KADINLAR, KATLİAMLARI PROTESTO ETTİLER

(HABER MERKEZİ)-CHP Adana İl Kadın Kolları, katledilen kadınlar için Atatürk Parkı’nda basın açıklaması yaptı. CHP Adana İl Kadın Kolları Başkanı Özgür Çığ burada yaptığı konuşmada, “Bizler; kadınlar, kız kardeşler, anneler bu erkek egemen toplum düzeninin değişmesini istiyor, mücadele ediyoruz. Bugün burada bir arada olma sebebimiz büyük acımız, öfkemiz ve bunlarla birlikte yaşama olan umudumuz, inancımız!” dedi.

Atatürk Parkı’ndaki basın açıklamasına CHP Adana İl Kolları’ndan başka Adana Kadın Platformu, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, KESK Kadın Meclisi, Adana Kadın Platformu, DEM Parti Adana İl Eş Başkanı Helin Kaya ve DEM Parti Kadın Meclisi, İHDD ve bir çok kurum temsilcisi katıldı.

Özgür Çığ konuşmasına daha sonra şöyle devam etti;

Ülkemizde her gün en az bir kadın, her gün en az bir çocuk daha şiddete, istismara, cinayete kurban veriliyor.

Biliyoruz ki yaşam hakkı, en temel insan hakkıdır. Ama ne yazık ki bu hak, her geçen gün daha vahşice elimizden alınıyor.Bizler; kadınlar, kız kardeşler, anneler bu erkek egemen toplum düzenini değişmesini istiyor, mücadele ediyoruz.

Kadınlar olarak yalnızca toplumsal hayatta eşitliği savunmak bu uğurda mücadele etmek için maalesef ki önce hayatta kalmayı başarmak, yaşam hakkımıza sahip çıkmak zorundayız. Bizlerin yaşam hakkını koruyamayan düzene karşı 6284’ü uygulatmak için İstanbul Sözleşmesini yeniden kazanmak için mücadeleyi sürdürmek zorundayız.

Ülkemizin sokaklarında, evlerimizde, iş yerlerimizde öldürülen kadınlar, yok olan hayatların sorumlusu 6284’ü uygulamayanlar, erkek şiddetini/ faili koruyanlar, İstanbul sözleşmesinden bir gecede imza çekenlerdir.

Adaletin sağlanması için, çocuklarımızın güven içinde yaşayabilmesi için biz kadınların eşit ve özgürce nefes alabilmemiz için geleceğimiz, hayallerimiz, Umutlarımız ve ülkemiz için EVDE, İŞTE, SOKAKTA bizde varız demeye devam edeceğiz. Gülistan için İkbal için Ayşenur için Narin için katledilen her bir kadın için anıt sayaca birimizin daha adını yazmamak için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü biliyoruz ki biz sustukça, biz göz yumdukça, şiddet de sessizce büyüyor ve korunuyor.

Bu karanlığa, bu zulme karşı direneceğiz. Bizi yok sayanlara, yaşam hakkımızı elimizden almaya çalışanlara karşı haykırıyoruz:

Kadınların eşit hak ve özgür yaşam mücadelesi siyaset üstüdür.

İşte bu yüzden tüm kadınlar hep birlikteyiz.

Korkmuyoruz! Geri durmuyoruz!

Sokaklar bizim! İstanbul Sözleşmesi Bizim! 6284 Bizim! Yaşam Bizim!

Burada bulunma amacımızı hepiniz biliyorsunuz. Son günlerde yaşadığımız olaylara bizler artık sessiz kalamıyoruz. Bu konuda hepimiz sesimizi çıkarmalıyız. Peki sizlere soruyorum son günlerde bu ülkede ne oldu? Kaç kadın katledildi, vahşice öldürüldü. Hükümet buna ne cevap verdi, ne yaptı? Ben söyleyeyim hiç bir şey yapmadılar. Önlem almadılar. Ne yaptılar biliyor musunuz. Kendimizi korumamız gereken bu ülkede korunacağımız aletlere 2 genç kızın katledildiği gün zam getirildi.

İkbal daha 19 yaşında gencecik bir kızdı. Evden ilk defa tek çıktığı gün parçalara ayrılarak öldürüldü. Ayşenur da daha gencecik bir kızdı güvenerek gitti o evde canice öldürüldü. Peki biz ne yaptık? Ayşenur o evde ne işin vardı dedik, ikbal sen bu çocuk ile nasıl görüştün dedik. Konumuz bu mu gerçekten bu kadar mı? Peki bilmediğimiz kaç kadın vahşice katledilmiştir. Geçtiğimiz haftalarda ki Narin’in suçu neydi? Eşinden boşanmak istediği için öldürülen kadınların suçu neydi? Bizlerden suç aramaktan vazgeçin artık. Biz kadınların da bir birey olduğunu, kararlarımızın olduğunu görün duyun artık. Son günlerde İkbal, Aysenur, Sonay Bedriye ve Sıla bebek hayattan koparıldı. Bugün sıra bende mi veya bizde mi? Biz daha ne kadar korkarak yaşayacağız. Dışarı çıkamayacak mıyız dolmuşa binemeyecek miyiz ? Çözüm bu mu?
Bir şey yap artık hükümet. Yapamıyorsan da “Hükümet istifa” sloganlarını duy.

2024 yılında kaç kadın öldürüldü biliyor musunuz? Ben size söyleyeyim, sadece bildiğimiz 297 kadın öldürüldü. Hepsi bir erkek tarafından vahşice katledildi. Hani hep suçlayacak bir şey bulunuyor ya. Emine Bulut’un, Özgecan Aslan’ın Pınar Gültekin’in Şeyda Yılmaz’ın Peki Sıla bebeğin, 4 yaşındaki Leyla Aydemir in suçu neydi? Ve daha sayamadığım yüzlerce kadının, çocuğun suçu neydi?. Onları ne ile suçlayacaksınız?  Binlerce vahşete kurban gitmiş kadınlarımızı ne ile suçlayacaksınız?

Artık sesimizi duyuralım, korkmayalım evt bu ilk değildi ama artık son olsun. Bardak dolmadı o bardak çoktan taştı.
Bu durumlara sesini çıkarmayanların sesleri nasıl geldi biliyor musunuz ? Yayın yasağı getirilerek meclis kararı cinayet araştırmalarını ile reddederek, artık bu duruma bir dur diyelim. Ben 17 yaşında bir kız çocuğuyum, ve her gün korkarak yaşamak istemiyorum, istemiyoruz. Halkçı Liseliler Ülke de yaşanan bütün sorunların karşında her zaman dimdik duracak.

 

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Röportaj

    Sağlık

    Spor