İNTERNETİN KİRLİ YÜZÜ

Çağımızın en etkin ve hızlı haberleşme, bilgilenme yöntemi internet… Ve maalesef internet her geçen gün artan bir şekilde kirleniyor. Hem de ne kirlenme, artık sanal aleme girdiğinizde herkesin uzman, profesör olduğunu görüyor. Hiçbir konuda bilgisi olmayan çok sayıda insanın her konuda ahkam kestiğine şahit oluyoruz.

Toplum olarak aslında her konuda uzman olduğumuzu kabul ediyoruz. Örneğin, ayakkabı boyayan bir kişi bir çift ayakkabı boyayana kadar zengin olmanın formülünden girip, ülkemizin iç ve dış politikalarına çeki düzen verebiliyor, bir bankacı bir anda askeriyenin başına geçip, Osmanlı İmparatorluğunu yeniden kurabiliyor, bir taksici bir anda mafya babası olup yer altı dünyasına çeki düzen vermenin yolunu anlatabiliyor…

Kişilerin herhangi bir konuda bilgi sahibi olup olmadıklarını, yüz yüze konuşulan bir ortamda rahatlıkla anlayabiliyoruz. Fakat internette bunun ayrımını yapmak bu kadar kolay olmayabiliyor. Çünkü bir profesörde, bir öğretmende, bir uzmanda yıllarca araştırma yaparak öğrendiklerini düz bir ekrana yazıyor, hiçbir bilgisi olmadığı halde her şeyi bildiğini sanan kişiler de aynı şekilde yazabiliyor. Bu nedenle okuyucular yazılan yazıların gerçekten uzman kişiler tarafından mı yoksa ‘diplomasız profesörler’in mi yazıldığını kolay kolay ayırt edemiyor. Bu da insanların yanlış bilgilenmesine neden oluyor.

Ayrıca sosyal medyadaki ‘klavye delikanlıları’ da yazdıkları yazılarda sınır tanımıyor. Din, dil, siyaset, eğitim, hukuk, medya aklınıza ne gelirse her alanda, hemen hemen herkes uzman olmuş, sağdan soldan buldukları saçma sapan bilgileri haber kaynaklarında paylaşarak, gerçekten bilgiye aç insanları yanlış yönlendirebiliyorlar.

Endişem şudur ki, internet çok yakın bir tarihte daha fazla kirlenecek ve içinde temiz kalanların bile bir değeri kalmayacak. Nasıl ki evimizi, iş yerimizi temiz tutuyor, çevremizin de yerel yönetimler tarafından temizlenmesini istiyor ve bekliyorsak internette de bunu yapmalıyız. İnternetimizin temiz kalmasını istemeliyiz.

İşin bir de popüler cahiller var elbette. Şöyle ki sadece tanınırlığı var diye ünlü olmuş kişilerin yaptıkları saçma sapan açıklamaların, yaşantıları ile paylaşımları ile Türk örf ve adetlerine, sosyal ve hukuk düzeni kurallarına uymayan kişilerin yaptıkları akıl sınırlarını zorlayan paylaşımların birlerce belki de milyonlarca beğeni alıyor olması ister istemez ‘İnsanlık nereye gidiyor’ diye düşündürüyor insana.

Herkesin bildiği üzere nereden, nasıl meşhur olduğu bilinmeyen kendini dj ve sosyal medya fenomeni olarak lanse eden bir kişinin uçakta çektiği ahlak sınırlarını yerle bir eden görüntüsünü sosyal medyasına yüklemişti ve saniyesinde milyonlara ulaşmıştı bunlar. Ancak gelin görün ki bu kişiye verilen ceza o kadar komik ki belki hiç hapse bile girmeyecek ve en çok üzüldüğüm nokta da bu şahsın halen daha 3 milyonun üzerinde takipçisi olması… Bu tarz kişilerin kendisinden sonra gelenlere ne kadar kötü örnek olacağı takip sayısı ile ortaya konuyor. Bu nedenle ısrarla diyoruz ki internet ortamı kimsenin babasının çiftliği değil ve bu gibi nahoş durumlar en ağır hukuki yaptırımlarla cezalandırılması gerekiyor.

Aynı şekilde sosyal medyada ideolojik görüşler paylaşarak, kendi ideolojisi dışındakileri suçlayan, ezik gören ve düşman görüp ağır ithamlarda bulunan kişilerin de her geçen gün arttığını görüyoruz. Bu tarz kişilerin de aynı ağır yaptırımlarla cezalandırılması gerektiğini düşünüyorum. Hele hele bazı hazır yorum ve mesajlar var ki, bunlarla direk provokatörlük yapılıyor. İşte bu şekilde sosyal medya yani internet kirletiliyor.

Sosyal medyayı, internet ortamını bu şekilde kirleten, olumsuz kullanan, gelecek nesillere kötü örnekler sergileyen her hareketin cezalandırılmasını ve cezaların da bu oranlarda tatmin edici seviyelerde arttırılmasını istiyoruz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor