Yapay zekânın kurumlara etkisi
TÜBİSAD’ın yüksek teknoloji dünyasının nabzını tuttuğu YouTube serisi TÜBİSAD Plus’ın yeni bölümü yayınlandı. Serinin 32’nci bölümünde TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi, Maro Kurucusu Lale Maro ve Softtech Genel Müdürü M. Bülent Özçengel, yapay zekânın kurumlara etkisini konuştu..
(HABER MERKEZİ)-TÜBİSAD Plus’ın yeni bölümünde Softtech Genel Müdürü M. Bülent Özçengel, TÜBİSAD Yönetim Kurulu Üyesi, Maro Kurucusu Lale Maro’nun sorularını yanıtladı.
Teknolojide çok hızla gelişim ve dönüşümlerin olduğu bir dönemden geçtiğimizi, yapay zekânın bunun en önemlilerinden ve herkesin gündeminde olduğunu söyleyen Lale Maro, M. Bülent Özçengel’e yapay zekânın kurumsal şirketlere etkileri konusunda ne düşündüğünü soruyor.
Yapay zekânın kurumsal şirketlere etkisini CHAT GPT öncesi ve sonrası olarak iki dönem açısından değerlendirmenin doğru olacağını söyleyen Softtech Genel Müdürü M. Bülent Özçengel, “2022 yılının sonunda CHAT GPT piyasaya sürülüp bilgisayarlarımızdan, cep telefonlarımızdan, tüm platformlarımızdan erişilebilir hale geldikten sonra üretken yapay zekâ ve büyük dil modelleriyle tanıştık. O günden itibaren de üretken yapay zekâ tüm sektörleri etkileyip, her geçen gün gelişti. Çok yakın bir zamanda da yine GPT-4o denilen yeni bir versiyonunu çıktı. Artık karşımızda insani özellikleri olan, sohbet edebilen, günlük konulardan bahsedebilen, hatta espri yapabilen bir yapay zekâ var. Artık gerçek ile yapayı ayrıştırmanın zor olduğu, aradaki sınırların iyice inceldiği bir dönemden geçiyoruz. Yapay zekâ zaten büyük veriye dayalı, spesifik alanlarda çok başarılı çıktılar sunuyordu. Ancak son dönemde insanın ön plana çıktığı alanlarda da fark yaratıyor; Stanford Üniversitesi’nin geçtiğimiz ay yayımladığı rapora göre okuduğunu anlama, görsel muhakeme gibi alanlarda yapay zekânın insana yakın performans gösterdiği bir döneme geldik. Bu çerçevede üretken yapay zekânın geleneksel yapay zekâya göre adaptasyon ve öğrenebilme yetenekleri sayesinde kurumsal yaşamda da çok ciddi değişiklikler var. İlk aklıma gelen örnek; yapay zekâ destekli sanal asistanlar. Uzun bir süredir kullandığımız sanal asistanlar hepimizin de hatırladığı gibi genelde bizim söylediğimizi anlamazlar ve yanlış yönlendirirlerdi. Biz de bir an önce gerçek bir insana ulaşalım da işimizi çözelim derdik. Ancak üretken yapay zekâ sonrası durum değişti. Artık karşısındakinin duygu durumunu anlayabilen, doğal dil işleme yetenekleriyle ne demek istediğimizi anlayan ve arkasındaki bilgi birikimiyle doğru yanıt veren sanal asistanlara sahibiz. Tüm bu gelişmeler bize gösteriyor ki, yapay zekâ ile birlikte operasyonel işlerimizi azaltmak, kazanacağımız zamanla da yaratıcı alanda daha fazla varlık göstermemiz mümkün olacak.” diyor.