa Kemal Paşa Osmanlı subayı idi” diyor. Bu herzeyi yiyen kişi ve kişileri ciddiye alacak değiliz. Ancak, Atatürk ve çağdaşlık karşıtlığının giderek yoğunlaştığını ve gerçek vatanseverelerin bazı akımları ciddiye almaları gerekir diye düşünüyorum.
ADANA’DAN KATKILAR
1921’in son günleriydi. Fransız askerleri Adana’dan 20 Aralık’ta tamamen çekilmiş, geriye sadece protokol üyesi sayılabilecek birkaç üst düzey subay kalmıştı. Bu da, iki tarafın rızası ile olmuştu. Bir gün bir taraf, ertesi gün karşı taraf dostluk pekiştirme ziyafeti veriyor, geçmişte yaşanmış bazı fenalıklar için özellikle Fransızlar özür diliyordu. Bu arada, kuvvetleri çekilirken Adana’da kalan araçları da bize bırakmayı önerdiler. Tamamen sembolik bir para karşılığında, aşağıdaki araç, gereç ve mühimmatı devrettiler:
- 10 Breguet Uçağı,
- 10 yedek uçak motoru ve değişim parçaları seti
- 10 Çadır Hangar (Uçaklar için),
- 10 bin Mauser tüfek
- 10 bin üniforma ve ayakkabı
- 2 milyon 80 bin mermi
- 2 bin at
- Adana’daki telsiz İstasyonu
Zaten daha önceden de Belemedik Zaferi ile şu ganimet elimize geçmiş ve çetelerimizin gücüne güç katmıştı.
- 1 depo dolusu barut
- bir depo dolusu dinamit
- 6 otomatik tüfek
- 70 çuval da un ve arpa
- 3 lokomotif ve 30 vagon
- Sayısız telefon makinesi
- 1 depo dolusu ilaç ve tıbbî malzeme
- 1 Tam donanımlı hastane.
Bunlar dışında özellikle Toroslardaki işgalci karakolları peşpeşe düşürüldüğünde de ağır ve etkin silâhlar elimize geçmişti. Bu araç-gereç ve mühimmatın tamamına yakını Ege Cephelerinde çok işe yaradı. Örneğin, Yunanlıların 50 uçağına karşı eldeki 10 uçağımız Adana’dan gönderilmişti. Telsiz sistemimiz de yine Adana’dan gönderilenle büyütülmüş, güçlendirilmişti.
GELELİM BAYRAMA
1960’ların yarısına dek 30 Ağustos’un nasıl büyük bir coşkuyla kutlandığını ve her yaştan, kadın-kız-kızan demeksizin en az 30 bin Adanalının izlediğini anımsadıkça duygularım buruluyor. Bugünkü sınırlarımızı ve bağımsızlığımızı Atatürk’ün kazandırdığı bu büyük zaferle sağladığımız ne yazık ki artık neredeyse bilinmiyor. Lozan kazanımlarımızın da yine bu mucize zaferle elde edildiği bilen pek az. İçim dolu… Daha fazla yazmak istemiyorum.
Birinci bölümde ayrıntılarını verdiğimiz ilk kutlama 1924’te, anıt temeli atma töreni ile, Dumlupınar’ın Çal Köyü yakınlarında yapılmıştı. Başkumandanlık Bayramı diyerek yapılan törenler, 1 Nisan 1926’da kabul edilen yasa ile Zafer Bayramı olarak belirlendi. Yasa, kutlamaların Kara, Hava ve Deniz Kuvvetlerinin katılımıyla gerçekleşeceğini de vurgulamıştı.
BİTTİ