BENİM BAŞIMA GELMESİ OLAĞAN DIŞI DURUMDU

Olacak şey değil; benim başıma gelebileceğine ne ben olasılık verirdim, ne de başkaları. Ne yazık ki, başımda şimdi. Büyükşehir Belediyesindeki Parklar-Bahçeler sorumlularının bana göre insafsız ihmalleri yüzünden kahroluyorum.

Nasıl olmam; 5 yıl saksıda büyüttükten sonra 20 yıl da bahçemizde bakıp büyüttüğümüz palmiyeyi kırmızı böcek sarmış. Palmiye derken, hurma olduğunu da eklemeliyim. Üç yıl önce, 25 yaşındayken meyve vermeye başladı. Biz, komşularımız ve dostlarımız severek yiyorduk altın sarısı meyvelerini.

Gözümüz gibi baktığımız ağacımız şu anda ölüm yolculuğunda. Yazı yaylada geçirdiğim için fark edemediğim  felâket maalesef aylar önce kanına girmiş nazlı hurmamızın. Gövdeden delip yuvalanmış ve yaz sıcağı boyunca da içten içten kemirip ne kalp bırakmış ne ciğer…

ÜSTELİK BEN KIRMIZI BÖCEĞİ YENMİŞTİM

2007 yılında ortaya çıkmasıyla 300 kadar palmiyemizin canına kıyan kırmızı palmiye böceği ile mücadele görevini Başkan Aytaç Durak bana vermişti. Üyeleri arasında olmakla gurur duyduğum Medcoastland Platformunu düşündüm., Akdeniz’de kıyısı olan tüm ülkeleri seçilmiş bilim adamları  temsil ediyordu. Hepsine mesaj verip çözüm aradığımızı bildirdim. Yirmi dört saat içinde, bu konunun nen yetkin, en bilgili ve en deneyimli uzmanı ile görüşebildim. Michel Ferry, İspanya’da, Elche kentindeki 200 bin palmiye ağacının sorumlusuydu. Aralarında, çoğu hurma, farklı ağaçlar vardı.

İki gün sonra uluslararası bir çalışma olduğunu bildirince ertesi sabah İzmir’e gidip önceden tanıştığım Konsolos yardımıyla vize alıp İtalya’da soluklandım. Etkinliğe yetiştim ve orada, bu meret böceğin taa Malezya’dan Portekiz’e kadar çok uzun bir şerit boyunca yayıldığını öğrendim. Mücadelede en büyük yanlışın bulaşık ağaçların kesilmesi olduğunu öğrendim. Arazi çalışması sırasında Başkan Durak aradı. Ağaç kesiminin derhal durdurulmasını ancak söyleyebilmiştim ki telefonu Adana’ya yeni gelmiş olan Vali İlhan Atış aldı. “Çözebilecek miyiz Nurettin Bey? Ben kahroluyorum” derken üzüntüsü açık seçik hissediliyordu.

BAŞARDIK

Orada öğrendiklerimin yanı sıra,  bu alanda yetkin isimleri aldım. İspanya, Fransa, İtalya, Mısır, ve İsrail’de böcekle uzun süredir mücadele etmiş yedi profesördü bunlar. Başkan Durak, “Bu belâyı hafife alamayız. Bu adamları çağırıp burada toplayalım” talimatını verdi. Birine ulaşamadık ve 6’sı Adana’ya geldi. İlginçtir, hiç biri kesin sonuç almamışken Adana Çalıştayında birbirlerinden aldıkları bilgilerle etkin mücadelenin temelini attılar. Kolları sıvadık. Üniversiteden 3 değerli hoca ve Tarım İl Müdürlüğünden üyelerin de katıldığı kurulumuz Bakanlık tarafından da yetkilendirilince kısa sürede baskılayabildik. Aslında, dünyada bunu başaran ilk ve tek kent olmuştuk. Nasıl yaptığımızı anlatmamız için iki kez yurtdışına davetli gittim. Ayrıca, Bakanlığın arzusu üzerine, refakatime verdiği uzmanlarla İçel, Antalya, Muğla ve İzmir’e kadar pek çok otel ve belediye yetkilileriyle toplantılar yaptık.

SONUCA BAKIN

Belediye’de iken rutin mücadelemizi yapıyorduk. Sonradan da önleme çalışmaları yapılmaktaydı. Üstelik belediyemizde bu işi yapabilecek teknik personeli de yetiştirmiştik. Gelin görün ki, bütün bu çalışmaların koordinatörü olan ve yurtiçinde, yurtdışında mücadele esaslarını anlatan     ben, bugün böceğin saldırısı karşısında çaresizim. Belli ki, Zeydan Başkan’ın Parklar Bahçeler Ekibi böylesine önemli bir görevi resmen ihmal etmiş, ya da savsaklamış. Yine belli ki, benim bahçemdeki ağacı vurduğuna göre Adana’daki en az 120 bin palmiyemiz de tehlike altında…

Olmayacak şeydi benim gibi birinin başına gelmesi: ama geldi… Sorumlularının derhal hizaya çekilmesini ve daha çok zarar-ziyan görülmeden harekete geçilmesini Zeydan Başkan’dan istemek hakkım değil mi?

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor