Başkan Taşkın; “Atamalarda liyakat esas alınmalıdır”

(HABER MERKEZİ)-Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın yaptığı yazılı açıklamada, sağlık teşkilatlarına yapılan sözleşmeli idareci atamalarında parti ve sendika refaranslarına göre atama yapılmasının yanlış olduğunu belirterek, atamalarda liyakatin esas alınması gerektiğini söyledi.

Sağlık Bakanlığına bağlı teşkilatlara yapılan sözleşmeli idareci atamalarında çoğunluğun sendika üyesi olduklarına dikkat çeken Taşkın, Liyakat esas alınmadan yapılan atamaların sağlık hizmetlerinin sunumunda etkinliğin, verimliliğin ve kalitenin düşmesine neden olduğuna vurgu yaparak, siyasal ya da sendika refaransıyla atanan kişi, atandığı birimin/kurumun işleyişi ile yasa ve yönetmelikler konusunda yetkin ve liyakatten uzak olduğu için personel üzerinde de olumsuz etkilerinin görüldüğünü belirterek, aynı zamanda bu kişilerin kurum kaynaklarının nerede, nasıl ve ne şekilde kullanılacağını bilemediklerinden kurum kaynaklarının israfına da yol açtıklarını belirterek şu ifadelere yer verdi:

“Bilindiği gibi liyakat belirli ilkeleri içinde barındıran bir unsurdur. Başarılı, etkin, adil ve demokratik eğilimli bir yöneticinin liyakatli olduğundan söz edebiliriz. İdarecilerin sınavla seçilmeleri de liyakat esasının bir parçasıdır. Dolayısıyla idarecilerin sınavla seçilmeleri esasının göz ardı edilmemesi gerekir. Bu nedenle sağlık teşkilatlarında sınavla seçilmiş liyakatli insanların görevlendirilmesi önemlidir. Çünkü liyakatli bir yönetici rasyonel işleyen kurum rejiminin önünü açar, daha başarılı ve etkin hizmetler sunulmasını sağlar. Binlerce yıllık Türk Tarihinde liyakate hep önem verilmiştir. Türk Devletlerini yöneten devlet adamları ve düşünürler, liyakati temel alan bir yönetim ve anlayışı devlet işlerinde hakim kılmak için çalışmışlardır. Nitekim liyakat adil yönetimin en önemli unsurudur. Sağlık teşkilatlarında yürütülen hizmetin düzgün bir şekilde işleyişini sağlamak liyakatle mümkün olabilir. Bu nedenlerle liyakatin özünde doğru kişiyi idareci yapmak yatar.

663 Sayılı KHK ile kadrolu yönetici atama sisteminden bugünkü sözleşmeli idarecilik sistemine geçilmiştir. Bu ise kayırmacı bir sistemin oluşmasına neden olmuştur. Bu sistem, personele baskı ve mobbing yapılmasına neden olmaktadır. Personelin üyesi olduğu sendikadan zorla ve tehditle istifa ettirilerek demokratik personel rejiminin işleyişine zarar vermektedir. Çalışma barışını bozmakta, iş verimini düşürmekte ve personelin kurum aidiyet duygusunu yok etmektedir. İdareci olarak atanacak kişi de şahsa, bir partiye ve bir sendikaya sadakat ve bağlılık değil, Devlete sadakatle bağlılık ilkesi aranmalıdır. Liyakat esas alınmadan yapılan atamalarda hem personelin hem de sağlık hizmetlerinin ve bu hizmetleri alan vatandaşların zarar göreceği aşikârdır. Amaç; adamına göre koltuk bulmak değil, koltuğa uygun adamı bulmak olmalıdır. Siyasal ve sendikal ödüllendirmenin yöntemi haline gelen sözleşmeli idareci atamasından vazgeçilmeli ve Devlete, mensubu bulunduğu Milletine aşkla, şevkle hizmet yükümlülüğü ve sorumluluğu hisseden, Devletin ve bağlı olduğu kurumun rasyonel işleyişine saygı duyan, yetkin ve liyakatli insanlar idareci olarak atanmalıdır.”

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Spor