BİR EĞİTİMCİ, BİR ABİ VE CİDDİ ADANALIYDI
1960’lı yılların ilk yarısında tanıştık. Yerel gazetelerin çokça okunduğu, saygınlık çıtasının zedelenmediği dönemlerdi. O yıllarda, genç bir gazeteci olarak Yeni Adana’yı da, sahibi Çetin Remzi Yüreğir’i de hayranlıkla izlemekteydim.
Sık sık bir araya gelememekle birlikte, zaman birbirimize daha da yaklaştırdı. Yeni Adana’da üç yıl aralıksız köşe yazdım, dizi yazılar yayımladım. Gazetenin gelenekselleşmiş ilkelerine özen göstermekle birlikte bazen sivri ifadelerim de oluyordu.
NEZAKETE BAKINIZ
Bine yakın köşe ve dizilerime sadece bir kez müdâhale etti. Kurtuluş Savaşı verilirken işgalcilere yandaşlık yapan birinden bahsetmiştim. Yazdığım yüzde yüz doğruydu. Çetin Remzi Bey, “Bu kişinin çocukları, torunları Adana’da. Üzülebilirler. İzin verirseniz yazıdaki ismi kaldıralım” dedi.
Bu istemiyle iki katlı nezâket sergilemişti. Birincisi, çoktan vefat etmiş birinin çoluk-çocuğunu düşünmesi, ikincisi de, mesleki disipline bağlılığı, yılların deneyimi ve görgüsüyle her türlü kararı alabilecekken benden kibarca “izin” istemesi… O gün, hayranlığım tavan yaptı.
PARAYI REDDETTİ
Çetin Remzi Bey’i daha iyi anlatabilmek için bir anımı daha dile getirmeyi görevim kabul ediyorum. Yeni Adana’nın maddi sıkıntı içinde olduğunu biliyorduk. Diğer yerel gazete sahiplerinden birkaçı iş adamlarına ve bazı kurumlarına baş vurarak az veya çok gelir elde ederken, Yeni Adana hiçbir zaman böyle bir yola girmedi.
Durumu Başkan Aytaç Durak’a anlattım. Tereddütsüz, “Yeni Adana bu kentin hafızası ve onurudur. Çetin Remzi Bey’e para teklif edilmez. Bir yol bulmaya bak, destek olalım” dedi. Çeşitli fikirleri kendi içimde tartıştıktan sonra hem Adana için, hem de gazete için “mükemmel” olacağını düşündüğüm fikirler ziyaretine gittim.
Projeyi anlattım. Yeni Adana’ın en eski sayılarından bile elimde örnekler vardı. 1924 sonrası gazetelerin tamamına yakını da dijital arşivimdeydi. Eski Yazıyla basılmış ilk sayfaları, boylu-boslu bir kitabın sol sayfasında, yeni harflerle transkripsiyonunu da sağ sayfasında göstermekti niyetim. Adana için de çok önemli kazanç olacaktı. Eserin nasıl ortaya çıkarılacağını da ayrıntılarıyla açıkladım. Dikkatle dinledikten sonra, “Çok güzel olur. Peki biz ne yapacağız?” diye sordu. “Siz sadece rıza göstereceksiniz; gerisini ben Belediye desteğiyle halledeceğim. Aytaç Başkan da bu projeye çok sıcak baktı ve kente hizmet olarak niteledi. Baskı öncesi de bir prototipi onayınıza sunacağız” diyerek cevapladım.
Derin nefes alıp arkasına yaslandı. Birkaç saniye sonra da, “Çok teşekkür ederim. İnce düşünce. Başkan’a da selam ve teşekkürlerimi iletin. Göstermediğimiz bir hizmet için tek kuruş kabul edemem.” Derken, ses tonu, “Bu konu burada kapanmıştır” vurgusunu belli ediyordu. Birer çay daha içerken ülke konularıyla ilgili konuştuk.
Önceki gün ebedi yolculuğuna uğurlandı. Giderken de, örnek Adanalılığını, nezâket buketini, hoşgörüsünü ve en önemlisi yazılarındaki yüksek cesaretini miras bıraktı. Nur içinde uyusun.