TAM 102 YIL ÖNCE BUGÜN ADANA ELİMİZE GEÇMİŞTİ

BİRİNCİ BÖLÜM
20 Aralık 1921’de, yani bundan günü gününe tam 102 yıl önce bugün, Adanalılar, yaşamlarının en sevinçli ve gururlu günlerinden birini yaşıyordu. Bu sevinç ve gururun arkasında, Adana ve Çevresinde kazanılmış mucize gibi zaferler önemli yer tutmaktaydı.
Öncesinden özetleyelim…
1919 ve 1920 yıllarında çarmıha gererek kırbaçlamaya kadar cefaya ve işkencelere başvurmuştu işgal güçleri. Ancak 1920 Mart ortasından itibaren planlı biçimde karşı harekâta geçen milislerimiz Fransızlara ve seçerek getirilmiş Ermeni lejyonerlere kök söktürüp dünyayı dar etmeye başlamıştı. Uçaklarıyla, zırhlı araçları, makineli tüfekleri ve her cins toplarıyla karşı koymaya çalıştıkça kaybediyordu Fransızlar. Komuta heyeti çıldırıyordu. Esasen Paris de, çoktan ellerine resmen geçmiş olması gereken (!) Adana’da halen çatışmalar olduğunu ve üstelik Türklerin üstünlük kurduğunu Amerikan gazetelerinde okudukça buradakilere veryansın ediyordu.
İşgalciler, son gayret birkaç teşebbüsten sonra havlu atmak zorunda kaldılar. Adana’dakiler tırmalarken, Paris kararını vermiş ve geri çekilmek zorunda kaldıklarını peşinen kabul etmişti. Nitekim, bir Barış Delegasyonu kurdular ve başına da eski bakanlardan Hanri Franklin Buyyonu getirdiler. Delegasyon, Ankara’da çekişe çekişe işgalle harcadıklarının bir kısmını toprak veya ayrıcalık şeklinde geri almak için uğraştı.
Buyyon ve adamları ile görüşmeleri Mustafa Kemal Paşa’nın temsil ettiği Meclis adına Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) Yusuf Kemal Bey ile Mareşal Fevzi Çakmak yürütmekteydi.
Anlaşma, 20 Ekim 1921 günü Ankara’da imzalandı. Yok olmuş Osmanlı Devletinden sonra mucizeler sonucunda Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulduğunda savaş her cephede sürmekteydi. Yeni Devlet, tarihinin en önemli kilometre taşlarından biri olan Ankara Anlaşması’nı, Adana ve çevresindeki zaferler üzerine imzaladı. Anlaşma ile işgal kuvvetleri 20 Aralık 1921 günü bölgemizden tamamen çekilmişti. Aynı gün, 5 Ağustos 1920 günü Pozantı’da seçilmiş bulunan Vilâyet yetkilileri Adana’ya gelerek yönetimi devraldı.
ATATÜRK DEDİ Kİ:
“Bu anlaşma ile siyasi, iktisadi (Ekonomik), askeri, ila. Hiçbir hususta, istiklalimizden hiçbir şey feda etmeksizin vatanımızın kıymetli parçalarını işgalden kurtarmış olduk. Bu anlaşma ile Milli Emellerimiz İLK DEFA OLARAK BATILI DEVLETLERDEN BİRİ TARAFINDAN TASDİK VE İFADE EDİLMİŞ OLDU”
Ankara Anlaşması ilk anda Adana ve Çukurova’da hayal kırıklığı yaratmıştı. Halkımız, işgalcilerin üstüne üstüne giderken ve onları tam anlamıyla köşeye sıkıştırmışken barış ilan edilmesinden pek hoşlanmamıştı. Hatta bu duygularını süratle Ankara’ya, Mustafa Kemal Paşa’ya ilettiler. Gelen cevapta ise şöyle deniliyordu: “Bu sayede, meclisimiz ve devletimiz ilk kez batı tarafından tanınmış oldu. Artık Dünya milletleri Osmanlı’yla değil, Türkiye ile temas edecek. Bunun önemi son derece büyüktür ve amaçladığımız devlet yapısı için en güçlü temel mahiyetindedir.”
Bu cevap Adana’nın ileri gelenlerince akılcı ve önemli olarak karşılandı ve hayal kırıklığı son buldu.
Anlaşma koşulları ve sonrası bağlı olayları yarından itibaren sunacağız.