‘KRİZ YÖNETİMİNİ BECERİYOR AMA RİSK YÖNETİMİNDE GEVŞİYORUZ!’

Vali Köşger, 6 Şubat Depremi Anma programına katılarak önemli açıklamalarda bulundu. Vali Köşger, sivil toplum kuruluş temsilcileri ve halkla yaptığı toplantıda depremde hayatını kaybedenleri rahmetle andı, yakınlarına başsağlığı diledi ve risk yönetiminde hata yapıldığını dile getirdi.

 

(HABER MERKEZİ)-Adana Valisi Yavuz Selim Köşger; 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli meydana gelen, yıkım gücü, etki alanının genişliği ve can kayıpları sebebiyle asrın filaketi olarak nitelendirilen depremlerde yaşamını yitiren vatandaşların anısına düzenlenen anma programında bir konuşma yaptı. Vali Köşger, konuşmasında “kriz yönetimini beceriyor ama risk yönetiminde gevşiyoruz” dedi.

Ramazanoğlu Camii Konferans Salonu’nda düzenlenen anma etkinliğine Vali Köşger’in yanı sıra Adana Milletvekilleri Sunay Karamık, Ayhan Barut ve Sadullah Kısacık ile il protokol üyeleri, kurum amirleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından İl Müftüsü Mehmet Taşcı’nın dualarıyla başlayan anma töreninde Depremzedelere Yardım ve Dayanışma Derneği Başkanı Avukat Nazan Akça Subaşı’nın ardından bir konuşma gerçekleştiren Vali Köşger; “Bugün çok hüzünlü bir gün. Hüzünlü, bizi acılara gark eden bir vesile olan depremin yıl dönümü dolayısıyla burada toplanmış bulunuyoruz. 6 Şubat depremi üzerinden tam bir yıl geçti. Öncelikle 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden, deprem şehidi olan vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Mekanları cennet olsun. Allah bu millete bir daha böyle acılar göstermesin. Bugün aynı zamanda mübarek bir gün. Miraç Kandili. Hepinizin Miraç Kandili mübarek olsun.”dedi.

Depremzedelere Yardım ve Dayanışma Derneği Başkanının konuşmasının çok duygusal, içten gelen, yüreğinden kopan kelimelerden oluşan bir konuşma olduğunu kaydeden Vali Köşger; “Bu konuşmanın üzerine söylenecek söz yok. Acıyı bizzat yaşamış, acıyı yüreğinde hissetmiş ve halen acısı, yarası taze olan vatandaşlarımız aslında kelimelerle ifade edilemeyecek bir hali, bir durumu yaşıyorlar. Sözün bittiği yer aslında. Deprem, doğal afetler, sözün bittiği yer. Ancak deprem anından itibaren Devletimiz, milletimiz yekvücut oldu. Bu yarayı nasıl sararız? Nasıl ayağa kaldırabiliriz? Nasıl üstesinden gelebiliriz? Diye insanüstü, olağanüstü bir gayret gösterildi. 11 ilimizde olan deprem 50 binin üzerinde vatandaşımızın şehadetine, ebediyete intikal etmesine sebep oldu. Dünyanın hangi ülkesi böyle bir felakete maruz kalsa üstesinden gelemezdi. Ben bundan eminim, buna kaniyim. Bunu deprem bölgesini gezen gören durumu, vaziyeti idrak eden yabancılar da söylüyorlardı.”dedi.

“BİZİM MİLLET OLARAK OLAĞANÜSTÜ DURUMLARDA BİRBİRİMİZE KENETLENME HASLETİMİZ VAR”

Bizim millet olarak olağanüstü durumlarda birbirimize kenetlenme hasletimiz olduğunu belirten Vali Köşger “Olağanüstü durumlarda olağanüstü işler yapıyoruz. Krizi en iyi şekilde yönetiyoruz. En iyi şekilde ayağa kalkmaya çalışıyoruz ve kalkıyoruz da. Bunun tarihte çeşitli örnekleri var. Deprem en son yaşadığımız örnek. Keza pandemi sürecinde sağlık çalışanlarımız dünyada eşi emsali görülmemiş bir şekilde fedakarca çalıştılar ve üstesinden geldik. Savaş durumları, olağanüstü hal durumları da buna dahil. Kurtuluş Savaşı’nda yanmış, yıkılmış bir ülkeden, harap ve bitap düşmüş bir insan topluluğundan bir millet, bir devlet, bir Cumhuriyet ortaya çıkarmayı başardık. Bunlar bizim milletimizin önemli hususiyetleri. Bundan dolayı Allah’a ne kadar şükretsek az. Yani bu bir millet olma şuuru, herkese bu şekilde verilmiş değil.”dedi.

Millet olarak olağanüstü durumlarda gösterdiğimiz, birlikteliği, beraberliği, dayanışmayı ve mücadele azmini olağan dönemlerde de sürdürebilmemiz gerektiğine değinen Vali Köşger “Yani kriz yönetimini beceriyoruz. Risk yönetimine gelince gevşiyoruz ve olması gereken noktada, olması gerektiği şekilde gayret ve çalışmayı maalesef gösteremiyoruz. Bunun en büyük göstergesi bu depremde yaşadığımız maruz kaldığımız felaket. Yani ne demek?  Burası Anadolu coğrafyası yani fay hatlarının olduğu depreme maruz kalacak bir bölgedir. İzmir depremini yaşadım. İzmir depreminden sonra bu konuyla ilgili bilimsel çalışmaları olan birçok akademisyenle görüşüp bilgi aldım. Anadolu coğrafyasının jeolojik, evrimini, jeolojik oluşumunu gördüğünüz zaman sanki hususi yaratılmış bir yer burası. Yani bir kısmı Hint Okyanusu’nun ortasından tektonik hareketlerle gelmiş, bir kısmı da Avrupa’nın oralardan gelmiş ve burada birleşmiş sanki özel hususi bir coğrafya olarak yaratmış Allah burayı. Güzel bir coğrafya. Dünyada başka emsali yok. Aynı anda yedi iklim dört mevsimi yaşıyorsunuz. Tropikal su, tropikal iklimden doğal alım işte iklimine kadar her türlü şeyi yaşıyorsunuz. Türkiye’deki bitki varlığı Avrupa’nın toplamından fazla, beş binden fazla endemik bitki var. Yani bu coğrafyanın nimetleri var ancak bu coğrafyanın bir külfeti de var. Tektonik hareketlerle oluşmuş ve bütün Anadolu’yu doğudan kat eden bir fay hattımız var ve Güney Anadolu fay hattımız var. Ve bu fay hatlarına Allah’ın koyduğu kurallar var, fizik kuralları var, periyotlarla hareket ediyor. Biz bunu biliyoruz. Bilimsel olarak bu belli. Kahramanmaraş depremi bekleniyordu. Onun bir periyodu var ve o periyot gelmişti. Bizim buna hazırlıklı olmamız lazımdı.” dedi.

“BU ACIYI BİR DAHA YAŞAMAK İSTEMİYORSAK BUNUN ŞUURUNA VARMAMIZ LAZIM”

Konuşmasını “Bu acıyı bir daha yaşamak istemiyorsak bunun şuuruna varmamız lazım. Bunu idrak etmemiz lazım. Deprem gelecek, gelmeden önce hazırlanmamız lazım. Nasıl hazırlanacağız? Yerel idarenin, merkezi idarenin ve bu işe dahil olan herkesin ne yapması gerekiyorsa onu yapması lazım. Fertler olarak biz de ne yapmamız gerekiyorsa yapmalıyız. Kendi çocuğuyla, torunuyla beraber oturacağı evden demir çalan insanlarımız var maalesef. Demir eksilten insanlarımız var. Bunlardan vazgeçmeliyiz. Bu vaka olacak buna hazırlıklı olmalıyız ve ona göre hazırlığımızı yapmalıyız. Yapacağımız binaları ona göre yapmalıyız. Küçük olsun daha güvenli olsun. Daha yaşanılası olsun, daha kaliteli olsun, daha sağlıklı olsun.”cümleleriyle sürdüren Vali Köşger; Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetinde, Devletimizin bölge için yapması gereken her şeyi yapmaya çalıştığını ve Adana için de yapmaya çalıştıklarını belirtip “İlimizde üç bin iki yüz konut inşa ediliyor şu anda. Bin beş yüz seksen dokuzunu Şubat ayı sonuna kadar teslim etmiş olacağız. Sekiz bin iki yüzün üzerinde hak sahibi depremzede vatandaşımız var. Şu anda konteynerde yaşayan iki yüz yetmişin üzerinde vatandaşımız var. Onların her türlü ihtiyacı karşılanıyor. Depremin akabinde Adana, özellikle başka bir hüviyete de büründü. Kendisi depreme maruz kalmış olduğu halde buradaki arkadaşlarımızın, Devletimizin, milletimizin, iş birliğiyle Adana aynı zamanda depremin lojistik merkezi haline geldi ve bütün deprem yardımlarının koordine edildiği bir merkez haline geldi. Ondan dolayı da burada çalışan, gayret gösteren herkese ama herkese şükranlarımızı sunuyoruz. Adana’ya şükranlarımızı sunuyoruz. Adana’daki vatandaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Depremzede vatandaşlarımıza ve depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza tekrar Allah’tan rahmet diliyoruz. Mekanları cennet olsun. Allah milletimize ve hiçbir millete, dünyada hiç kimseye böyle bir acıyı bir daha yaşatmasın.”dedi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor