ATATÜRK, İKİNCİ GÜN ÖNEMLİ ZİYARETLER YAPTI BİLGİ ALDI

İKİNCİ BÖLÜM

Fırka Kâtibi (Parti Sekreteri) ve Türk Ocağı Başkanı Fahri Bey’in evindeki ön görüşmeler ve kısa bir dinlenmeden sonra otomobille kenti gezip köşke döndü. Akşam yemeğine kent ileri gelenlerinden de davetliler vardı. Paşa, sosyal ve ekonomik konular yanı sıra tarihi miras sayılan kültürel değerler hakkında da görüş alışverişinde bulundu. Sohbet gece yarısı sonrasına kadar sürdü.

Tarihle ilgili konuşmalar sırasında bir ara Antakya konusu açıldı. Meclis Başkanı ve Başkumandan sıfatlarıyla 15 Mart 1923 günü Adana’ya geldiğinde önüne çıkan siyahlara bürünmüş İskenderun ve Antakyalı kızlara söylediği “Kırk asırlık Türk yurdu ecnebi elinde kalamaz” sözünü anımsadı. Vasıf Çınar’a dönerek “O sözde mübalâğa değil noksan vardı değil mi?” diye sordu. Vasıf Çınar’da “O zamanki vesikalara göre kırk asır demekle haklı idiniz. Sonra vesikalar çoğaldıkça Türkün bu topraklara kırk asırdan daha evvel sahip olduğu anlaşıldı” diyerek yanıtladı.

İKİNCİ GÜN

Atatürk, ziyaretin ikinci günü resmî daireler ile mahalli yerel kurumlara uğradı. Saat 11:00’de Kütahya Mebusu Recep ve İzmir Mebusu Vasıf Bey ile birlikte vilayete gitti. Buradan CHF’na (Sonradan CHP) geçerek fırka çalışmaları hakkında bilgi aldı. Bir sonraki durağı belediye oldu.

Belediye Reisi Turhan Cemal Bey‘le (Beriker) uzun görüşme yaptı. İzlenimlerini dile getirirken “Şehirde fevkalâde tebeddülat görüyorum. Geniş, güzel, uzun ağaçlı caddeler açılınca şehir tamamıyla meydana çıkmış” diyerek sevincini ifade etti. Kent haritasını inceleyen ve Belediye Reisine sorular soran Ulu Önder, kanalizasyon, su işleri, mezbahane ve diğer sıhhi çalışmalarından dolayı Reisi bir kez daha kutladı.. Saat 13.30’da da Belediyeden ayrılarak dinlenmek amacıyla konağa döndü, biraz istirahat ettikten sonra da Afet İnan ile birlikte Askerî Fırka ile Türk Ocağını ziyaret etti.

Türk Ocağını ziyareti esnasında Ocak Reisi Fahri Bey’e ocaklıların miktarı, ocağın faaliyetleri ve bilhassa köylere yönelik çalışmalarıyla ilgili sorular yöneltti. Konuşmanın ocağın şehre yönelik faaliyetleri ile Adana eğitim çalışmalarına kayması üzerine de Maârif Emini (Eğitim Sorumlusu) İsmail Habip Bey‘den bilgi aldı. Bir sonrasonra yanında bulunan ocaklı hanımlarla sohbet ederek, “Hanımefendilerin mühim bir kısmı asker olmak ve kendilerine verilen hukuk-ı siyâsiyeden (Siyasi haklardan)  o sahada da müfit (yararlı) olmak arzusunda bulunuyorlar? Bu hususta sizler ne düşünüyorsunuz?” sorusunu yöneltti.

Sohbet sonrasında da ayağa kalkarak yaklaşık bir saat süren söyleve başladı.

“MÜHİM NUTUK”

Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın çok yönlü söylevi Ülke genelinde yankılandı. Ankara ve İstanbul gazeteleri Adana Söylevini “Mühim Nutuk” nitelemesiyle manşetten ve eksiksiz yayımladılar.

Araştırmacı ve meraklıları düşünerek, manifesto gibi söylevi, Paşa’nın ağzından çıktığı gibi vermeyi uygun gördük. Yer yer, anlaşılması güç olabilecek ifade ve sözcüklere parantez içinde açıklama getirdİk.

“BRE NAMUSSUZ VEYA

BRE NANKÖR” DEMEDİ.

Gazi, Adana’dan ulaşan “Yandık, bittik, öldük… Bankalara ve şuraya buraya borçlarımızı ödeyemiyoruz. Vergilerimiz birikti…” şeklindeki serzenişlerin bazı açıkgöz zenginlerin abartısı olduğunu devlet diliyle ve devlet adamı ciddiyetiyle dile getirdi. Bu kişileri tarif ederken de derin üzüntüsüne karşın “Bre namussuz, bre nankör, bre yalancı…” gibi nitelemelere zinhar değinmedi bile. Ama, sözlerinde gereken ağırlık ve bundan da öte tüm ülkenin alacağı dersler vardı.

ÇARŞAMBAYA: SÖYLEVİ SUNUYORUZ

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor