12 EYLÜL BİLÂNÇOSUNDA SONUÇ: BÜYÜK KAYIPLAR

ONDÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Ülkede gözle görülür kalkınma hamlelerini gerçekleştiren Adnan Menderes’in son dönemlerinde muhalefeti susturmak ve ne pahasına olursa olsun iktidarı elinde tutmak için başvurduğu yollar, 27 Mayıs İhtilâlinde son buldu. Kendi de, ihtilâlcilerin emri ile, Koskoca İsmet Paşa’nın ve 27 Mayıs’çı Türkeş’in karşı çıkışlarına rağmen alelacele İmralı’ya götürülüp gelenekler dışında gündüz gündüz sehpaya çekildi. Bir gün öncesinde de Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile Maliye Bakanı Hasan Polatkan idam edilmişlerdi.
11 yıl sonra, 12 Mart 1971’de, Süleyman Demirel Başbakanken Ordu yüksek kademesi sert bir Muhtıra ile demokraside ikinci yaraya neden oldu. Ülke yönetiminde yine yasaları ve gelenekleri hiçe sayan tasarruflara gidildi. 2 gün önce darbeye teşebbüs edenler ordudan ihraç edildi. Reform Hükümeti kurulduysa da reform yapılamadı. Sıkıyönetim ilân edildi ve sol örgütlere yönelik balyoz harekâtı başladı. Toplumcu yazarlara ait kitapları okumak ya da bulundurmak suç kabul edildiği için halk tarafından ve korkudan yüzbinlerce kitap yakıldı, gömüldü, atıldı. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan “ibret-i alem için” idam edildi.
Son olarak da, 12 Eylül 1980 Darbesi geldi ve idari pek çok plâtformda hukuk yerine Konsey tasarrufu ağır bastı. Evren, NATO’dan ayrılmış olan ve yeniden dönmek isteyen Yunanistan’a, Demirel ve Ecevit’in aksine “Olur” verdi. Demirel’in kapattığı ve Ecevit’in de açtırmadığı 21 Amerikan üssünü açtırdı. TBMM kapatıldı. Partilerin kapısına kilit vurulup mallarına el konuldu.
GELELİM SAYILARLA 12 EYLÜL SONUCUNA
- 650 bin kişi göz altına alındı. Büyük çoğunluğu darbeden hemen sonra toplandığına göre darbeciler göz göre göre bunlara göz yummuş ve kargaşanın bir süre daha devamı ile darbeyi halka kabul ettirmeyi yeğ tutmuştu.
- 1 milyon 653 bin vatandaş fişlendi.
- 71 bin’i TCK’nun 141, 142 ve 163’ünc maddesiyle olmak üzere 210 bin dava açıldı, 230 bin kişi yargılandı. 98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmakla suçlandı.
- 7 bin kişiye idam cezası istendi; 517 kişi idama mahkûm oldu. 257’sinin dosyası Meclis’e götürüldü. Bunların 50’si asıldı.
- 300 tutuklu cezaevinde kuşkulu şekilde vefat etti. 171 tutuklunun işkence nedeniyle can verdiği belgelendi.
- 14 kişi açlık grevi sonucu yaşamını yitirdi, 16 kişi de kaçarken vuruldu.
- 95 kişi çatışmada öldü.
- 73 kişiye doğal ölüm raporu verildi.
- 388 bin kişiye pasaport verilmedi.
- 30 bin kişi “Sakıncalı” görülerek işinden edildi.
- 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı.
- 30 bin yurttaş mülteci olarak yurtdışına gitti.
- 937 filim “sakıncalı” bulunduğu için yasaklandı.
- 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
- 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 Öğretim Görevlisi ve 47 Hâkimin işine son verildi.
- 400 gazeteciye toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi; 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi. 31’i cezaevine girdi. 3 gazeteci silâhla öldürüldü. 13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
- 39 ton gazete ve dergi imha edildi.
DEMİREL SORDU
Güniz Sokak’taki evinde Başkan Durak’la ziyaret ettiğimiz 9’uncu Cumhurbaşkanı “Baba” Süleyman Demirel, müdahalelerle ilgili konuşurken, “On sene arayla üç darbe olmuş, Başbakan ve bakanlar asılmış. İnsanlara işkenceler yapılmış… Bu kadar olaydan sonra yüreği vatan için çarpan kaç kişi aday olup da meclise girmeye cesaret edebilir? Siyaset düzey kaybetmiştir…”
BEN DE İSTEMEDİM
Danışma Meclisi için valiliklerden aday ismi istenildiğinde, Merhum Hayri Kozakçıoğlu beni aday göstermek için aradı. Tam da Demirel’in dediği nedenle “Hayır” dedim. Hiç de pişman olmadım.
BİTTİ