Ders zili çaldı, milyonlarca öğrenci sıralarına oturdu.
Sınavlar ve seçmeli derslere yönelik eleştirileri bir kenara bırakırsak, eğitim öğretim yılı yine sorunlarla başladı.
Kırtasiye malzemeleri ve servis ücretleri aldı başını gidiyor. Çocukların okullarda harcayacakları paralar da göz önüne alındığında, kış ayları yine dertli başlıyor.
Konu çocuklar olduğu için her aile bulup buluşturup bu masrafları karşılayacak. Lakin yoksulluktan dolayı okula gönderilmeyen çocuklar olduğu da biliniyor.
Bu durumdaki küçüklerin tespit edilip, hemen eğitim öğretime kazandırılması devletin birincil görevleri arasında. Buraya kadar yazılanlar işin ekonomik kısmıydı. Aslında Adana’da da eğitim öğretim yılına girilirken, benzeri sorunlar dikkat çekti.
Ancak hiç kimsenin hesaba katmadığı belirli kesimlerin dikkatini çeken ağır problemler de var.
Örneğin bazı okulların yanı başında bulunana hasarlı ve yıkılmayı bekleyen yapılar.
Binaların sırayla yıkılacağı söylendi ama işler çok yavaş ilerliyor. Bu durumdaki binaların yanındaki okullara giden öğrenciler tehdit altında…
Sorun Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e iletilmiş ama siyasi bir yanıt alınmıştı. Bakan Tekin, merkezi hükümetle uyumlu çalışacak bir belediye başkanı seçildikten sonra bu işlerin çok daha hızlı ilerleyeceğini öne sürmüştü.
Bakan bey haklı; bu binaların yakılması görevinin belediyelerde olduğunu sananlar vardır. Tıpkı, zamları muhalefetin yaptığına inananlar olduğu gibi!..
Neyse devam edelim.
Okullar açıldı ve bazı bölgelerde öğrenciler hasarlı binaların gölgesinde eğitim öğretime başladı.
O halde ne olacak şimdi?
Bu binaların yıkımlarının hızlanması için yerel seçim sonuçları mı beklenecek!
Zira Sayın Bakanın açıklamasından tam olarak bu sonuç çıkıyordu. Öyle olmayacak tabi ki; devletin kurumları bir şekilde bu okullara yönelik tedbirleri alacaktır.
Ancak zamanı iyi kullanıp acele hareket edilmesi gerekiyor.
Okullar açıldığı için şimdi bu binaların yıkılması kanaatimce daha da zorlaştı. Ya hafta sonları tercih edilecek ya da ara tatiller.
Tek gerçek var ki, okul çevrelerinde bulunan hasarlı binaların yıkılmasında geç kalındı. İstenmeyen can yakan sonuçlar yaşandığında bu vebalin altından kimse kalkamaz.
