AĞAÇLARIMIZI KELTOŞ EDEN NETANYAHU’DUR

Herifte vicdan yok, merhamet sıfırın altında, insaf ise semtine bile uğramamış. Kana doymuyor. Tahribatta rekor üstüne rekor kırmayı sürdürüyor. Gazze, Lübnan, Şam ve bazı çevre devletlerini bombalamak kesmemiş. Nasıl yaptıysa yaptı, kanlı ellerini gizlice Adana’ya uzattı. Gözlerimle görmedim ama, mantıken biliyorum ki Netanyahu bir süredir Adana ile uğraşmakta.

HEDEFİ AĞAÇLAR

Bize bomba atamayacağını bildiği için Adana’mızın yeşilini yok etmeyi kararlaştırmış besbelli. Baksanıza, en olmadık yerdeki ağaçlarımız, sözüm ona “Budama” bahanesiyle usturaya vurulmuş kafa gibi cascavlak. Yapılanlar zahiren(*) budama fakat hakikatte ağaç tahribatı.

“Netanyahu’yu nereden çıkardın?” diye sorabilirsiniz. Çok basit!.. Hiçbir vicdan, hiçbir izan ve dahi hiçbir mizan koca koca ağaçların tam de taç noktasından kesilip kel-keleş bırakılmasını kabul etmez. Hle Adana gibi gölgeye gereksinim duyulan bir yerde. Netanyahu canisinin kıyıma yatkınlığı malûm; işte bu yüzden ağaçlarımıza, daha doğrusu kentimize bu kötülüğü yapanın Netanyahu olduğundan eminim. Yanılıyorsam Netanyahu tekzip göndersin; şerefime, namusuma olduğu gibi yayımlarım.

KABAKLAMAYMIŞ

Belli ki Zeydan Başkan’a oy vermemiş bir dostum “Yanılıyorsun, bunu yapan Adana Büyükşehir Belediyesi’nin adamlarıdır” dedi. Hadi buyurun, gelin de cinlenmeyin. Bre biraderim, Zeydan Başkan’ın yeşile ve kent estetiğine olan düşkünlüğünü bilmesem inanacağım. Dostumun ifadesine göre, bu tarz budamaya literatüründe “Kabaklama” denilirmiş. Duydum ya, hemen ağaç-orman okumuş deneyimli dostları arayıp durumu anlattım. Öğrendim ki, evet, kabaklama diye bir uygulama varmış ama, Adana’da yapılan kabaklama değil, resmen ağaç katliamı ve kent estetiğine darbe vurmakmış. Sonunda, bu uzman arkadaşlarım, “Haklısın; bunu yapsa yapsa Netanyahu yapar” dediler.

HİÇ GÖRMEDİM

Özür diliyorum. Onuncu pasaportunu almış, Avusturalya dışında her kıtayı defalarca gezip dolaşmış hemşeriniz olduğumu ifade etmek zorundayım. Dünyanın hiçbir yerinde, gelişmiş olsun, ilkel olsun, hiçbir kentinde, şehir içindeki ağaçların bu şekilde rezil edildiğini görmedim.

YA KIRMIZI BÖCEK?

2007-2008 yıllarında tüm Akdeniz ülkelerinde büyük zarara ve onbinlerce palmiyenin ölümüne yol açan Kırmızı Palmiye Böceği ile mücadele etmiştik. Adana, dünyada ilk baskılayan kent olmuştu. Bu nedenle de naçizane iki kez Avrupa’ya davet edildim ve nasıl başardığımızı görsellerle anlattım. Sonraki yıllarda da koruma amaçlı çalışmalar sürdü. Önceki yıl birkaç ağaçta varlığını gördüm. Belediye ilgililerine anlattım ve derhal önlem alındı. En son, geçen yıl kendi evimin bahçesindeki hurmada görüp mücadele ettim ve kurtardım.

Çok üzgünüm, Karataş yolundaki “Caneriensis” türü süs hurmalarından birkaçının öldüğünü gördüm. Yazık!.. Adana’mızın sembolü diyebileceğimiz bu ağaçların ihmal edilmesi kısa sürede büyük tahribata yol açabilir. Ölen her ağaç, eğer usulüne uygun yok edilmezse, böceği en az iki yüz ağaca musallat edecektir.

Adana’daki geniş katılımlı Çalıştay’ın önemli konuklarından biri de İsrail’den gelen Profesör Soroker’di ve dişli kadındı. Netanyahu’ya bunu yaptırmaz. Demek ki palmiyelerimiz sadece kendi hatamızdan dolayı bu çok ciddi tehdite maruz kalmış. Benden söylemesi. Halen vakit varken…

(*) Zahiren: Görünüşe göre

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor