İSRAİL’İN BİZİ GÖZÜNE KESTİRMESİ İMKÂNSIZ
Yahudi Milletinin aklını, zekâsını küçümseyemeyiz. Yanı sıra, intikamcı güdülerinin ne denli yüksek olduğunu da biliriz. Bu güdü, tarihlerindeki “imha” uygulamalarına dayanır. 510 yıl kadar önce İspanya’dan bir vapura doldurulup açık denizlerde yok olsunlar diye yola çıkarılmışlardı. Ölüme çok yaklaştıkları bir zamanda Türkler imdada kavuştu. Vapurdakileri kurtarıp memleketimizde değişik yerlerde ikamet sağladı.
İNTİKAMCI RUHU
Hitler, kendince ve delice bir düşünceyle Alman Irkını dünyaya hâkim kılmak istediğinde öncelikle Yahudileri yok etmek üzere harekete geçti. Toplama kamplarında inanılmaz işkencelerle, gaz odalarında, fırınlarda yakarak on binleri öldürttü. Tıp araştırmacıları, insanın kaç derece soğukta ve kaç derece sıcakta can verdiğini defalarca ve farklı yaşlar için, kadın-çocuk demeden incelediler.
İsrail, işkenceci ve katillerden sağ kalmış eski yetkili Eichmann’ın peşine düştü. Eichmann canını kurtarmak amacıyla Arjantin’e yerleşmiş ve adını değiştirmişti. Mossad 15 yıllık uğraşlardan sonra yerini belirledi. Ajanlar karga tulumba yakalayıp iğneyle bayılttılar. Kıyafetini değiştirip uçuş ekibinden personel gibi göstererek İsrail’e getirdiler. Mahkeme iki aya yakın sürdü. Dünya basını günü gününe takip ettiği hukuki süreç sonunda asılarak öldürüldü.
Oraya buraya sürülmüş Yahudiler bulundukları ülke halklarından daha zengin olmuşlar ve çevrelerinde kamuoyu oluşturmuşlardı. Esaslı kampanya sonrası İsrail devletini kurdular. Bundan sonra da, yeni bir tehlikeye karşı koruma ve karşı atak güdüleri gelişti. Bir adama karşılık karşıdan bin adamı öldürmek onlar için normal oldu. Araplar üç kez yok etmek istediyse de başaramadılar, hatta toprak kaybettiler.
SIRA BİZE GELMEZ
Gazze halkının savunma silâhı çoluk-çocuk elindeki sapanlar dışında dışarıdan getirilen yetersiz mühimmattan ibaretti. Dışarısıyla alışverişi gizli tünellerle sağlamaktaydılar. Nasıl olduysa, deli cesareti ile İsraile roketlerle saldırdılar. Bu saldırı, Netanyahu’ya beklediği fırsatı verdi. Vicdanı, insafı, insanlığı ezip karşı harekâta girişti. Bir zamanlar Hitler’in kendilerine yapmak istediği yok etme plânını bu kez kendi Gazze halkına karşı uyguladı. Hamas’tı, Hizbullah’dı derken Lübnan’a girdi.
Sayın Cumhurbaşkanı hem TBMM açılışında hem de Adana’da İsrail’in topraklarımızı gözüne kestirdiğini söylediler. Pek çok yorumcu, bunu gündem değiştirme plânı olarak değerlendiriyor. Bazıları da, arkasında Amerika ve bazı Avrupa devletlerinin bulunduğunu düşünerek Sayın Cumhurbaşkanımızı haklı buluyor. Aslında, BOP Eş Başkanı olması hasebiyle elbette bildiği noktalar vardır. BOP’a göre, İsrail çok geniş topraklara hakim olacaktır. Ülkemiz elbette bu yayılmanın dışındaydı. Ne var ki dışarıdaki itibarımız zedelenince farklı gelişmeler söz konusu olabilir.
Peki bu mümkün mü? Hayır!.. Bir kere Amerikan’ın Ortadoğu’daki maskesi bile olsa, İsrail’in ezici gücü ancak silâhsız, korumasız alanlara yıkıcıdır. Başında hangi komutanlar olursa olsun, Ordumuz halen dünyanın altıncı büyük gücüdür. Mühimmat üretimimizde başarılı çalışmalar yapıldığını da biliyoruz. Annesi Türkiye Yahudisi olan Netanyahu, bizi gözüne kestirecek kadar aptal olamaz. Kaldı ki, böylesine bir teşebbüs, Rusya’nın da Çin’in de hoşuna gitmez. Bir Üçüncü Dünya Savaşı ise, Nükleer boyuta ulaşabilir ki, o da kıyamet demektir. Unutmayalım, işte o zaman Kuzey Kore’nin çılgın lideri Kim Jong pek iddialı olduğu cehennem bombalarını salıvermekten çekinmeyebilir.
Ben bu nedenlerle İsrail’in bizi gözüne kestirmeyeceğini, kestiremeyeceğini düşünüyorum. Sıkıntı, açık sınırlardan hangi casus ve ajanların girip ülkemizde ne tür faaliyette bulunduklarının bilinmemesinde.
DEVAM EDECEĞİM…