TÜRKEŞ: SIKIYÖNETİM GÖREVİNİ TAM YAPSAYDI ‘ANARŞİ’ BİTERDİ

DOKUZUNCU BÖLÜM

Demirel ve Ecevit bir ay sonra, 11 Ekim günü serbest bırakılarak evlerine döndü. Türkeş ve Erbakan ise Uzunada’da bir ay kadar kaldıktan sonra Erbakan’la Mamak Cezaevine taşınarak hâkim huzuruna çıkarılacaklardı.

27 Mayıs İhtilâlinin hazırlayıcılarından ve “Kudretli Albayı” Alpaslan Türkeş darbenin nasıl doğup büyüdüğünü herhalde en iyi bilen siyasetçiydi. Darbecilerin verdiği söz örselenmiş, hatta aşınmış olmalıydı ki, idam istemiyle yargılandı ve 4 yıl 7 ay 25 gün tutuklu kaldı. Bu sürenin bir kısmını Ordu Dil Okulunda, bir kısmını da Ankara Askeri Mevkî Hastanesinde geçirdi.

27 MAYIS’ÇI TÜRKEŞ 12 EYLÜL’E NE DEDİ?

Ordu müdahalelerinin geniş kapısını açan 27 Mayıs’ın kurucu mimarları arasında önemli yeri olan Alpaslan Türkeş, Milli Birlik Komitesi tarafından 13 arkadaşı ile birlikte, 13 Kasım 1960 günü Mürted Havaalanında gözaltına alındı. 19 Kasım’da da Yeni Delhi’ye Büyükelçi Müşaviri olarak gönderildi. Özetle, Nasrettin Hoca’nın “Kar helvasını ben icat ettim ama ben de beğenmedim” dediği gibi, darbe hakkındaki düşüncelerinde büyük değişiklikler oldu.

Sonraki yıllarda, 12 Eylül için söyledikleri Evren ve Arkadaşlarının icraatı açısından tarihi değer taşımakta. Şöyle diyordu: “12 Eylül Hareketi’nin yapılmasına lüzum yoktu, ülkenin her yerinde sıkıyönetim ilan edilmişti. Bu şartlar altında sıkıyönetim müesseseleri hakkıyla görevlerini yapsaydı, terör kısa zamanda çözümlenirdi. 12 Eylül Hareketi’nin vatana, devlete kazandırdığı hiçbir şey yoktur. Türk devletinin temel felsefesi olan milliyetçiliği ezmiş, milliyetçileri lekeli ve suçlu insanlar olarak göstermiş ve Türk milletini yaşatacak düşünce olan Türk milliyetçiliğini korkulup, benimsenmemesi icap eden bir düşünce olarak insanların zihinlerine yerleştirmeye çalışmıştır…”  

PARTİLER KAPATILIYOR

Darbe günü faaliyetleri durdurulan siyasi partiler için çok geçmeden kapatma ve tüm varlıklarına el koyma kararı alındı. İş Bankasındaki CHP Hissesi de hazineye devredildi. Halbuki Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu için kaynak bu hisselerdi ve temettüden partiye tek kuruş gelmiyordu. Parti sadece hissenin gözetimi açısından Banka Yönetim Kurulunda temsil yetkisiyle Atatürk tarafından görevlendirilmişti. Gerçi Evren Yönetimi, Ulu Önder’in çok önemsediği bu iki kurumu da gözünü kırpmadan kapatmıştı.

 

ÖZAL DEVRİ’Nİ 12 EYLÜL AÇTI

24 Ocak 1980 tarihli Ekonomik Kararlar derhal yürürlüğe girmiş ve olumlu sonuçlar göstermeye başlamıştı. Bu kararlar, Başbakan Demirel’in pilotajında,  Müsteşar Turgut Özal ve Devlet Plânlama Teşkilâtının güvenilir uzmanları tarafından kılı kırık yararak hazırlanmıştı.

Darbeden bir süre önce, Müsteşar Turgut Özal Genel Kurmay’a davet edilerek ekonomik önlemler ve uygulamalarla ilgili vermesi istendi. Özal durumu bildirdiği Demirel’den “Tabii, tabii, git, ayrıntılı olarak bilgilendir” talimatını verdi. Genel Kurmay, brifingten son derece memnun kaldıklarını teşekkürlerle bildirdi…

Darbe ertesinde, kendi de Deniz Paşası olan Bülent Ulusu Başkanlığında yeni hükümet kuruldu. Darbeciler, Demirel Döneminde başlatılan ve ekonomiyi düze çıkarma yolunda başarıları görülen önlem ve uygulamaların devamı için Turgut Özal’ı bu kez daha yüksek yetkiyle göreve getirdiler. Özal, Konsey’den izin alarak gözaltındaki Demirel’le telefon görüşmesi yaptı. Demirel, bu karara sevindi ve olumlu cevap verdi. Özal artık Başbakan Yardımcısıydı ve teknokratlıktan bakanlık düzeyine ulaşmıştı.

YARIN: LİDERLERE YENİ TUTUKLAMA VE ZİNCİRBOZAN

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor